Eğitim Sen’den “4+4+4 yasa teklifi”ne tepki!

Söz konusu yasa teklifinin sorunları ortadan kaldırmak yerine yeni sorunları da beraberinde getirdiğini vurgulayan Eğitim Sen’liler, “Komisyonun tepki alan kimi maddeleri değiştirmesine karşın, teklifin içerdiği sorunlar ortadan kaldırılmamıştır. Aksine komisyonda yapılan düzenlemeler daha ciddi sorunları beraberinde getirecek niteliktedir.

Yapılan düzenlemelere göre eğitimin kademelendirilmesinden vazgeçilmemiş, ilk teklifte 6 yaşın bitirilmesi olarak ifade edilen ilköğretime başlama yaşı 5 yaşının bitirilmesi olarak değiştirilerek bir yaş indirilmiştir. Öte yandan en fazla tepki toplayan, ilköğretimin birinci kademesinden sonra açık öğretime geçilmesini olanaklı kılan düzenleme değiştirilerek, son dört yıllık kademeyle sınırlandırılmıştır. 

Yapılan değişiklikler, kamuoyunun tepkisini yatıştırma amacıyla sınırlı kalmıştır. Teklifi doğuran mantık ve bu mantığın uzantısı maddeler korunmuş, hatta bazıları daha da sorunlu hale getirilmiştir. Örneğin 1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanununun 22. maddesine dair ilk teklifte “ilköğretimin kız ve erkek bütün vatandaşlar için zorunlu, devlet okullarında ve parasız olacağı” ifadesi yer alırken, alt komisyondan geçen teklifin 7. maddesinde bu ifade çıkartılmıştır. Söz konusu ifadelerin çıkartılması özellikle kız çocuklarının okullaşmasına yapılan vurgunun ortadan kaldırılması açısından manidardır. Ayrıca ilköğretimin devlet okullarında parasız olması vurgusunun çıkarılması da son derece tehlikeli sonuçlara yol açabilecek niteliktedir. Zira ilköğretimin parasız olmasını düzenleyen ilgili Anayasa maddesinde yapılacak küçük bir değişlik ile ilköğretim hizmetinin paralı olması mümkün hale gelmesinin önü açılmıştır. 

Alt komisyonda son hali verilen yasa teklifinin 10. maddesinde, ortaöğretim hizmetinin “örgün” ve “yaygın” öğrenim veren kurumların tümünü kapsadığı dile getirilmektedir. Bu düzenleme, ortaöğretimde yaygın öğrenimi içererek zorunlu eğitimi 12 yılla değil, fiilen 8 yılla sınırlandırmaktadır. Dolayısıyla, zorunlu 12 yıl eğitim hizmeti son kademede sadece diploma almaya bağlanmaktadır. Daha açık ifade etmek gerekirse söz konusu teklif ile iddia edildiği gibi zorunlu eğitim 12 yıla çıkarılmamaktadır. 

Ayrıca teklifte yapılan değişiklik sonrasında da okul öncesi eğitim ile ilgili bir düzenlemeye yer verilmediği görülmektedir. 

Alt komisyonun görmezden geldiği başka bir husus ise mesleki eğitime yönlendirme yaşının düşüklüğüne ilişkin eleştiriler olmuştur.  Nitekim bu konudaki düzenleme de olduğu gibi korunmuştur. 

Yasa teklifinin alt komisyonda düzenlenen 12. maddesi ile çocuk emeği sömürüsünün önü sonuna kadar açılmaktadır. Bir önceki teklifte yer almayan bu düzenlemeye göre, on çalışanı olan bir işletmeye sınırsız stajyer meslek lisesi öğrencisi çalıştırma hakkı tanınmaktadır. Oysa Mesleki Eğitim Kanunu’nda  yer alan haliyle en fazla o işyerinde çalışanların onda biri kadar stajyer çalıştırma hakkı tanınmaktadır. Alt komisyonda şekillendirildiği haliyle teklifteki 12 maddeye göre bu oran sınırı kaldırılarak işletmelere ucuz işgücü olarak diledikleri kadar öğrenci istihdam etme olanağı sunulmaktadır. Torba yasada meslek lisesi öğrencilerinin cebindeki üç kuruşa göz diken İktidar, şimdi de çocuklarımızın ucuz ve güvencesiz işgücü olarak sömürülmesine sonuna kadar olanak verecek bir düzenlemeye imza atmaktadır. Torba yasa döneminde de çok fazla tartışmaya neden olan bu konuya dair İktidarın yeniden adım atması manidardır. 

Eğitim Sen olarak teklifin bu haliyle, eğitim sisteminin ticarileştirilmesine ve çocuklarımızın ucuz iş gücü olarak sermaye çevrelerinin hizmetine sunulmasına daha fazla hizmet edeceği kanısındayız. Hangi amaçlarla gündeme getirildiği belli olan bu düzenlemenin, geri çekilmesini istiyoruz. Bu kapsamda zorunlu eğitimin süresi ve içeriği ideolojik kaygılarla değil, bilimsel veriler ve toplumun ihtiyaçları doğrultusunda yeniden düzenlenmelidir” ifadelerine yer verdi.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.