Duyarsız Duyarlı

Pek çok insanın önüne gelen ve gerçekliğinden bihaber olduğu her kışkırtıcı haberi, her agresif fotoğrafı, her vahşet kokan çağrıyı paylaştıklarına baktıkça ve bir de böyle paylaşımlara pirim vermeyenleri duyarsızlıkla suçladıklarına şahit oldukça, hele de bu bilgilerden çoğunun halkı birbirine düşürmek için düzmece olduğu ortaya çıktıkça; bu protestolarla bilerek ya da bilmeyerek kime ve neye hizmet ediyoruz diye sorguluyor insan haliyle.

Akıl süzgecinden geçirmeden bir yorum yapmak istemiyor.
Her bir yana kulak vererek, her bir tarafı gözleyerek, geçmişten geleceğe yaşananları tazeleyerek bir çıkarım yapmak istiyor.
Neler olduğunu anlamaya çalışıyor.
Malum oyun büyük, oyuncular profesyonel…

Bu coşturmalarla bir araya gelerek piranha sürüsüne dönmüş ve bilgisizliğin verdiği duygusallıkla gösterilen her hedefi anında yok etmesi an meselesi olan bir güruhu dizginlemek değil marifet, marifet oluşmasına izin vermemek.
Yoksa taşkın akan bir selin karşısında hangi kaya durabilir?

Memleket yangın yerine dönmüşken ve can kayıpları durmaksızın artıyorken insanların ayarlarıyla oynamak kolay tabii.
Herkes gerildikçe gerilmişken, herkes diken üzerindeyken ve komşu komşuya, arkadaş arkadaşa, için için değil, aleni diş biliyorken aklıselim davranmak gittikçe zorlaşıyor.
Lakin duyarlılığı da akıl ve mantıkla dengelemek gerek.
****
Baş rolünde Şener Şen’in oynadığı “Namuslu” filminin son sahnelerinde, çevresindekilere namuslu olduğunu bir türlü anlatamayan Şener Şen’in sonunda pes edip namussuzluğa soyunuşunu, halkı dolandırıp kaçarken de dolandırdıklarının Şen’in ardından “Namussuz Namuslu!” diye haykırışlarını hatırlarsınız.

Özellikle de sosyal medyada duyarlı dediklerimizin aşırı duyarlılıktan nasıl duyarsızlaştıklarını gördükçe “Duyarsız Duyarlı” diyesim geliyor benim de.

Duyarlı olacağım derken ne yaptığının farkında olmaması, duyarlılıkta tavan yaparken duyarsızlıkta dip yapması, ortalığı birbirine katması ve halkın arasında infiale sebep olması dediğim.

Bu kışkırtmaları bilerek yapanlar zaten ne yaptıklarını biliyorlar.
Sorun dolmuşa gelenlerde.

Hani bir sözü söylemeden önce üç kez yutkunun derdi büyüklerimiz.
Bu asparagas fırtınası içinde de her paylaşımdan önce üç kez düşünmek lazım kanımca.
Ki duyarlılığımız elimizde patlamasın…

cananekncylmz@gmail.com'

Canan Ekinci Yılmaz

1 Nisan 1963 Karacabey doğumlu. Karacabey Lisesi mezunu. 5 Ekim 2010 itibariyle yazar.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.