3T…TARIMI TALAN EDİP TINMAMA!

AHMET AYGÜN ATA KÖŞE YAZISI

Ak Parti’nin, Türk Tarımına vurduğu darbeleri düşman ülkeler bile vurmadı. Çünkü; bunun için Ak Partiyi kullandılar. Eh bunun içinde Partinin köşe başlarını tutmuş; zümre, cemaat, tarikat ve imanlı ailelerde (!) yararlandı, tabii. Kurdukları hükümetlerin vurduğu darbe yetmezmiş gibi asıl görevini bırakıp her şeye burnunu sokan, her konuda eşsiiiizzz (!) Bilgi sahibi kibirli yerel yöneticilerde eklenince Köylü, Çiftçi ve Çobana “daha ölmedi ” diye önce asıp sonra kesenler arttı.

Ülkemizde 40 yıldır Amerikan diliyle konuşanlar arttı. Bu dil konuşulan dil değil. Söylem dili, cafcaflı sözler, süslü püslü sözler, arasına da İnşaallah, Maaşallah, Amin, Kısmetse din sosu da eklenince oldu da bitti! Vizyon, misyon gibi kapitalizmin sözcükleri imanlı-imansız, sağcı -solcu sistemin içinde olan herkes; işine ve işyerine ve dahi Belediyelere Vizyonumuz-Misyonumuz adlı içi boş tanımlamalı tablolar astı.

Bunu en çok kullanan bizim Ak Partili Belediye yönetimi. 3T gibi soslu kapitalist deyimi dinle sosladı, hep duvara tosladı! Var olanı yıkıp yenisini yaptı, belediyeye maliyet bindi. 3 olmuş 13 önemli değildi ki vizyon ve misyon! Mübarekler, hem vizyoner hem Misyoner! Çıkartıp çıkartıp yaptırdıkları 6 ay sonra çöktü. Olsundu, vizyon ve misyon buydu! Peşinde 15-20 kişi masaya eklenen en çok 10 kişi sabah çorbaları… Vizyon, misyon buydu. Dolaşıp dolaşıp fotoğraf çektirmek, bilboardlarda kendini tatmin etmek adına pozlu yaptık-ettik-cağız-ceğiz afişleri. Ankara ‘ya büyük çıkarmalar yapıp (Sanki Kıbrıs’a çıkıyorlar) rapor sunmak üüüüüffff müjdeler getirmek, İç İşleri Bakanlığının genelgesine karşın önce Ramazan davulcusu çıkarmayıp sonra Belediye önünde “geleneklerimizi yaşattık” fotoğrafları eşliğinde Davul Senfonisi dinlemek hep hep vizyon-misyon…

Bu kapitalist söylemden Çiftçimiz ve Köylümüz de nasibini aldı. Soğana el attı. “Ekin ekin ekin biiiiiiizzzz satarız”. Sonuç? Fııııııssss… Bir milletvekili BİR BAKANA dış satıma İZİN VERDİ diye teşekkür ediyor! Bu nasıl bir anlayış? Zaten yapmak zorunda, onun için o makamda. Pekte şaşırmamak gerek önceki bakanlardan biri Fransa’dan hizmet madalyası aldı. Yeni talipler var herhalde! Çok değil 3 ya da 5 gün sonra hoooop verilen izin iptal, karar KARANTİNA, EVDE KAL! Karar dış alıma devam! 3-5 gün sonra yetmezmiş gibi dış satım izni de iptal! Sonuç? Karacabey soğanı tarlada kaldı. Alan bulunursa 65 KRŞ… Sosyal medyada paylaştım. Yorumculardan biri dedi ki; “kurutmak için bırakıldı herhalde Ahmet Bey”…Evet, kurutmak için bırakıldı. KÖYLÜNÜN, ÇİFTÇİNİN KÖKÜNÜ KURUTMAK için. Bekliyor Karacabey, tarlalardan elde soğan pozlar bekliyor. Bekliyor Karacabey yanıt bekliyor. İşini bırakıp Karacabey ‘i borç batağı, terkedilmiş bir yer, rantiye merkezi yaptıktan sonra köylüyü de, çiftçiyi de ENKAZLARINDAN BİRİ HALİNE SOKMAK neden diye soruyor? Karacabey’i tarihinin en büyük batağı durumuna soktunuz! Rantiyede Türkiye ‘de ilk 5’e kesin gireriz. Durmadan durmaksızın borçlanma talep etmek neden? Var olanı yıkıp yeniden yapmanın akılcılığı ne? 7 katlı bir “ucubeyi” Bandırma girişinden görünür hale getirmek niye? Bu imar yasasına nasıl uydu? O dolgu, o dibi yarı uçurum yere niye yapıldı? Nasıl yapıldı? Vahiy mi geldi, istiareye mi yattı, birileri!

Karacabey tarihinin en kötü, en rantiyeci, en içi boş vizyon ve misyon Belediye Yönetimi ile karşı karşıyayız. Karacabey ‘de yol kenarlarında OT bitiyor, Hamdolsun! TARIMI ŞAHLANDIRACAĞIZ dediğiniz buysa… De gidin artık Kardeşim gidin. Biz ot istiyorsak çayıra iner, dağa çıkarız.

Utanıyorum, bizi doyuran Köylümüzün, Çiftçimizin, Çobanımızın yüzüne bakmaktan utanıyorum. Milletin Efendisini böyle duruma düşüren sözde hükümet, sözde belediyeden utanıyorum. Atatürk’üme bakarak Efendimi Koruyamadığımdan UTANIYORUM.

Sizden de bekliyorum.

Sahi UTANMANIN ne olduğunu BİLİYOR MUSUNUZ?

2017 ŞUBAT AYINDAN BU YANA SÜRDÜRDÜĞÜM YAZILARIMI SONLANDIRIYORUM. GAZETENİN SAHİBİ SAYIN İBRAHİM BURSALI’YA VE MÜDÜRÜMÜZ SAYIN YASEMİN UYSAL’A TEŞEKKÜR VE ŞÜKRANLARIMLA…  Ahmet Aygün ATA