Çerkez Hakları İnisiyatifi de kim oluyor?

Soner’den eleştiri yağmuru:

Çerkezlerin bu ülkenin “asli unsuru” olduğuna dikkat çeken Soner, “Temel felsefemiz ‘bu ülkede kimin ne kadar hakkı varsa, benim de o kadar hakkım vardır. Kimin ne kadar sorumluluğu varsa, benim sorumluluğum da o kadardır.’ Biz Çerkezlerin dernekleri var. Derneklerin bir araya gelip oluşturdukları federasyonları da var. Biri KAFFED, diğeri BİRKAF’tır. Bunların üye ve yöneticileri, kendilerini Türkiye’den ayrıştırmazlar.

Geçen yılın başında bir grup ortaya çıktı. Kendine, ‘Çerkez Hakları İnisiyatifi’ adı verilen bu grup kimdir? Ortada görünen bir iki isim var.  Sözcü, Üye Kenan Kaplan, Murat Özden gibi… Kimdir, nedir, ne iş yaparlar? Bunları bilmiyoruz. Bilmemiz, önemli de değil. Ancak, ‘inisiyatif’ adı altında ne yapmak istediklerini, iyi biliyoruz.

Geçen yıl iki miting düzenlediler. 12 Mart’ta Ankara’da, 17 Nisan’da İstanbul’da. Mitingin adı, ‘Çerkez Hakları Mitingi’ Geçenlerde de Kocaeli Derbent Uygulama Oteli’nde ‘Çerkez Çalıştayı’ düzenlediler. Kendi ifadelerine göre, Türkiye’nin ilk Çerkez Çalıştayı imiş. İyi de, Kocaeli’de ki bu toplantıya, Kocaeli’nden hiç Çerkez katılmıyor.  Kocaeli’den hiç bir Çerkez’in katılmadığı gibi hiçbir konfederasyondan ve dernekten de kimse yok.

Çerkez Hakları İnisiyatifi Çalıştay’ına kimlerin katıldığına bir bakın; 1- Prof. Dr. Doğu Ergil / Öğr. Üyesi, 2- Doç. Dr. Osman Can / Öğr. Üyesi, 3- Dr. Şeref Oğuz / Gazeteci, 4- Doç. Dr. Ufuk Uras / Öğr. Üyesi, 5- Dr. Zeynel Abidin Besleney / Öğr. Üyesi, 6- Can Ataklı /Gazeteci, 7- Yavuz Baydar / Gazeteci, 8- Emre Aköz / Gazeteci, 9- Doç. Dr. Ferhat Kentel / Öğr. Üyesi, 10- Gülden Aydın / Gazeteci, 11- Ramazan Coşkun / Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı, 12- Dr. Setenay Nil Doğan / Öğr. Üyesi, 13- Barış Altıntaş/ Gazeteci,14- Orhan Miroğlu / Gazeteci, 15- Prof. Dr. Mehmet Altan / Öğr. Üyesi, 17- ROJİN / Sanatçı, 18-Abdurrahman Dilipak / Gazeteci, 19- Hasan Öztürk / Gazeteci, 20- Dr. Fuat Dündar / Öğr. Üyesi, 21- Ardan Zentürk / Gazeteci, 22- Sadık Bilge / Araştırmacı- Yazar,23- Av. Selahattin Esmer / İnsan Hakları Akademisi Bilim Krl. Üyesi, 24- Melih Altınok / Gazeteci, 25- Süleyman Soylu / Siyasetçi, 26- Prof. Dr. Ali Bayramoğlu / Öğr. Üyesi, 27- Üzeyir İlbak /Araştırmacı-Yazar, 28- Gülay Göktürk  / Gazeteci, 29- Sümeyra Tansel / Gazeteci, 30- Candaş Tolga Işık / Gazeteci, 31- Yrd. Doç. Dr. Fethi Güngör / Öğr. Üyesi, 32- Selçuk Bağlar / Öğr. Görevlisi, 33- Argun Karaçay /Araştırmacı, 34- Oğuz Berk / Yayıncı, 35- Ali İhsan Aksamaz Araştırmacı-Yazar, 36- Ali Bulaç / Gazeteci.

Siyasilerden; Fikri Işık (AKP Milletvekili), Azize Sibel Gönül (AKP Milletvekili), Engin  Özkoç (CHP Milletvekili), Sırrı Süreyya Önder (BDP Milletvekili).

Merak ediyorsanız Google’den sorgulayın. Bunların kaçı Çerkez? Oturmuşlar da Çerkez’lerle ilgili karar veriyorlar, toplantı yapıyorlar. Güçlerini nereden, kimden alıyorlar.

Malum kişiler, Çerkez Hakları İnisiyatifi’ni neden kurmuşlar? İnisiyatif, bunu kuruluş bildirisinde şöyle açıklıyor: “Türkiye, topyekün bir değişim sürecinden geçiyor ve bütün toplumsal katmanlar farklı boyutlarda da olsa bu değişim sürecinden etkileniyormuş. Meselelerine sahip çıkan kesimler bu değişimden kazançlı çıkarken, ilgisiz kalanlar elindekileri de yitiriyorlarmış. 2009 yılında start verilen, kimliklerin özgürce ifade edilmesi ve korunmasını öngören DEMOKRATİK AÇILIM PAKETİNİ bu sürecin en önemli parçası olarak heyecan ve ilgiyle karşılamışlar. Bugüne kadar inkar edilen kimliklerin devlet yöneticilerince telaffuz edilir olmasını, hepsinin saygıya değer olduğunun ifade edilmesini, devlet ile halk arasındaki kopukluğun onarılması için önemli bir adım olarak değerlendirmişler. Değişik kültür grupları için, bakanlık düzeyinde katılımlarla yapılan çalıştayları memnuniyetle izlemişler. Ve sıranın Çerkezler’e de geleceği o günü sabırsızlıkla beklemişler.

Demek, ”Çerkez Hakları İnisiyatifi” nereden ve kimden ilham alınarak kurulmuş? “Demokratik açılım paketi” nden… Başbakan Erdoğan’ın “Kürt, Çerkez, Laz… “ nakaratlarından… “Kürtler’e var da, bize yok mu?” diye düşünmüşler… Gördünüz mü, Recep Tayyip Bey? Türkiye’nin ayrışması devam ediyor… Eserinizle övünebilirsiniz…

Çerkez Hakları İnisiyatifi’nin üç temel hedefi varmış:
            ‘1- 3,5 – 4 milyon arasında değişen Çerkez nüfusu anadilini giderek kaybetmekte. Nitelikli Çerkezce konuşanların sayısı çok azalmış durumda. Bu yüzden devletten pozitif ayrım beklenmekte, ilköğretim okullarında Çerkezce dil eğitimi derslerinin konulması talep edilmektedir.
             2- TRT 6 ve TRT Arap örneğinde olduğu gibi devletten 7/24 yayın yapma imkânı sağlayacak bir kanalın tahsis edilmesi talep edilmekte, bu konuda maddi ve manevi destek beklenmektedir.
            3- Ve Çerkez köy adlarının iadesi istenmektedir. Bu konuda mitinglerin dışında defalarca hükümet yetkilileriyle görüşülmüş, siyasal partilerin Meclis grupları ziyaret edilmiş, TBMM Anayasa Komisyonu üyelerine Çerkezlerin Anayasa’dan beklentileri iletilmiştir.’

Çalıştay’ın ikinci gününün ardından açıklanan bildiride de Çerkez Hakları İnisiyatifi’nin talepleri sıralandı. “Çerkes Çalıştayı/ Lejen Xase.”Sonuç Bildirgesini Çerkez Hakları İnisiyatifi yürütme kurulu üyesi Erol Karayel şöyle sıralıyor. Metinde Çerkeslerin Türkiye'deki varlığı ve bu varlığın yok olmakta olduğunun altı çizilirken, devletten de şu başlıklar talep ediliyor.

– Çerkesler, azınlık tanımının Lozan'a göre değil, ileri demokrasilerde olduğu gibi yapılmasını istiyor. Yani diyorlar ki: “Azınlık, egemen olmayan, sayıca az, farklı dil ve kültüre sahip olan gruptur. Azınlık hakları ise farklı grupların gerçek haklarına sahip olmasıdır.”

– Çerkesler, ana dillerinin ilköğretimden itibaren okullarda seçmeli ders olarak okutulmasını istiyor.

– Çerkesler, 7 gün 24 saat yayın yapan Çerkes televizyonu ve radyosunun faaliyete geçirilmesini istiyor.

– Çerkesler, kendi sanatlarını, edebiyatlarını, kültürlerini geliştirip üretebilecekleri kültür merkezleri istiyor.

– Çerkesler, değiştirilen soyadları ve köy adlarını geri istiyor.

– Çerkesler, resmi tarih anlayışının aşağılayıcı, yanlış ve amaçlı yorumlarının tarih kitaplarından çıkartılmasını ve çocuklarına kendi tarihlerinin de öğretilmesini istiyor. Yazık…

Çerkez Hakları İnisiyatifi’nin bu çalışmaları, Çerkez kardeşlerimizin değerini artırma değil, tam aksine azaltma gayretidir. Bu gayret inisiyatifi biz Çerkesleri rencide etmekte olup, mutlaka engellenecektir. Aynı yastığa baş koyduğumuz yastıkta düşündüğünüz gibi farklı rüyalar görmek istemiyoruz. Farklılıkları ayrımcılık teması ile işlemek istemiyoruz. Farkındalık duygusunu yok etmek gibi bir düşüncemiz asla olmamıştır. Çerkesler birileri tarafından hiçbir şablona sokulamazlar buna gücünüz ve aklınız yetmez. Aklınızdan geçen niyetlere biz Çerkesleri alet edemezsiniz.

Nefret etmeyi öğrenmedik kendimiz dışında hiçbir şeyden. Nefret suçu adında bir hastalık türetmedik. ‘Nefret suçu bir kişiye ve gruba karşı ırk, dil, din, cinsiyet, cinsel yönelim, insanın yaradılıştan kaynaklanan engelini, biçimini, rengini sorgulayan, ne zaman ve ne bir şekilde fiziksel ve düşünsel olarak ortam bulacağı belli olmayan eylemsel boyutu tahmin edilemeyen suç şekillerine asla ortak olmayız.’

Dünyanın hiçbir ülkesinde belirttiğiniz gibi TV kanalları ve radyo kanalları devlet tarafından organize edilmezler, edilemezler. Böyle bir talebimiz olursa bunu sizler değil bizler dillendiririz. Maliyetini de karşılarız. Bize radyo açmayın, TV açmayın diyende yok. Çerkesce yazılmış bilimsel eserlerin olup olmadığınızda haberiniz var mı? Sanmıyoruz. Çerkesce yazılmış eserler roman, öykü şiir gibi edebi eserlerdir. Lütfen havanda su dövmeyiniz. Bizleri kişisel egolarınızı ve sahiplerinizin istediklerini gerçekleştirmek üzere rahatsız etmeyin işinize bakın. Kendi yolunuz da yürümeye devam edin” şeklinde sözlerini noktaladı.

          

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.