Çok acele “Gerekçe” aranıyor…

Uzun yıllar önce radyolarda kan anonsları yapılırdı. “Falan hastanede yatmakta olan kanamalı bir hasta için sıfır gurubu er aş pozitif kana çok acele ihtiyaç vardır” denirdi. Bazen de büyük bir trafik kazasından sonra “çok acele her guruptan taze kana ihtiyaç vardır” anonsunu duyardık.

Şimdilerde AKP iktidarı utanmasa “Çok acele her türden gerekçeye ihtiyaç vardır” ilanı verecekler.

11 yıllık iktidarları sonunda her açıdan tükendiler. Bakmayın anketlere ve basının şişirmelerine. Ekonomik, siyasal, sosyal ve moral açıdan tükendiler. Özellikle de ekonomik açıdan duvara toslamak üzereler.

Suriye politikasının çökmesi, işsizlik, eğitim politikalarının iflası, PKK ile el sıkışma sonucu verilecek ödünleri açıklayamamanın sıkıntısı, terörün hortlama olasılığı, Haziran başından beri durmayan kitle eylemleri, üniversitelerin açılacak olması, işçilerin kıdem tazminatları, sağlık sisteminin çökmesi, yerel yönetimlerde artık gizlenemeyen yolsuzluklar, kadınlara yönelik töre cinayetleri, ABD ve AB ülkeleri nezdinde yitirilen itibar…

Aklınıza gelebilecek her açıdan deniz bitti. Ancak en fazla sıkıştıkları konu ekonomik iflasın kapıya dayanması. Sıcak para girişinin önce durması ve ardından tersine dönmesi, borç ve faiz ödemeleri, muazzam dış ticaret açığı özelleştirmelerden gelen paralarla da önlenemiyor.

Bütün uzmanlar gelmekte olan kriz konusunda ciddi uyarılarda bulunuyorlar.

AKP çok iyi biliyor ki bir ekonomik krizle devrilirse bir daha asla geri gelemeyecek. ANAP, DYP, DSP örnekleri çok canlı.

İşte bu nedenle AKP'nin çok acele bir büyük gerekçeye ihtiyacı var. Bu gerekçe o kadar önemli olmalı ki, bir büyük ekonomik krizin mazeretini oluşturabilsin.

Gelmekte olan kriz o kadar büyük ve derin ki ihtiyaç duyulan gerekçe ancak bir felaket olabilir.

Düşünmek bile istemeyiz. Ancak böylesine büyük bir krizi gizleyip mazur gösterecek felaket etkisi yıllarca sürecek, çok büyük bir felaket olabilir.

Savaş, darbe, büyük bir deprem, büyük bir terörist saldırı, büyük bir kitlesel kırım, kentlerde Alevi-Sünni çatışması. Özetle iktidarın büyük bir travmaya gereksinimi var.

Bu gerekçe doğal felaketler aracılığı ile olursa ne alâ. Ama doğal felaket de ısmarlama olmuyor.

Bu nedenle aylardır bütün çabalarını Suriye ile çıkacak bir savaşa yönlendirdiler. Güvendikleri dağlara kar yağdı. Şu anda ülkede bir darbeyi bunlardan daha çok isteyen yok. Darbe karşıtı bütün söylemlerine rağmen…

Kitle kırımları için bazı denemeler yapsalar da başarılı olamadılar. Ne “evlerinde oturan diğer yüzde elliyi” sokağa dökebildiler, ne Alevi Sünni çatışmasının fitilini ateşleyebildiler. En kolay harekete geçebilecek spor sahalarında yaptıkları tertip de işe yaramadı. Ankara'da Polis Evi'ne yönelik tertip de inandırıcı olmadı.

Tıpkı ABD'de 11 Eylül'de İkiz Kulelere yapılan saldırı benzeri bir büyük travmaya ihtiyaçları var.

Adını bile anmak istemiyoruz. Büyük ekonomik çöküşü gizlemenin yolu ülkenin çöküşüne umut bağlamış durumdalar. Başka çareleri yok.

Bunların ihtiyaç duyduğu gerekçe Pazartesi günü açıklayacaklarını söyledikleri ama bir türlü açıklayamadıkları  “Açılım Paketi” öncesi oluşursa çok sevinecekler.

Türkiye'yi bir büyük felaketten kurtarmanın tek yolu ise:

AKP iktidarından bir an önce kurtulmak.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.