Direne direne kazanacağız!

Tüm kamu çalışanları hep bir ağızdan bağırdı:
Karacabey’de Türkiye Kamu-Sen ile KESK’e bağlı kamu çalışanları, toplusözleşme ve grev haklarını tanımayan hükümeti uyarmak için dün iş bıraktı.
Ülke genelinde gerçekleşen eyleme Karacabey’den de çok sayıda kamu emekçisi katıldı. Karacabey Türkiye Kamu-Sen Temsilcisi Mustafa Şentürk ile KESK Temsilcisi Salih Tunç önderliğinde Cumhuriyet Alanı’nda toplanan kamu çalışanlarının eylemine ilçe halkı da alkışlarıyla destek verdi.
            Kamu emekçilerinin grevine CHP İlçe Başkanı Orhan Karabaş, CHP yönetimi ile meclis üyelerinin yanı sıra, Atatürkçü Düşünce Derneği Karacabey Şubesi, Eğitim Sen, Türk Eğitim Sen, Türk Sağlık Sen ve Türk Emekli Sen de ellerinde bayraklarla destek verdi.             
            İlk olarak eylemin amacıyla ilgili kamu çalışanlarına seslenen Karacabey Türkiye Kamu-Sen Temsilcisi Mustafa Şentürk ile KESK Temsilcisi Salih Tunç, “Biz Türkiye Kamu Sen ve KESK’ e bağlı kamu çalışanları bu gün işimiz, ekmeğimiz, iş güvencemiz, çocuklarımızın geleceği ve kamunun tasfiyesini durdurmak için bir günlük uyarı grevindeyiz! Tüm vatandaşlarımızı ve demokratik kamuoyunu grevimizi desteklemeye çağırıyoruz” dedi.
            Daha sonra eylemle ilgili basın bildirisini okundu. Tüm dünyada esen kriz rüzgârının emekçilerin işini, aşını, insanca yaşama hakkını elinden aldığı belirtilen bildiride hükümete uyarılarda bulunuldu.
Kriz emekçileri vuruyor!
            Krizin yalnızca emekçileri vurduğuna dikkat çekilen açıklamada kamu çalışanları, “Sefalete teslim olmayacağız”, Yaşasın örgütlü mücadelemiz”, Toplu sözleşme hakkımız, grev silahımız”, “Direne direne kazanacağız”, Yaşasın sınıf dayanışması” ve “İşçi memur el ele, genel greve” sloganlarıyla yeri göğü inletti.
            Açıklamada, “Küresel efendilerin ve onların yerli işbirlikçilerinin soysuz soygun düzeninden rant sağlayanların ise keyfi yerinde. Onlar yeni uçaklar alırken, biz emekçiler otobüse binemez hale getirildik. Krizi bahane edenler, işverenlerin ticari kazançlarına zeval gelmesin diye özel tüketim vergilerini indirirken, çalışanların vergilerini günden güne artırıyorlar. İşsizlik sigortası fonunda, emekçilerden kesilen paralarla oluşan kaynak işsizlerden esirgenirken, işverenlerin kullanımına sunuluyor.
            Kriz bahanesiyle eğitimden sağlığa tüm kamu hizmetleri ücretli hale getiriliyor. Bedelini ödeyemeyenler en temel kamu hizmetlerinden dışlanıyor. Suları, elektrikleri kesiliyor. Sağlık hizmeti alamıyor, eğitimleri yarıda kalıyor.  Kamusal hizmet alanları tasfiye ediliyor. Kamusal hizmet sunumu taşeronlara teslim edilirken, biz kamu çalışanlarına sefalet ücretleriyle, iş güvencesiz çalışma sistemi dayatılıyor.
            Biz kamu emekçileri bugün bu meydana, tüm bu olup bitene isyan ettiğimizi haykırmaya toplandık. Biz, ‘TÜRKİYE KAMUSEN ve KESK’te örgütlü kamu emekçileri bugün bu meydana; İŞİMİZE, AŞIMIZA, İŞGÜVENCEMİZE GÖZ DİKENLERE, BİZİ KAPI KULU, KENDİLERİNİ PADİŞAH SANANLARA ARTIK YETER!’ demek için toplandık.
Hükümete uyarılar!
            Buradan siyasi iktidara bir kez daha sesleniyoruz. Toplu sözleşme hakkımızı gasp etmekten, hukuku çiğnemekten vazgeçin. Krizin bedelini emekçilere ödetecek politikalarınızı terk edin. Bilin ki; haklar, doymak bilmez kâr hırsından da, yasalardan da önce gelir. Halkın haklarından elinizi, gözünüzü çekin. İşsizlere iş bulun. Emek karşıtı politikalarınızda inat edersiniz, bilin ki  25 Kasım emekçilerin bu politikalara direnişinin yeni bir başlangıcı olacaktır.
            Biz; kamu emekçileri; emeğimizin hakkı için, performansa dayalı esnek çalıştırmayı ve kamunun tasfiyesini durdurmak için, iş güvencesi hakkımızı korumak için, taşeronları işyerlerimizden kapı dışarı etmek için, grevli, toplu iş sözleşmeli, sendika hakkımız için bu gün 1 günlük uyarı ‘grev’indeyiz.
            Biz bu grevi; vatandaşlık hakları için, sağlık hakkı için, eğitim hakkı için, sendikalı, güvenceli çalışma hayatı için, sosyal hukuk devleti olabilen bir demokrasi için,  kamusal hizmetlerin rant aracına dönüştürülmesine dur demek için yapıyoruz.
            Biz; kamu çalışanları; ‘Eğitime yeterli bütçe, okullara ödenek verilmesi için GREVDEYİZ. Mesleki saygınlığımızın korunup geliştirilmesi için GREVDEYİZ. Temel tüketim maddelerinden vergi alınmaması, ilaçta katkı payı, sağlıkta katılım payı adı altında alınan paraların kaldırılması, vergi payının düşürülmesi herkesten kazancına göre vergi alınması ve vergide adalet için GREVDEYİZ. Sözleşmeli, geçici çalıştırmaya son verilmesi, kadrolu, iş güvenceli çalıştırmanın esas alınması için GREVDEYİZ. Ek ders, İLKSAN gibi sorunlarımızın çözüme kavuşturulması için GREVDEYİZ. KEY hesaplarında biriken paralarımızın eksiksiz ödenmesi için GREVDEYİZ. Atama, yer değiştirme vb. gibi özlük sorunlarımızın çözümü için GREVDEYİZ. Sınıf mevcutlarının en fazla 24 kişi olduğu, öğretmenlerin işsizlik sorunu olmadığı bir eğitim sistemi için GREVDEYİZ. Okul öncesi eğitimden, yüksek öğrenimi kapsayacak yeterli okullaşmanın gerçekleşmesi için GREVDEYİZ. Demokratik, nitelikli, kamusal bir eğitim için GREVDEYİZ. Üniversitelerde akademik-bilimsel çalışmanın önündeki engellerin kaldırılması için GREVDEYİZ. YÖK’ün kaldırılması, üniversitelerin özerk, bilimsel, demokratik yapıya kavuşturulması için GREVDEYİZ’
            Bu ülkenin vatandaşları olarak siz, biz hepimiz; bu dayatılan soysuz soygun düzenin mağdurlarıyız. Tüm halkımızı iktidarın zulmüne karşı mağdurlarla birleşmeye, grevimizi desteklemeye çağırıyoruz.” 

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.