DİNDAR ve KİNDAR KUŞAKLAR YETİŞTİRME ATAĞI

Karacabey Şehit Bahadır Tayfur İlkokulu’nun, Ertuğrulgazi İmam Hatip Ortaokulu’na dönüştürülmesi için ferman çıktı ya.
Öğrenci velileri sözde ayaklandı.
Nasıl ayaklanmaysa?
Ne istendiği belli olmayan bir ayaklanma dersek yalan olmaz.
Yüzlerce öğrenci velisi, yüzde yüz haklı olduğu bir konuda, ürkerek, çekinerek adalet arıyor.
Üstelik doğal ve son derece masumane bu istek halktan da büyük destek görüyor.
Gel gör ki, velilerde AKP korkusunun ayak izleri hissediliyor.
Korkunun ecele yarar getirdiğini gören oldu mu?
Bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın mantığı öne çıkarılarak adalet aranmaz.
Ya hep beraber, ya hiç. Susmak, sıranın sana gelmeyeceğini düşünmektir ve bu aldanmaktır.
14 Eylül, Atatürk ve Cumhuriyet okulları neden hedef gösteriliyor?
Milli Eğitim Müdürlüğü’nün amacı üzüm yemek değildir. Amaç, bağcı dövmektir.
Amaç, “4+4+4=başını ört” sistemini yaygınlaştırmak ve daha da etkinleştirmektir.
Şehit Bahadır Tayfur İlkokulu adını bunlar koymadı mı?
Bakın bakalım Milli Eğitim Müdürü’nün çocukları nerede okuyor? Karacabey’deki İmam Hatip Lisesini kuranların çocukları özel kolejlerde eğitim aldı.”Ya taraf olacaksınız, ya da bertaraf olacaksınız” sözünü söyleyenin çocukları nerede okudu biliyor musunuz?
Uzağa gitmeyelim, AKP İlçe Başkanı Murat Erol’un çocuklarının İmam Hatip’te okumadığını aklınızdan çıkarmayın.
Amaç, koşulsuz biat edecek ve bir türlü üstü kapatılamayan “17-25 Aralık’taki” pisliğin ortaya çıkarılmasını engelleyecek dindar ve kindar gençlerin yetiştirilmesidir.
Şehit Bahadır’lı öğrenci velilerine bakın imamlar için ne diyor? “14 Eylül’de neden devam etmiyorlar? Cumhuriyet İlkokulu’nda 3 bina, Atatürk İlkokulu’nda 4 bina var. İlçede daha nice uygun okul var…” Açıkça hedef gösteriliyor. Bizim dışımızdaki okulların tümünü alabilirsinize getiriliyor.
Bu mantıkla bir yere varılmaz.
Slagon atıyorlar, pankart taşıyorlar: “İmam Hatip’e karşı değiliz” diyorlar. Hatta, İmam Hatip’in sorunlarını, kendi sorunları gibi görerek yakından takip edeceklerini söylüyorlar. Ve bunları yaparken gurur duyacaklarını da hatırlatmayı ihmal etmiyorlar.
Akıllılarım, daha ilk adımda beyaz bayrak çekerek savaşa başlıyor. Yüzde yüz haklı oldukları konuda adeta ağlaya ağlaya, yalvara yalvara adalet aramaya çalışıyorlar.
Ölü gözünden yaş, imam evinden aş çıkar mı?
Sıranın kendilerine gelmeyeceğini sanıyorlar.
Saf saf bakıyorlar. Aynı gemide birlikte battığımızı görmüyorlar.
Ne yazıktır ki, hala anlamıyorlar
Diyorlar ki, “Bazı basın yayın organları masum amacımızı provake ediyor.”
Al sepetten bir patlıcan daha.
Kim? Nerede? Ne zaman ne yaptı da provake etti?
Yaranma içgüdüsüyle yapılan açıklama herkesi zan altına sokuyor.
Netleştirilmesi gereken itham, daha doğrusu bu da bir kıvırcık marul.
Ey akıllım, atı alan Üsküdar’ı geçiyor. Kaş yaparken göz çıkarmayın. Bir olun, kararlılık içinde direnin.
Çünkü hak verilmez, alınır.
Haklı olduğunuzu ve kazanacağınızı unutmayın!

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.