DEMOKRASİ İSTEYEN ÖNCE DEMOKRAT OLMALI!

CHP kongrelerindeki konuşmacıları dinlerken herkesin demokrat olduğunu ve demokrasi istediğini düşünürüz.
Tabi ki genellikle yanılırız…
Mikrofonu kapan bülbül gibi şakırdar, demokrasi havarisi kesilir. Partideki sevgi yetersizliğine son verilmesi gerektiğini söyler. Bol bol birlik ve kardeşlik masalları anlatır. Bütünlük içinde olmanın güzelliklerini yansıtır. Oysa genellikle kendine yontar. Kendi penceresinden görebildiği kadarıyla şekillendirmeye çalışır demokrasiyi. Çok azdır içtenlikli olanı.
İsterseniz Şadi Özdemir’in CHP İl Başkanı seçilmesiyle sonuçlanan Bursa kongresinden birkaç örnek verelim. Divan Başkanı Atilla Sertel’den başlayalım: Demokrasi adına atarken mangalda kül bırakmayan Sertel, CHP tüzüğüne göre çarşaf liste yapılması gereken kongredeki seçimler sırasında delegelere blok listeyi oylattı.
CHP İzmir Milletvekili Atilla Sertel, blok listeyle seçim yapılması konusunda, “Önüne gelen önergeyi oylatmayıp da ne yapacaktı?” diye düşünenler olacaktır.
Hemen yanıtlayalım: Demokrasi isteyen, tartışmasız demokrat olmalı ve bu konudaki içtenliğini öncelikle evinde göstermelidir. Demokrasiye evinde işlerlik kazandırmayan, sokakta inandırıcı olamaz!
Sertel, çarşaf listeyle ilgili en azından kendi görüşünü açıklayabilirdi. Blok listenin antidemokratik olacağını söyleyebilirdi. Tüzüğe uygun kongre yapılmasının daha doğru olacağını dile getirebilirdi. CHP Bursa Milletvekili Ceyhun İrgil gibi, Nilüfer Belediye Başkanı Mustafa Bozbey gibi hiç olmazsa bu konuda rengini belli edebilirdi.
Oysa Sertel, yapıyormuş görüntüleri içinde bol bol şova yönelik oynadı. Demokrasi isteyen öncelikle içtenlikli olduğunu gösterir ve demokratikleşmeye katkı sunar.
Demokrasiden yararlanarak antidemokratik uygulamalara su taşımaz.
Atilla Sertel milletvekili olmadan önce, 6 yıl Türkiye Gazeteciler Federasyonu Yönetim Kurulu Başkanlığı yaptı. Anlayacağınız 6 yıla yakın birlikte çalışma olanağı buldum. Biraz tanıdığımı söyleyebilirim.
Sertel, Federasyonda son üç yıl boyunca hiç yönetim kurulu toplantısı yapmadı. Üç yıl boyunca yönetim kurulu toplantısı yapılmayan bir kuruluş düşünebiliyor musun? Burada demokrasiden, demokratik uygulamadan söz edebilir misin? Sertel’e oy vermeyeceğini söyleyen iller, Federasyon üyeliğinden atıldı. Tek adaylı kongreler bile blok listeyle yapıldı. Toplantı yapılmadığı için bir çok yönetici, nerelere nasıl harcama yapıldığını öğrenemediğini dile getirdi diye Federasyondan uzaklaştırıldı. Bayram Gazetesi için toplanan ilan paralarının buharlaşmasını sorgulayan Genel Başkan Yardımcısı Lütfi Karataş’ın serzenişlerine kimse yanıt veremedi. Soru işaretleri yaratan sessizlikle karartma yapıldı. Nedense zaman yitirilmeden Karataş’a “Yasak” getirildi. En önemlisi de, Atilla Sertel, Federasyonu faşist yapılı anlayışa teslim ederken idare-i maslahatçılığı uygun buldu. Bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın anlayışı içinde her türlü antidemokratik rezilliğe göz yumdu. Anlayacağınız milletvekili olabilmek için Gazeteciler Federasyonu’nu kullandı.
..Ve olağanüstü haksız rekabetle pompalanarak Uğur Dündar’ın Ankara temsilcisi oldu.
Atilla Sertel’in Bursa’daki kongrede divan başkanı olmasını fırsata dönüştürerek üç kez konuşma yapması ne denli bencil bir bünye taşıdığını göstermeye yetmiyor mu?
Naylon ilişkiler yumağındaki samimiyetsizlik ortada.
ÖTEKİLEŞTİRMENİN DAYANILMAZ ÇÖZÜMSÜZLÜĞÜ
Demokrasiden söz ederken demokrat olmayanların saygısızlığı Partiye büyük zarar veriyor. CHP’nin belki de umut olmasını engelliyor.
Görünen o ki, sevgiden, barıştan, kardeşlikten söz ederken bile ötekileştirmeye çalışanların hastalığı bitecek gibi değil.
CHP’de bir yerlere gelenler, hele hele milletvekilliğine atlayanlar (istisnalar hariç) burnundan kıl aldırmıyor.
Sizce kim kazanıyor?
Halka tepeden bakma anlayışı değişmedikçe, anlayacağınız gerçek anlamda halkçı olmadıkça, 65 yıldır tek başına iktidar olamamanın nedenleri yanlış adreslerde araştırılmasın!
İl kongresine dönelim ve yazımızı noktalayalım.
Yeniden CHP İl Başkanı olabilmek için diğer adaylara oy verilmesini hainlikle karıştıran Zafer Yıldız’ın mezhepçilik kokan mesajlarına ne demeli?
Mustafa Bozbey ile Ceyhun İrgil’in Yıldız’laşırken ötekileştirdiği CHP’lileri düşünün. Bütünleşme böyle mi olacak?
Naylon gösterilerle bir yere varılamayacağı unutulmamalıdır.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.