Bu savaşı onlar çıkartmadı…

Filistinli çocukların ölüm kusan silahların gölgesinde, top tüfek sesleriyle, ateşle, kanla ve korkuyla yaşamaya alışmış olmaları ne acı…
Bir yanda kendilerinin çıkartmadığı bir savaş, öte yanda çocukluğun doğası olan oyun…
İsrail’in Gazze’ye yaptığı saldırıların birinde sahilde neşeyle koştururken vurulup ölen o dört çocuğa bakınca…
Son 14 yılda 1508 Filistinli çocuk öldürülmüş. Ortalama her üç günde bir çocuk eder..
Batı Şeria’da 12 Haziran’da kaybolan üç Yahudi yerleşimci 18 gün sonra ölü bulunmuştu. Bunun ardından 2 Temmuz’da İsrailliler tarafından kaçırılan Filistinli genç Muhammed Ebu Hudayr yakılarak öldürülmüştü. İsrail, bu olayların ardından 7 Temmuz’da “Koruyucu Hat” adı altında Gazze’ye operasyon başlattığını duyurmuştu.
Bu operasyon kapsamında -sayısı an be an artan- 316 ölü, 2286 yaralı var. Neredeyse 20 dakikada 1 Filisitinli….
Onlar plajda, pazarda, sokakta, çatıda sapır sapır öldürülüyorlar…
Bu görüntülere karşı bizde de İsraille olan alış-verişleri alalamak istercesine en şiddetlisinden sesler yükseliyor.
“Benim Filsitinli kardeşim……..!”
Öte yandan IŞİD Irak’ta 5500 Iraklı’yı öldürmüş.
Hem de vahşetin dik alasıyla.
Lakin onca görüntüye ses yok!
Can kimin can? Müslüman hangi müslüman?
****
Çocuklara bakınca insan kendi çocukluğunu görüyor belki de.
Hani kendisinin farkında olmadığı o masum, o cıvıl cıvıl çocukluğunu.
Gelecekten habersiz, dünyadan habersiz, ailesinin koynundaki o güvenli günlerini.
Ya sonra yaşananlar……..
İsrail’in resmen kurulduğu 1948 yıllarında doğanlar 70’e merdiven dayamış olmalılar.
O günün öncesinden ve sonrasından beri ölüp giden binlerce çocuk ise hiç büyüyemedi…
Felaket anlarında kadınlar ve çocukların kurtarılma önceliği varken, savaşta ise yok edilme öncelikleri var olmalı.
Baksanıza, en çok acıyı hep kadınlar ve çocuklar çekiyor.
Onlar bir savaşta yitip giderken, bir ülkenin geleceğini de beraberinde götürüyor.
Büyüyemeden ölen evlatların ardından annelerin yürek yakan feryatları ile, o feryatlarla yürekleri dağlananların içine ekilen kin ve nefret tohumları kalıyor.
****
Kalabalık Ortadoğu kâh toprak için, kâh petrol için, kâh Ortadoğu’da yaşamayanların büyük planları için birbirini yok edip duruyor.
Gazze’ye yapılan saldırıları -tabiri caizse- çekirdek çitleyerek izleyen İsrailli, kendince savaşın eğlencesini çıkartıyor.
Biliyor ki; ölen her çocuk onlar için 1 karış toprak ediyor.
Adım adım genişliyorlar. Adım adım ilerliyorlar.
Ve canlarını aldıkları her insan için ‘Bu bizim savunma hakkımız’ diyorlar…
Böylece de dağdan gelip bağdakini istememenin en güzel örneğini, en kanlı tarafından sergiliyorlar…
cananekncylmz@gmail.com'

Canan Ekinci Yılmaz

1 Nisan 1963 Karacabey doğumlu. Karacabey Lisesi mezunu. 5 Ekim 2010 itibariyle yazar.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.