Derslik, okul ve öğretmen sayısı yetersiz!

Karacabey Eğitim Sen Temsilcisi Salih Tunç, Türkiye’de derslik, okul ve öğretmen sayılarının yetersiz olduğunu belirtti.
            Ülke genelinde toplam öğrencilerin yüzde 75’inin ilköğretimde okuduğuna değinen Tunç, “İlköğretimdeki duruma son yedi yılda yaşanan rakamsal değişiklikler ışığında baktığımızda tablonun hiç de iç açıcı olmadığını görmek mümkündür.       
Okul öncesinde, okul sayısı 23 bin 653, derslik sayısı 39 bin 481, öğrenci sayısı 804 bin 765, öğretmen sayısı ise 47 bin 633’tür. Okul öncesi eğitimde derslik başına 20 öğrenci düşüyormuş gibi görünmesine karşın, ülke çapında yeterince yaygınlaştırılmamış olması, mevcut sayısal verilerin durumu anlamak için tek başına yeterli olamayacağını göstermektedir.
            İlköğretimde, okul sayısı 33 bin 769, derslik sayısı 320 bin 393, öğrenci sayısı 10 milyon 709 bin 920, öğretmen sayısı ise toplamda (kadrolu + sözleşmeli) 453 bin 318’dir. İlköğretim rakamlarına baktığımızda derslik başına 34 öğrenci düşüyormuş gibi görünmektedir. Ancak gerçekler belirtilen rakamlardan tamamen farklıdır. İkili eğitim sorunu hala çözülmemiştir ve özellikle metropol ve şehir ilköğretim okullarda derslik başına 4045 öğrenci düşen okullar bulunduğu bilinmektedir. Özellikle yoksul emekçi ailelerin yaşadığı yerlerdeki okullarda hem altyapı ve fiziki donanım, hem de ders başına düşen öğrenci sayısı açısından ciddi sıkıntılar yaşanmaktadır.
            İlköğretimde öğrencilerin 24 kişilik sınıflarda normal (tekli) eğitim görebilmeleri için gerekli olan derslik sayısı 125 bin 853’dür.
İlköğretimin son yedi yıllık gelişim tablosuna baktığımızda, 2002 yılından bu yana okul sayısında yaşanan azalma dikkat çekmektedir. Bu azalmanın nedeni özellikle köylerde giderek yaygınlaşan birleştirilmiş sınıf, Yatılı İlköğretim Bölge Okulu (YİBO) sistemi ve taşımalı eğitim uygulamasının artmış olmasıdır. 2002 yılından bu yana ilköğretimde okuyan öğrenci sayısı artmış olmasına rağmen, öğretmen, okul ve derslik sayısının bu artışa paralel olarak artmadığı görülmektedir.
            Ortaöğretimde okul sayısı 8 bin 675, derslik sayısı 109 bin 042, öğrenci sayısı 3 milyon 837 bin 164, öğretmen sayısı (kadrolu + sözleşmeli) 196 bin 713’tür. Ortaöğretimdeki rakamlara göre derslik başına düşen öğrenci sayısı 35 olarak hesaplanmaktadır. Ancak Büyükşehirlerde, özellikle yoksul ailelerin yaşadığı semtlerdeki sınıf mevcutları bu rakamın çok üzerindedir.
* 3.458’i sözleşmeli öğretmen.
Ortaöğretimde henüz yeterli okullaşma sağlanamamıştır. Ortaöğretimde okul, öğrenci ve öğretmen sayısı birbirine paralel artmış gibi görünmesine karşın, Türkiye henüz ortaöğretimde, özellikle mesleki ve teknik eğitimde yaşanan sorunları çözememiştir. Mesleki ve teknik eğitimde piyasa merkezli yaklaşımlar eğitimin niteliğini olumsuz etkilemekte, öğrencilerin almaları gereken eğitimin niteliği, piyasa şartlarına göre belirlenmektedir.  
            Yükseköğretimde; 94 devlet üniversitesi, 45 vakıf üniversitesi olmak üzere toplam 139 üniversite bulunmaktadır. Yükseköğretimin bütün kademelerinde (Önlisans, lisans ve lisansüstü) öğrenim gören öğrenci sayısı 2 milyon 924 bin 281, görev yapan öğretim elemanı sayısı 100 bin 504’tür.
2002 yılında yükseköğretim kurumlarına yeni kayıt yaptıran öğrenci sayısı 455 bin 485 iken, 2009 yılında bu sayı yaklaşık iki kat artarak 869 bin 619’a yükselmiştir. Benzer bir durum öğrenci sayısı açısından da geçerlidir. 2002 yılında üniversitede okuyan öğrenci sayısı 1 milyon 677 bin 936 iken, 2009 yılında bu sayı 2 milyon 924 bin 281’e yükselmiştir. Gerek yeni kayıt yaptıran öğrenci sayısı, gerekse öğrenci sayıları iki katına yakın artarken, öğretim elemanı sayısındaki artışın yüzde 50’nin altında kalmış olması dikkat çekicidir. 
            Yükseköğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu (YURT KUR) bünyesinde 229 devlet yurdunun 208 bin 869 kapasitesi bulunmaktadır. Yeni kayıt yaptıran öğrenci sayıları dikkate alındığında yükseköğretim yurtlarının çok yetersiz olduğu anlaşılmaktadır. Devlet yurtları bu durumdayken, Türkiye’de 3.423 özel yurt bulunmaktadır ve bu yurtların kapasitesi 296 bin 132’dir. Başka bir ifade ile özel yurtlar hem sayı, hem de kapasite olarak devlet yurtlarından daha fazla sayıdadır. Özel yurtların kapasitesi, devlet yurtlarından 87.263 daha fazladır. Devlet yurtlarında barınma imkânı bulamayan çok sayıda üniversite öğrencisi her yıl ya ekonomik olarak daha pahalı ya da çeşitli cemaat ve tarikatların denetiminde faaliyet gösteren yurtlara gitmek zorunda kalmaktadır” şeklinde konuya açıklık getirdi. 

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.