CHP’Lİ İL, İLÇE YÖNETİCİ VE SEÇMENLERİNE ÇAĞRIMDIR

AHMET AYGÜN ATA KÖŞE YAZISI

1980 Amerikancı darbesiyle ülkemizin Devrimci, Cumhuriyetçi, Milliyetçi kesimi tasfiye edilmeye başladı. Bu tasfiyeden doğal olarak Chp’de nasibini aldı. Darbenin amacı zaten Türkiye’yi Atatürkçü çizgiden uzaklaştırmaktı.
Görünürde Atatürkçü çizgide olan bir grup Chp’nin Kemalist İlkeleriyle oynamaya başladı. Kendisini çok iyi gizleyen bu grup sözcük aralarına “globalizm” ya da “Dünya tek kutuplu yöne gidiyor” gibi neoliberal söylemleri yerleştirmeye başladı. Özellikle “demokrasi “, “barış” sözcükleri emperyal kapitalizmin Ulus-Devletleri bölmede ustaca kullandığı ancak ayrıntısına bakıldığında bölücülük-ayrımcılık temelliydi.
Chp’nin de uzun süre darbe sonucu kapalı tutulması ve Kemalist düşüncedeki can damarları siyasetten uzaklaştırılınca bu devşirmelere gün doğdu. İngilizlerin 1920’lerde, Amerikalıların 1970’lerde beyinlere sorun diye kazıdığı Güneydoğulu Yurttaşlarımız bu devşirmelerin de etkisiyle Chp’den uzaklaştırılmış oldu. Piyon particikler kurdular. O yıllarda mecliste temsil edilecek oy oranları yokken artık Yeni Chp olarak adlandırabileceğimiz parti kanalıyla meclise girdiler.
Bu aslında terörün sözcülerinin, “Halkların Kardeşliği” yalanıyla artık mecliste boy göstermeye başlamasıydı. Türkiye Cumhuriyetinin kuruluş felsefesinde dinsel, etnik, kültürel hiçbir ayrım yoktu. Türkiye Cumhuriyetini kuran, CHP’nin İlk Başkanı, Başkomutanımız felsefeyi net biçimde ortaya koymuştu.
“Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran Halka Türk Milleti denir.”
Yenileşen Chp bu kez meclise Cumhuriyeti yıkmak isteyen, Cumhuriyet Değerleri ve Laiklikle hesaplaşma amacındaki Akp’yi mecliste temsil edilirin ötesinde iktidar sahibi yaptı.
Sonrasında ne mi oldu?
Sözde muhalefetçilik!
Eleştirdikleri ne varsa birkaç yıl sonra sahiplendiler.
Açılımı yerden yere vurdular… Şimdilerde Açılım devam etmeli diyorlar.
Açılımı yerden yere vurdular… Çadır tiyatrosu olarak adlandırdıkları Savcılarımızın terörist ayağına götürülmesine, yıllar sonra terörü savunanlara adalet istediler.
Ey bilmem ne, Ey sen bilmem ne dışında, sözlü komedi içeren söylemler dışında Akp’ye karşı çözüm sunmadılar. Bu öylesine bir hal aldı ki, Demirel’in “onlar ne veriyorsa beş benden daha fazla” sı söylemlerine döndü. Sadaka sistemi yaratan Akp’ye karşı bulunulan çözüm “biiiiiz 750 vereceğiz “den ibaretti.
Fetö ve dinci dinsiz cemaat ve tarikatlar kanalıyla laiklik tehlikedeyken, devlet kurumlarını ele geçirmişken “Laiklik tehlikededir, diyemeyiz” demeçleri verildi.
Irak’ta Akp Türkiye ‘nin toprak bütünlüğüne saldırılara neden olurken Pkk/PydYpg/Sdg adlı terörist gruplara karşı çıkılması gerekirken “ülkelerini savunan militanlar” olarak gösterdiler.
BOP Eşbaşkanı olduğunu 38 kez yineleyen Akp Genel Başkanına karşı Türk Ulusuna önderlik ederek tepki vermek yerine yıllar sonra “BOP projesi devam etmeli, Nato ya destek veriyoruz” dediler.
Kıbrıs’a Israil-Abd-Yunanistan kuşatma uygularken, doğalgaz yataklarını işgal etmeye çalışırken bırakın tepki vermeyi “bizde içinde olmalıyız” dedi, yöneticiler.
Nato’ya karşı gıkları çıkmadı, çıkmıyor, hala milyonlarca insanı katleden Abd’nin bölgede kalmasının gerektiğini söylüyorlar.
Onlarca Atatürkçü’nün katlini sağlayan, Atatürkçü Subay ve Türk Aydınlarını Akp ile Silivri’de tutsak eden fetö terör grubuna; onbinlerce insanı katletmiş, binlerce Mehmetçik ve polisimizi şehit etmiş pkk’yı açık açık destekleyenlerin tutuklanması üzerine Adalet Yürüyüşü düzenlediler.
Akp 1930’lara hakaret ederken aynı onlar gibi 1930’ları reddettiler. Atatürk’ümüzü katliamcı ilan ettiler. Tarih boyunca yalnızca bir bölge adı olan Osmanlı’daki Dersim adını aynı Akp gibi kabullendiler.
Değerli CHP’li İl, İlçe Yöneticileri ve Seçmenleri; üst yönetiminizin uygulamaları Atatürk İlke ve Devrimlerine, Türkiye Cumhuriyetinin kuruluş felsefesine, Bağımsızlık Savaşımızın özünü inkardır.
Sizler ki, evlerinizden işyerlerinize, beyinlerinizden yüreklerinize ATATÜRKÜMÜZE SADAKATİ sonsuz olanlarsınız.
Önünüzde iki büyük görev vardır. İlki Vatan Bütünlüğünü ve Üretim Ekonomisini savunan Atatürk’ün rotasındaki bir siyasi görüşe destek vererek, Üst Yönetiminizi değiştirmek.
İkincisi Atatürk’ümüzü yalnızca Heykel ve büstleri önünde 1 dakikalığına değil Örgütlerinizde BAŞ KÖŞEDE yer alacak. Her gün buluşup saatlerce okuyup dinlenmeniz gereken aşağıdaki TÜRKİYE CUMHURİYETİNİN anayasası eseri okumak, okumak, okumak. Anlatmak, anlatmak, anlatmak.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.