Domates Tarımı

MURAT COŞAN KÖŞE YAZISI

Sayın domates çiftçisi, domatesin fiyatı mucize olmazsa belli. Tek şansımız dekardan aldığımız verimi arttırmak. Maliyetini azaltarak en yüksek verimi almak istiyorsanız yazıya bir göz atın derim.
İlk önce yaptığımız hatalardan vazgeçmemiz gerekiyor. Yazının ilk kısmı yaptığımız hatalarla ilgili;
1-Kapasitemizin üzerinde ekmekten vazgeçmeliyiz. Geçmiş dönemlerden gelen sıkıntıları bir hamlede aşmak için yapılan bu işin sonu genelde hüsran olmaktadır. Sezonun ortasına doğru maliyetleri karşılayabilmek mümkün olmuyor. Bunun yerine az yerden çok tonaj almanın yolunu öğrenmeliyiz.
2-Aşırı ve gereksiz sulamadan kaçınmalıyız. Bölgemizde verim kaybına sebep olan en büyük etken budur. Çiftçimiz elindeki gübreleme programına uyacağım diye bitkinin su ihtiyacı olmasa da, toprak yaş olsa da damla sulama sistemiyle domatesine gübre vermeye çalışmaktadır. Oysa domatesin dikiminde verilen can suyundan sonra bitki uzunca bir süre su istemeyebilir. Sadece sıcaktan ötürü toprakta çatlama olursa, yeni dikilen fidenin kökü hava alıp ta kurumasın diye sulamanız gerekebilir. Aslında dikimi takip eden günlerde bizim yapmamız gereken bitki kökleri ısınsın diye toprağı belli aralıklarla sürekli karıştırmaktır, sıra aralarını çapalamaktır. Toprak ısısı bu şekilde arttıkça bitki köklerinde ve bitkinin kendinde büyüme hızlanır. Bitkinin ihtiyacı olan gübreyi toprak ısınana kadar yapraktan veriniz. Damlamadan verdiğiniz her gübrenin yapraktan da verilen çeşidi mutlaka var. Hatta damlamadan verdiğiniz bir takım gübreleri aynı zamanda yapraktan da uygulayabilirsiniz, firmanıza danışınız. Bitkinin meyve yüküne göre sulama yapınız, meyve sayısı azsa suyu da az vermek artan meyve sayısına göre sulama zamanını da arttırmak gerekir. 1 haftalık hava durumunu öğrenmeden sulamaya ve sulama süresine karar vermeyin, özellikle mevsim geçişi Haziran ayı içerisinde yapacağınız aşırı ve zamansız sulamalar erken yaprak yanıklığı hastalığına sebep olmaktadır. Çiğ varsa, kalkmadan sulamaya sabahtan başlamayınız. Gereksiz ve aşırı sulamalar mahsulünüzü geriletir, unutmayın. Bitki strese girer ve kendini 10-15 gün toparlayamaz, bununda size maliyeti dekardan 3-4 ton kayıp demektir.
3-Erken fide dikiminden kaçının. Fideyi erken dikmek sizi her zaman başarıya götürmez, hatta çoğunlukla mağdur olabilirsiniz. Erkencilik maksadıyla yapılan bu işlem çoğunlukla yerin hastalanmasına sebep olmaktadır. Hasta yani çiğnenmiş bir toprakta mahsulden verim almanın mümkün olmadığını da aslında çiftçimiz bilir. Bu yüzden yeri adam etmek için çeşitli tarım aletlerinle defalarca tarla toprağını alt üst etmesi gerekiyor. Mazotun bu kadar yüksek olduğu ülkemizde de bu uygulamanın çiftçiye maliyeti çok yüksek olmaktadır. Tavsiyem erkenciliği yaprak gübresi uygulamalarıyla sağlayın ve 7 Mayıstan önce dikim yapmayın.
4-Çiftçimizin en sık yaptığı yanlışlardan biri de bitkiye dikiminden itibaren aşırı azotlu gübre verip bitkiyi bir an önce gereksiz boylandırma isteğidir. Bitkiyi silaj olarak değerlendirseydik bu uygulama mantıklı olabilirdi ama bizim amacımız meyveden yüksek tonaj almaksa yapmamız gereken dengeli gübrelemektir. Azotlu gübrelerin yanında diğer hayati elementleri bünyesinde barındıran gübreleri tercih etmeliyiz. Verim almak için azotun yanında fosfor, potas, magnezyum, kalsiyum, kükürt, bor çinko, mangan ve diğer elementleri de bitkiye sağlamalıyız. Aksi taktir de bitki erken devrede aşırı boylanmakta, boğum araları açılmakta, bu da döl tutumunun daha yüksekte olmasına sebep olmaktadır. Bitki gövdesi dayanıksız olur ve döl tutumundan hemen sonra yıkılmakta, aşırı yeşil aksam varlığından dolayı da bitkimiz özellikle mantari hastalıklara karşı çok hassas olmaktadır. Aşırı azotlu gübre vermek ilerde meyve çürümelerine de sebep olur. Bunun yerine dengeli gübre verirsek bitkimiz kademeli büyür, yani bir yandan yeni sürgün verirken diğer yandan çiçek açar, aynı zamanda altta ilk dölleri de büyütebilir.
Peki ne yapalım? Yazının ikinci kısmı da ne yapalım da aldığımız tonajı arttıralım;
1-Düşmanınızı tanıyın; 20 senedir zirai ilaç bayisiyim ve bu yirmi yıldır domatese zarar veren etkenler değişmedi. 2-3 mantari hastalık ve 4-5 adette haşere var. Bu etkenleri tanırsak ve hangi şartlarda ortaya çıkıyorlar bilirsek ve mümkünse zararı görmeden veya zararı büyütmeden tedbir alırsak başarıya ulaşırız. Araba kullanmayı yeni öğrenenlere bir tavsiye verilir; kafan arabadan 100 metre ileride gitsin. Yani olasılıkları önceden tahmin et ve tedbir al demektir bu. Bizde aynı taktiği tarlamızda uygularsak zararlıların vereceği verim kaybını engellemiş oluruz. Domatesin dikiminden itibaren çiftçinin karşısına çıkan ve ürünün miktarını ve kalitesini etkileyen etmenler; yabancı ot, kıl kurdu, kara kurt, danaburnu, kök mantarları, erken yaprak yanıklığı, yaprak biti, yaprak pireleri, trips, yeşil kurt, kırmızı örümcek, saman akarı, mildiyödür. Bu zararlılar için önceden tedbir almanızın maliyeti de ayrıca daha ucuzdur. Zararlı göründükten sonra kullanacağınız ilaçlar hem daha pahalıdır hem de zararlının vermiş olduğu zararın verime olan negatif etkisi de para kazanmanızın önündeki etkenlerdendir. Örneğin geçen sene ilçemizde yaşanan saman akarı zararlısının verime etkisi en azından %30-% 40 arasında olmuştur. Oysaki bu zararlı için kullanacağınız ilacın dekar maliyeti sadece 1 TL. idi!
Zararlılara karşı ne yapalı mı sırasıyla yazalım; dikimden önce boş tarlaya uygulayacağınız ot ilacı ot probleminizi büyük oranda hem de daha yolun başında çözer. Daha sonraki zamanlarda gerek ilaçlama makinenizle gerekse damlama sisteminizi kullanarak ot ilacı uygulayarak ot probleminizi çözebilirsiniz. Dikkat edeceğiniz husus, damlamadan ot ilacı verirken zamanlama ve kullanılacak miktar çok önemlidir. Özellikle yumurcak kontrolünde kökün uzama miktarına göre ilacı vereceğimiz zamanı tespit etmekte fayda var. İlk ilacı dikimi takip eden üçüncü haftada son yarım saatte verdiyseniz ikinci uygulamayı bundan10-12 gün sonra son 1 saatte vermenizde istifade var, zira kök uzamış olacaktır.
Fide dikim esnasında vereceğiniz can suyuyla beraber böcek ilacı uyguladığınızda, kıl kurdu, kara kurt ve danaburnu probleminizi çözebilirsiniz. Hatta kıl kurduna kullandığınız ilaç yaprak biti probleminizi de çözer. Zamanınız varsa fidelerinizi dikimden önce de ilaçlayabilirsiniz. Bu şekilde uygulama sizin ilaçlama maliyetinizi 10’da 1’e düşürecektir. Bir leğene hazırlayacağınız ilaçlama suyuna, böcek ilaçlarını, kök mantarları için ilacı ve köklendirici bir gübre koyabilirsiniz.
Dikim esnasında gübre olarak dönüme yarım kilo -1,5 kg. arası şeker gübresi (amonyum sülfat), bir o kadar da 20-20-20 dengeli gübre vermeniz yeterli olacaktır. Fide çok küçük olduğundan ihtiyacına bu miktar yeterli gelir, fazla uygulama gereksiz ve keseye zarardır. Sulama ve gübrelemeleri azar azar, sık sık yapın.
2-Verimi arttırmanın en kolay ve masrafsız yolu yaprak gübresi uygulamaktır! Birçok damlama gübresi yapraktan da uygulanabildiğinden bu uygulama için ayrıca masraf etmenize de gerek yoktur. Örneğin map gübresini sık aralıklarla yapraktan uygulamanız veriminizi % 70 hatta uygulama sayınıza göre daha fazla arttıracaktır. Ayrıca gübre atarken aynı anda ilaçlama makinenize böcek ilacı, kırmızı örümcek ilacı ve hava koruma (mantar ilacı) da ilave edin. Böylece hepsi için ayrı zaman ayırmanıza gerek kalmaz.
3-Damlama sistemi kullansanız dahi hafifte olsa karık çekmenizi tavsiye ederim. Bu hem havalanma da istifade sağlayabilir. Hem de bitki 30-35 günlük olduğunda delikli boru yapmadan, tek karık, tek karık bir su vermeniz iki bakımdan faydalı olacaktır. Birincisi, orta kısım kuru kaldığından bitki bu alana kök salamaz ve burada ki bitki besin maddelerinden istifade edemez. Ayrıca buradaki kuru alanı kökleriyle hisseden bitki strese girer ve verimi düşer. İkinci faydası da, damlama sisteminde su kendine bir yol yapar ve hep oradan bitki köküne doğru hareket eder, yanlara açılmaz. Hızlı şekilde vereceğiniz bu karık suyuyla bu izler kapanır, bir dahaki damlama sulamada, su yanlara yayılır. Suyun devamlı olarak aynı yere akması bu kısımdaki toprak havasını azaltır ileride mantari hastalıkları tetikler.
4-Gübreleme; ekim öncesi kök gübresi olarak 18-46 (dap) gibi fosfor ağırlıklı bir gübre kullanmanız verimi arttıracaktır. Uygun gübrelemeyle erkencilik sağlayabilirsiniz. Verim artışı ve dayanıklılık için mikro element takviyesi mutlaka yapın. Bunun için kombi ibareli gübreleri kullanabilirsiniz. Dengeli gübreler kullanmanızı tavsiye ederim. Ayrıca bitkinin ihtiyacını tarlada tespit edip ona göre gübreleme yapmak en yararlı uygulama olacaktır.
5-Çiftçinin sezonda günde iki vazifesi vardır. Bunlardan gündüz vazifesi tarla kontrolüdür. Mutlaka her gün birkaç dakikanızı ayırarak ekili tarlalarınızı dolaşınız. Gözünüze hoş gelmeyen bir durum olduğunda orayı kameraya alın hatta o bölümdeki bitkilerden bir tane sökerek ziraatçınıza ulaştırın veya onu tarlaya davet edin. Erken müdahale verim kaybını önler.
Çiftçinin gece vazifesi mutlaka her akşam hava durumunu dinlemelidir. Hatta en azından bir haftalık hava durumunu öğrenerek yapacağı zirai işlere öyle karar vermesi daha doğru olacaktır. Sulama zamanını tespit ettiği gibi aynı zamanda ilaçlama zamanını da bu şekilde tespit edebilir. Örneğin mildiyö mantarı serin havalarda çıkan bir mantar türüdür. Çiftçimiz yaz ayları içerisinde mevsim normalleri altına düşen uzun süreli sıcaklık düşüklerinde ilaçlamayı ihmal etmesinler. Yani sıcak olması gereken günlerde 20 derece civarında günlerce süren düşük sıcaklıklar hastalığı tetikler, size ilaçlama vaktinin geldiğini haber verir.
6-Haşere mücadelesinde erken ilaçlamaya başlamak gerekir. Sezon başından itibaren bir hafta-on gün arayla ilaçlamaya devam etmenizi tavsiye ederim. Bu haşerelerin sayısının artmasını engelleyerek zarar görmenizi engelleyecektir. Ayrıca bu uygulamada atacağınız ilaçlar hem ucuz hem de kalıntı bırakmayan kontak tesirli ilaçlar olacaktır. Hava sıcaklığı 15 santigrat dereceyi geçtikten sonra haşere topraktaki yuvasından çıkar, en yakınındaki bitkiye tırmanır. Daha sayıca az oldukları için zararları gözle fark edilmez. Bu devrede ilaçlamaya başlarsanız baskı altında olacaklarından sayıları artmaz. Fakat ilaçlama yapmadığınız taktirde çiftleşip yumurta bırakacaklardır. Bu da sayılarının bir anda yüzleri bulması demektir. Böylece zararları gözle görünür olur. Her haşerenin zarar yaptığı devre bellidir. İlle zararın gözle görülür olmasını beklemeden çıkış zamanı gelen haşere için ilaçlamaya başlayın. Örneğin bitki meyve bağlar bağlamaz yeşil kurt, kızarmaya başlayınca da kırmızı örümcek ilacını kullanınız.
İlaçlamayı birkaç zararlının aynı anda zarar yapabileceğini düşünerek karışım olarak kullanabilirsiniz. Örneğin yeşil kurt ilacı atmaya karar vermişseniz, kırmızı örümcek ilacını da tanka ilave etmenizi tavsiye ederim. Bu karışıma bir mantar ilacı (hava koruma) da ilave edebilirsiniz. Fakat mutlaka bitkinin o günkü ihtiyacına istinaden bir yaprak gübresi kullanmanızı şiddetle tavsiye ediyorum. Zira verim almanıza yarayacak en büyük etken yaprak gübresidir.
Böceklerin üreme hızları dolayısıyla sayıları hava sıcaklığı yükseldikçe artar. Bu yüzden sıcak havalarda ilaçlama sürenizi 10 günden 4-5 güne kadar kısaltmanız gerekebilir.
Faydalı olması dileğiyle, sürç-i lisan ettiysem affola… Bereketli ürünler dilerim…

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.