“Çare Saadet Partisi!”

Saadet Partisi İlçe Başkanı Zeynel Abidin Koçak, yaptığı basın açıklamasında gündeme ilişkin önemli değerlendirmelerde bulundu. Koçak, ekonomi ile adalet başta olmak üzere Ergenekon davası, yerel seçimler konularına yönelik açıklamalar yaptı.
Koçak, basın açıklamasına, 3 Aralık Dünya Engelliler Günü dolayısıyla engellilerin yaşadığı zorluklara dikkat çekerek başladı. Engellilerin şehir hayatlarını doya doya yaşamaları için hükümetin ve belediyelerin ciddi adımlar atması gerektiğini söyleyen Koçak, yerel seçimlerin ardından birçok bölgede belediyeleri kazanacak Saadet Partili belediyelerin engellilere yönelik önemli adımlar atacağının altını çizdi.
Arjantin’de gerçekleştirilen G-20 Zirvesi’ne değinen Koçak, “Bu zirve daha önce akdedilen zirveler gibi olmadı. Ağırlık Suudi Arabistan Prensi’nin üzerine odaklandı. Tabii bu konunun geldiği nokta hepimizi rahatsız ediyor. Ümit ediyoruz ki, önümüzdeki günlerde ve haftalarda Cemal Kaşıkçı olayı ortaya çıkar veya açığa kavuşmasını bekliyoruz. Dikkat edilirse biz bu konunun üzerine gitmiyorduk. Çünkü bu çok ciddi bir mesele ve bir katliam var. Elbette açığa kavuşması gerekiyor. Ama bunun da siyasi bir mesele haline getirilmemesi icap eder. Bu sebeple bu meselenin üzerine gitmedik” ifadelerini kullandı.
Ergenekon davasına da değinen Koçak, “Savcı Ergenekon ile ilgili mütalaasında ‘Ergenekon diye bir terör örgütünün ispat edilemediğini’ açıkladı. Burada bir hususun üzerinde durmak istiyoruz. Geçmişte bazıları bizi Ergenekonlukla itham etmişlerdi. Hatta bizi İslami kanadı olarak itham ettiler. Şimdi ne oldu? Biz o zaman da Hakk’ı söyledik, bugün de Hakk’ı söyleyeceğiz. Hak bir gün gelip muhakkak ortaya çıkar. Ergenekon diye itham edilen kesim 28 Şubat’ta bizim üzerimizde oyun oynadılar. Bunu da biliyoruz. Ama onlara karşı bir haksızlık yapıldıysa biz sesimizi yükseltmek zorunda kaldık. ‘Yanlış yapıyorsunuz’ dedik. Birtakım kumpaslar kurdular. Adalet adalettir! Adalet yapmacık bir şey değil. Ülkemizin en gizli odalarına ve en gizli belgelerine ulaştılar. Türkiye’ye bunu yapanlar en büyük zararı verenlerdir. Biz gerçekleri her zaman söylemeye devam ederiz. Kimseyi karalamak için değil. Bizim yaptığımız bu gayretleri ümit ediyoruz ki herkes bundan sonra daha doğru değerlendirir. Bunun için bizim tek ölçümüz Hak’tır ve hukuktur. Milli Görüş 50 yıldır çizgisini hiç bozmamıştır. Milli Görüşçü dava büyüklerimiz hapse atıldı. Biz her zaman gerçekleri söyledik. Bize iftira atanlar mahcup duruma düştüler.” ifadelerini kullandı.
Türkiye’nin en ciddi meselesinin ekonomi olduğunun altını çizen Koçak, Asgari Ücret Komisyonu’nun toplanacağını hatırlatarak, “Merak ediyoruz şimdi. TÜİK enflasyon rakamlarının aşağıya indiğini söylüyor. Vatandaşın hissettiği enflasyon kimsenin umurunda değil. Şimdi TÜİK raporlarında inen rakamlar dikkate alınarak asgari ücrette bir artış meydana gelecek. Türk-İş’in yaptığı araştırmalarda açlık sınırı 1.972 lira olmuş. Yoksulluk sınırı ise 6 bin 328 lira. Asgari ücretinin açlık sınırında tutulması zulümdür. İsrafı ve yolsuzluğu durdurun, para artar. Siz bu ücretleri daha yükseğe çıkarırsınız. Asgari ücreti açlık sınırının altında tutarsanız bu en büyük haksızlıktır. Onun için millet mahalli seçimlerde önemli bir ihtar verecek. Biz laf değil, artık çözüm istiyoruz. İşimiz zor ama iktidarın garibandan asgari ücrette fedakârlık beklemesinden vazgeçmesini umuyoruz” dedi.
Koçak, sanayi sektörünün bocalamanın içine girdiğini belirterek, açıklamasını şöyle sürdürdü: “Ciddi önlemler alınmazsa sanayi sektöründe daha büyük sıkıntıların olacağını düşünüyoruz. Artık yatırımlar gündemde değil. Hizmet yatırımları konuşuluyor. Sanayiciler bir ülkenin bel kemiğidir. Yurt dışına giden beyin göçünden bahsediyoruz. Beyin göçünün yanında müteşebbis güç var. Türkiye’yi ayağa kaldıracak olan müteşebbis güçtür. Beyni de onlar değerlendirir. Ama bu hükümet ne yazık ki kapitalist ekonomi sistemi benimsemesine rağmen kapitalist ülkelerin sanayiciye verdiği desteği ve önemi hâlâ idrak etmiyor. Sanayi dillerinde var, icraatlarında yok. Çünkü sanayici bir yatırımı yaparken kimseye kıyak geçemez. Sanayicinin kendisi desteğe muhtaçtır. Müteşebbisler devleti arkasında görmek isterler. Zaman gelir, haksız rekabet olur. Devlet olmazsa haksız rekabette mücadele edemezler.”

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.