Devlet baba cinnet mi geçiriyor?

Mustafakemalpaşa Sivil Toplum Platformu Başkanı Seyit Ali Geçici, Karapürçek Beldesi’ndeki konuşması sırasında yöneltilen bir soru üzerine “Bugün devlet babanın, bize yaptığını üvey baba dahi yapmaz. Devlet baba, üzerimize kimyasal gaz sıkmaya çalışırken anlaşılıyor ki cinnet geçiriyor” dedi.
            Marzinc tarafından Mustafakemalpaşa Organize Sanayi Bölgesine kurulması planlanan “Baca Tozu ve Tufal Geri Kazanım” tesisinin bölge çiftçisine vereceği zararların anlatıldığı toplantıların 10’uncusu Karapürçek Beldesi’nde gerçekleştirildi.
            Karapürçek’teki toplantıda, “Baca Tozu ve Tufal Geri Kazanım Tesisi”nin, tarım arazilerine ve bu arazilerde yetişen ürünle birlikte bölgede yaşayan insan ve tüm canlılar üzerindeki olumsuz etkileri anlatılırken, köylüler konuşmacılara büyük ilgi gösterdi. Bilgilendirme toplantısına; Bursa Tabip Odası Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Şeref Tuzcu, TMMOB Mak. Müh. Odası Bursa Şubesi Sekreteri Remzi Erişler, Doğader Bursa Yönetim Kurulu Üyesi Caner Gökbayrak, Nilüfer Yerel Gündem 21 Genel Sekreteri Mehmet Kartal, Ziraat Teknikeri Ersan Taşçı, Şehir Plancıları Odası Başkanı Füsun Uyanık, ve sivil toplum platformu üyelerinin tümü katıldı.
            İlk konuşmacı Nilüfer Yerel Gündem 21 Genel Sekreteri Mehmet Kartal, Marzinc şirketinin kurmak istediği “Tehlikeli Atık Tesisi”nin, Mustafakemalpaşa’ya gelmeden önce Marmara Ereğlisi ve Sakarya Kaynarca’da yapmış olduğu müracaatların çevreye vereceği zarardan dolayı ret edildiğini hatırlatarak Kirmasti Deresi’nin bağlı olduğu Ramsar Sözleşmesi kapsamındaki Uluabat Gölü’ne, dünyaca ünlü yarış atlarının yetiştiği Pansiyon Harası ve Paşalar Köyü’ndeki bölgenin en eski Antik Kenti olan Milatos Kazısı ile bölge çiftçisine büyük zarar vereceğini ortadadır.
            Karapürçek Beldesi’nde katılımcıların çoğunluğunu bayanların oluşturması dikkat çekicidir.
            Çördük’te yapılmak istenen tesise karşı en büyük direnişi kadınlarımızdan gördük. Burada da kadınlarımızı aynı heyecan içinde görmekten memnunum. Demir tozu içerisinde insan sağlığını ve doğayı yakından etkileyen madenler var. 70 bin ton çinko elde edecekler diye, çevreye verecekleri zararın hesabı yapılmıyor. 120 milyon dolarlık tesis yapıyorlar. Kalan atıklardan, çinkonun yanında sünger demiri elde edecekler. Bunların ham maddesi burada yok, dışarıdan gelecek. Burada kirletici vasfı yüksek tesislerin kurulmasına izin verilmemelidir. Bu tesisin benzeri Kayseri’de var. Şirketin adı ‘Çinkur’, çünkü çinko üretimi yapıyor. Üniversitenin yaptığı araştırmalar sonucunda, insan sağlığını doğrudan etkileyecek maddelerin, burada yetişen ürünlerde normalinden 5 kat daha fazla arttığı tespit edildi. Yıllık 900 bin ton su harcayacaklar. Bu Mustafakemalpaşa’nın 1 yıllık su ihtiyacından fazladır. Geriye yılda 300 bin ton atık bırakacaklar” dedi.
            TMMOB Mak. Müh. Odası Bursa Şubesi Genel Sekreteri Remzi Erişler, “Yaşadığımız yerin kıymetini bilmek zorundayız. Bu topraklar, 2 milyon yıldır insanlara hizmet vermiş ve karnını doyurmuş. Ne kadar fabrika kurarsanız kurun, bu topraklarda yetişen ürünleri üretemeyiz. Bu fabrikayı kurmak için köylüye sordular mı? Sormadan bu fabrikanın yapılması doğru değildir. Bu ülkenin milletvekilleri, valisi, kaymakamı var. Bunlar neden sessiz kalıyor? Fabrika kurulduğunda suyumuz zehirlenecek, topraklarınızdan elde ettiğimiz tüm ürünleriniz, sütleriniz satılmayacak. 60 kişi çalıştırılacak diye bu toprakları feda edemeyiz. Bu topraklar on binlerce kişiye iş sağlıyor. Yüz binlerce insanın karnını doyurmasına vesile oluyor. Söz konusu tesis kurulursa doğadaki bitki örtüsü ve canlıların sonu olacak. Bizi yönetenler bu tesisin zararlarını bilmiyorlar mı? Sanayi, çevreye saygılı olmak zorundadır. Ülkemiz, emperyalist saldırıların kıskacı altında. Gelişmiş ülkeler kirletici sanayilerini bir bir kapatıyorlar. Çimento fabrikalarına dahi izin vermiyorlar. Örneğin, ülkemizdeki birçok çimento fabrikası Fansız’larındır. Bu çelişkiyi fark etmek zorundayız” şeklinde konuştu.
            Bursa Tabip Odası Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Şeref Tuzcu, “Tesisin bacasından çıkardığı dioksin ve furan dediğimiz gazlar bütün canlıların yağ dokularında çözülerek birikiyor ve atılamıyor. Bunun yanında direk kansere yol açıyor. Bacasından çıkardığı küllerin içinde de çok sayıda ağır metal bulunuyor. Bunlar da yağmurla toprağa karışıyor, insanlara ve diğer canlılara ulaşıyor. Genç nüfusumuz var diye övünürken bunların yok olması için karşı saldırılar başlamış durumda. Burada kurulmak istenen fabrikadan çıkacak tehlikeli gazlardan kadmiyum öncelikle hayvanların sütünden tüm insanlara geçecek. Bunun sonucunda kısırlık, Alzheimer, zekâ geriliği, dikkat bozukluğu ve kansere yakalanacağız. Çocuklarınızı neden aşılatıyorsunuz? İleride bazı hastalıklardan korunmak için tedbir aldığımızdan dolayı aşılatıyoruz. İnsan sağlığını doğrudan etkileyen bir tesisin yapılmasına izin vereceğiz? Çok övündüğümüz genç nüfusumuzun sağlıksız, hastalıklı, zekâ özürlü genç nesiller olması için mi? Kısacası bu tesisin çevreye ve canlı hayatına vereceği zararlar, saymakla bitmeyecek kadar çoktur. Japonya’nın Minamata kentindeki benzer bir tesisten denize karışan atıklarla beslenen balıkları yiyen yüzlerce insan öldü. Yıllarca bu hastalığın sebebi bulunamadı. Bu hastalığın adına da ‘Minamata’ hastalığı denildi. Araştırmalar sonucunda, o bölgedeki balıklarda kurşun birikmesi olduğu ve bu balıkları yiyen insanların bu yüzden öldükleri anlaşıldı. Amerika ve Kanada’da yine buna benzer sorunla karşılaşılmış ve on iki milyon kutu balık konservesi imha edilmiştir. Bütün bunlar göz önünde iken ülkeyi idare edenlerin insan sağlığını ciddi anlamda tehdit eden bu tesisin kurulmasına nasıl izin verdiklerini anlamak mümkün değil” dedi.
            Son konuşmacı Doğader Bursa Yönetim Kurulu Üyesi Caner Gökbayrak ise; “Biz devleti, devlet baba olarak bilirdik. Acaba öyle mi? 90 bin nüfuslu Mustafakemalpaşa bu tesisten zarar görecek. İlgili kurumlar neden görevlerini yapmıyor? Bizim seçtiğimiz vekiller, neden halk için çalışmıyor? Dünyayı sermaye piyasası yönetiyor. Türkiye, dünyada demir-çelik üretimi sıralamasında 11.sırada. Bu bir çelişki değil mi? her şeyde bizden önde olan gelişmiş ülkeler, neden bu yönde geride kalmışlar? Nedeni gayet açık! İnsana ve doğaya zarar verecek tehlikeli atık tesislerini ülkelerinde yasaklıyor sonra da bizim gibi geri kalmış ülkelere dayatıyorlar. Gelişmiş ülkeler, kirliliğe neden olan tesislerin kurulmasına kesinlikle izin vermiyor. Çünkü bu tesisler, 1 gram demir için 2.2 gram karbondioksit üretiyor. Karbondioksit küresel ısınmayı körüklüyor. Küresel ısınmanın nedeni sadece kuraklık değil, yağışların dengesini de bozuyor ve bunun neticesinde sel felaketleri yaşanıyor” diye konuşarak halkın uyanık olmasını istedi.
            Sivil Toplum Platformu Başkanı Seyit Ali Geçici, konuşmacılara teşekkür ettikten sonra binlerce dinleyiciye yemin ettirerek, “Tehlikeli Atık Tesisi”ne izin vermeyeceğiz. Doğamızı koruyacağız. Çocuklarımızın ve torunlarımızın geleceğinin karartılmasına göz yummayacağız. Havası teneffüs edilebilir, suyu içilebilir temiz bir Mustafakemalpaşa bırakmak için ne gerekiyorsa yapacağız” dedi.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.