Çin Maçin

Bir Çin muhabbetidir gidiyor günlerdir. Her niyeyse Çin’in Uygur Türkleri’ne ettikleri zulüm ısıtılıp ısıtılıp servis ediyor.
Kim etti, kime etti, ne zaman etti bilinmiyor.
En hunhar fotoğraflar, en vahşi videolar, en damardan yazılar burnumuza dayanıp gözümüze sokuluyor…
Bu atarlanmalar ha bugün biter, ha yarın biter derken baktık biteceği yok, üstelik gittikçe daha da alevlenmekte.
Çinli niyetine Koreli kovalayan mı ararsınız, Çin lokantasını basarak mekânın Türk sahibini zarar uğratıp, bir Uygur Türkü olan çalışanını Çinli niyetine hırpalayan mı?
Komik miyiz neyiz anlamadım.
Devlet Bahçeli de bazı ülkücü grupların Çin lokantalarına ve Çinli zannettikleri ‘çekik gözlü’ turistlere yönelik, neredeyse linçe varacak, fiili saldırıları için; “Hem Koreli ile Çinliyi ayırt edecek özellik nedir? Çekik göz… Baktı ki ikisi de çekik göz… Fark eder mi efendim?” dedi, bu dedikleri de gitti Güney Kore’de gündeme yerleşti.
Çin devleti bir yandan vatandaşlarını Türkiye için uyarıyor. “Kesinlikle protestoları filme almayın ya da yaklaşmayın. Ve mümkünse dışarıda tek başınıza gezmemeye çalışın.”
Sosyal medya bu vahim durumun geyiğini yapmadan durur mu hiç?
Buyrun bir tanesi; “Çin hükumetinden açıklama geldi. ‘Rahat olun bizi tanımıyorlar””
Doğru. Bizim için eni sonu hepsi “Tatar Ramazan”…
Tayland ve Çin Büyükelçilikleri önündeki gösterilerin özneleri kim belli değil…
Cumhurbaşkanımız da kısa bir zaman sonra Çin yolcusu.
Hadi bakalım ayıkla şimdi “pirincin” taşını…
****
Biz Çin deyip duruyoruz da; Türk Dünyası Araştırmaları Enstitüsü ve Türk Folklorü Ana Bilim Dalı’ndan Prof.Alimcan İnayet’in araştırmasında söylediğine göre; (yine diyeceğim) Çinliler, Qin Shi-huang döneminden sonra, hiçbir zaman kendi ülkelerine “Çin” dememişler. Kendi ülkelerini “Zhong-guo”, “Zhongyuan” adlarıyla ifade eden Çinlilerin etnik adı da “Çinli” değil, “Han” imiş. Prof. İnayet, Divanü Lugati’t-Türk’te geçen “Çin”, “Maçin” ve “Tawgaç” adları hangi coğrafi alanları ifade ediyor bir bir anlatmış.
Günümüzün Çin Halk Cumhuriyeti ise en kalabalık nüfusu, en ucuz iş gücü ve en ucuz ve en dandik ürünleri ile meşhur.
Nereye baksan Çin Malı.
Herkesin evinde Çin Malı.
Herkesin elinde Çin Malı.
“Çin Malı” lafı da tüm kalitesiz ürünlerin üzerine yapıştı kaldı.
Bu arada Çin, mallarının kalitesini arttırıp ekonomide devleşme yolunda uygun adım yürüyor.
İki bin çalışanı olan bir Çin şirketinin bu iki bin kişiyi vardiyalı çalıştırdığını ve yatakhanesinde bin yatak bulundurduğunu söylersem üretimin ne kadar “seri” olduğunu bir nebze de olsa anlatmış olabilirim değil mi?
Kalabalık nüfusu ancak böyle istihdam ediyorlar demek.
Daha fazla kalabalıklaşmamak için de üreme  politikalarını epey insafsız uyguluyorlar.
Biz üç çocuk dayatmasındayken onlar üçün birine ancak izin veriyorlar. Es kaza ikinci çocuğuna hamile kalmaya gör…
Kendini korumak için kendi halkına dahi “sert” uygulamalar getiren bir devletten bahsediyoruz kısacası…
Ötekilere ne yapmaz?
****
Dünyanın neresinde olursa olsun yapılan bir zulme insanlık namına tepki vermemiz en doğal hakkımız, hatta hiçbirisine tepkisiz kalmamalıyız…
Da;
Eğri oturup doğru konuşalım,
Böyle sefil tepkiler verirken bilgi ve kültür yoksunluğumuzla kendi ayağımıza sıkıyoruz gibi geliyor bana.
Elin çekik gözlüsünü bir başına kıstırmak kolay.
Yapacaksan Çin Mallarını kullanma da kendi esnafına kepenk kapattırma.
Yılların oyuncakçısı Fatoş gibi pek çok firma  Çinliler sebebiyle değil, Çin mallarına tamah eden kendi vatandaşları sebebiyle battı.
Sen hala elinde sopayla Çinli kovala…

cananekncylmz@gmail.com'

Canan Ekinci Yılmaz

1 Nisan 1963 Karacabey doğumlu. Karacabey Lisesi mezunu. 5 Ekim 2010 itibariyle yazar.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.