ÇAĞDAŞLIĞIN DAYANILMAZ AYDINLIĞI

Çağdaşlaşmanın en önemli ilkelerinin başında LAİKLİK gelir. Türkiye Cumhuriyeti açısından da bu böyledir. ATATÜRK 1930 yılında çok partili döneme geçmeyi Ali Fethi Bey’le görüşmesinde tartışılamaz dediği iki ilkeden biri Laiklik olduğunu söyler.

Sanıldığı gibi laiklik Fransa Devrimi sonucu olarak ortaya çıkmış; Türkiye’de oradan aynen almış değildir. İnsanlık “toplum” olma evresinden günümüze kadar laikliği tartışarak geliyor.

Bizim tarihimizde siyasal laiklik anlamında önemli bir bilgi: İmam Maturidi ( 853-944)…” siyaset başka diyanet başka”.. der.

Yine Batı Uygarlığında laikliğin en belirgin ve ciddi kaynağı İbn-i Rüşd’ tür.(1126- 1198)Eserleri, Papa ve Fransa Başpiskoposu tarafından yasaklanmasına rağmen Paris ve Bolonya üniversitelerinde ders kitabı olarak okutulmuştur.

Mücadele “DİN” ile değil; “DİNİ” siyasi, sosyal ve ekonomik alanda sömürü aracı olarak kullanan din adamlarıyla.

Siyasal İslam, emperyalizmin sömürü aracı olarak geliştirdiği en büyük projelerdendir. Bugün

radikal islami örgütlerin hepsi bu merkezlerde kurulmuş yönetilmiş ve yönetiliyor.

“…Suudi merkezli, selefi – vahhabi, Mısır merkezli, Eş’arilik – ihvan-ı müslimin’den oluşan Günyey (Arap) müslümanlığını kabile şeyhleri üzerinden kontrolünün kolay olduğunu söyleyerek …

Mustafa Kemal gibi isyanlar çıkarabilecek ve Mustafa Kemal gibi isyanlar çıkarabilecek ve

batı medeniyeti için alternatif olabilecek SemerkantBuhara – İstanbul Hanefi- Maturidi Türk ( kuzey) müslümanlığına karşı olunması gerekir.

Arnold Toynbee raporu, 1955 California Üniversitesi, Saint Diyago Kütüphanesi Prof. Dr. Sönmez Kutlu ” Türk Yurdu” haziran 2017. Bu belge konunun önemini yeterince açıklıyor.

Uzun yıllardır ATATÜRKÇÜLÜK neden emperyalizminin hedefinde olduğu belli oluyor.

Aynı zamanda Laiklik, bireyin ve toplumun aydınlamasının en önemli düşünsel temelidir. Son

yıllarda her alanda ki, gelişmelere bakarsak üzerine en çok gidilen ilkedir.

“…Uygarlık bir güneştir; karşı duranı yakar”… ATATÜRK.

Bilim ve fenden ayrılma bedelini öğretir. Her alandaki gelişmeler her kurumun işlemediği, çürüdüğü açık açık ortaya çıkmaya başladı. Binbir örnekten en ilginç bulduğum örneği vereceğim.

18. Diyanet İşleri Başkanı, “Korono-19’un kaynağı ve nedeni eşcinsellerdir” dedi.

17. Diyanet İşleri Başkanı, böyle bir felaketen insanların bir kısmını suçlu ilan etmek “Haşa kendini ALLAH yerine koymak demektir” dedi.

Aynı kurum bir ay için orta çağa gidip gelebiliyor. Şimdi LAİKLİĞİN tanımı ve tarihsel gelişimine kısaca bir göz atalım.

Laiklik, din ve devlet işlerinin ayrılmasıdır. Gibi, çok eksik bir tanım yapıldı. Konuyu biraz irdelemekte yarar var. Sosyal bilimlerde kavramların ve tabirleri birden çok tanımı yapılabilir. Laiklik; doğayı, evreni anlama, öğrenme ve açıklamayı simgelerden, imgelerden ve de hurafelerden yola çıkarak değil; deney, gözlem ve akıl yürütme yoluyla yapmaktır.

Laiklik; insanı, toplumu anlama ve değerlendirmeyi din, mezhep, ırk kimlikleriyle değil; insan hakları üzerinden değerlendirmektir. Hukuk üzerinden değerlendirmektir.

Laiklik; insanın, sevginin, bilimin ve hoşgörünün ışığı ile aydınlanmasıdır.

Bugün ülkemizde, siyasal, toplumsal, eğitim-öğretim, ekonomik vb. alanlarda olumsuzluklar artarak devam ediyor.

Daha kötüsü insanlarımız arasında güven sorunu, sevgi sorunu, ötekileştirme sorunu, tahammül sorunu düşündürücü boyutlarda.

Ulusal bütünlüğün yolu “YURTTAŞ” – “VATANDAŞ”- ” BİREY” olma kimliğinden geçer. Yani

laikliği içselleştirmek ile!!!

Yaşamı boyunca demokrasinin, bilimin ve laikliğin önemini düşünmemiş; hatta yıkılması gerekir diye inananların yönetme yetkilerini elde ettiklerinde, bu değerler giderek yok olur. Ortada bazen teokrasi, bazen oligarşi ve bazen de monarşi gibi ortaya karışık bir rejim çıkar.

İnsanlık Tarihi, üçbin yıldır daha iyi bir rejim peşinde. Tiranlık, oligarşi, monarji, meşrutiyet,

cumhuriyet, demokrasi ve hukuk devleti. Aristo, Farabi, İbn-i Sına, İbn-i Haldun, İbn-i Rüştü, Jon Lok, Jan Jak Ruso vb bu yolda emek harcamışlar. İnsan onuruna en çok yaraşan rejim hukukun üstünlüğünü ilke edinmiş rejimdir. Bunun da olmazsa olmazı LAİKLİKTİR.

Acılarla dolu insanlık tarihi sürekli; Hukuk ve Adalet peşinde koşmuş. Aklı rehber edinenler; daha erken bulmuşlar. Bilim ve fenni rehber edinenler her alanda ilerlemiş ve tam bağımsızlığa ulaşmışlardır.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.