Çıldırmaya ramak kalmış!

Okullar kısmen açıldı.

Virüs ise pik yapmaya devam ediyor.

Cumhurbaşkanı, yerli aşının 2021 yılında halkımızla buluşacağını söylüyor.

Sekiz aşı çalışmasından ikisinde hayvan deneylerine başlandığını belirtiyor.

Kötünün içinde iyi duran şeyler bunlar.

Aşıya kadar ekonomi nasıl ayakta duracak?

Esnaf bağırıyor!

Çaresiz olduklarını belirtiyorlar!..

Hibe beklentisi içindeler.

Devletin, hibe veremiyorsa iki üç yıl geri ödemesiz olmak üzere faizsiz kredi vermesi gerektiğinin altını çiziyorlar!

Bursa Simitçiler ve Unlu Mamul Üreticileri Odası Başkanı Erdal Pınar da esnafın bu beklentisini dile getiren isimlerden birisiydi!..

Okulların açılmasının da kendileri için çok önemli olduğunu söylüyordu.

Yüz yüze eğitim sadece esnaf için değil, öğrenciler için de çok önemli.

Aileleri için de…

Ama salgın gerçeği her gün kapıları çalarken bu nasıl olacak?

Haklı oldukları konu şu:

Avrupa’da birçok ülke okulları açtı.

Tedbirleri alarak tabii!

Bizde okulların fiziki koşulları o kadar yetersiz ki, açılsa bir dert açılmasa başka bir dert!..

Birçok özel okul bile Avrupa’daki okulların imkânlarına sahip değil.

Avrupa’daki devlet okullarından söz ediyoruz!

Bizdeki özel okullar bile o koşulları sağlayacak durumda değilse, devlet okullarının halini varın siz düşünün!..

Birçok kalemi etkileyen önemli bir sektörün adı konumuna gelen eğitimin içinde birçok iş kolu var.

Simitçiler ve unlu mamul üreticileri de bu grubun içinde yer alıyor.

Oda Başkanı Erdal Pınar, okullar konusu dışında can alıcı iki not daha iletiyordu kendisini ziyaret eden CHP Bursa Milletvekili Nurhayat Altaca Kayışoğlu’na.

İlki…

Un fabrikalarıyla ilgiliydi.

“Biz simide, poğaçaya zam yapmak için birçok kurumun onayını almak zorundayken, un üretimi yapanlar istedikleri an zam yapıp, ertesi gün hayata geçirebiliyorlar!

Bu sektörümüzü zorlayan en önemli konulardan birisi…

Bizler gibi bir kurulun onayına sunarak zam yapma yoluna gitmeliler.

Bir standardı olmalı bu işin!..” diyordu.

İkincisi…

Biraz daha can sıkıcı!

İddiası, kovid-19 kaynaklı işten çıkarmaların yasaklanmasından ötürü sektörde ciddi iş kayıplarının söz konusu olmasıyla ilgiliydi.

Sektörün daha çok gece çalışıyor olması dolayısıyla işçilerin keyfi olarak işe gelmediğini, işletme sahibinin de bu durum karşısında çaresiz kaldığını söylüyordu.

Yani, çalışanların işten çıkarma yasağını kötü niyetli kullandığını, bu durumun zaten zorda olan esnafı daha da zora soktuğunu ifade ediyordu.

Velhasılı esnaf dertli.

Sıklıkla anlatılır, birçok kişi de duymuştur.

Fıkra şöyle:

“Padişah her şeye zam yapmış ertesi gün vezire sormuş:

– Halkın durumu ne?

– Çok üzgünler, kara kara düşünüyorlar!

Padişah bir zam daha emretmiş.

Ertesi gün yine vezire sormuş:

– Durum ne?

– Ağızlarını bıçak açmadı efendim!

Padişah bir zam daha emretmiş, vezir de haberi yetiştirmiş.

– Efendim; çok garip, herkes zil takıp oynuyor. Davul zurna halay çekiliyor, göbek atan atana!

Vur patlasın çal oynasın!..

Padişah yerinden fırlamış.

– Aman ha! Bir daha zinhar zam yapmayın.

– Neden efendim?

– Üçüncü zamdan sonra bunların ne yapacağı belli olmaz!..”

Kovid-19 virüsüne çare bulunamazsa bizim esnafın durumu da fıkradaki esnaflar gibi olacak!..

Çıldırmaya ramak kalmış durumda.

Sonra ne olur?

Allah bilir…

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.