Deprem Değil, Binalar Öldürür

Ülkemiz geçtiğimiz hafta önemli bir deprem yaşadı. Bodrum açıklarında Kos adası önlerinde 6,6 büyüklüğündeki deprem yürekleri ağza getirdi. Neyse ki can kaybını bırakın birkaç küçük hasar dışında yıkım bile olmadı. Bu durum yüreğimize su serpti.

Ortaya çıkan tablo bazı gerçekleri bir kez daha ortaya çıkardı. Deprem değil binalar öldürüyor. Bu nedenle insanlar her şeyden önce içinde bulundukları binaları hızla terk etme yoluna gidiyor. Bu artık insanların bilinç altına yerleşmiş bir gerçek. Depremin en çok etkilediği Bodrum’da binaların tek katlı ya da az katlı olması, önemli bir kısmının da 17 Ağustos 1999 depreminden sonra yapılmış olması hasarın olmasını engelleyen en önemli etmen idi. Ancak bu durum, muhtemel hasarın nerelerde olacağı gerçeğini bir kez daha gözler önüne serdi. Bodrum’da en önemli hasar, bir deprem anında en çok gereksinin durulacak yer olan Bodrum Devlet Hastanesinde meydana geldi. Kamu binalarının denetimden uzak inşa edildiği gerçeği ile bir kez daha yüz yüze geldik.

Depremin gösterdiği ve ilk kez karşılaştığımız bir başka önemli konu, tsunami yani deprem sonucu oluşan ani ve güçlü deniz dalgaları. 3 tarafı denizlerle çevrili ülkemizde tsunami olayının yaratabileceği tehdidi ilk kez yaşadık. Bodrum’u ağır bir felaketten hemen önünde bulunan Kara ada kurtardı. Dalgakıran görevi gören bu ada sayesinde tsunami dalgaları sönülmendi ve etkisi azaldı.

Yine bir başka gerçek deprem bölgelerinde insanların güvenli bir şekilde toplanıp ilk yardım başta olmak üzere hizmetlerin başlatılıp merkez olarak kullanılabilecek , toplanma alanlarının olmaması idi.

Hazırlıklı olmadığımız bir başka konu ise, binalar ne kadar sağlam olursa olsun, evler başta olmak üzere binaların içinde bulunan ağır ve büyük boyutlu eşyaların sabitlenmemesinin yaratacağı tehlike ve hasarlar idi. 1999 depreminde dolap altında kalarak ölen ve yaralananların olduğu bilindiği halde bu konuda ihmal ya da bilinç eksikliği gözlendi.

Ülkemizin önemli bir deprem bölgesi olduğu kaçınılmaz ve değiştirilemez bir gerçek. Üstelik ne yazık ki yaşanan depremlerden fazlasıyla ders alacak kadar olumsuz deneyime sahibiz. Ancak yine de çok fazla eksiğimiz, ihmal noktalarımız var.

Dileriz bu depremden de dersler çıkartılır.

 

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.