Bu nasıl karar?

Meltem’in sık, sık gündeme getirdiği “”Trafik rezaleti” haberi, bir gün sonrası düşünülmeden alınan kararlarla “”Devlet”i”n nasıl dövüldüğünün somut göstergesidir.
Söz konusu haberde, 191 Sokaktaki trafik yoğunluğunun birden bire ivme kazandığı ve buraya amaçsız bir kararla getirilen tek yön yasağının nasıl sakıncalar doğurduğu anlatılıyor.
Neden zorlandığı belli olmayan ilginç uygulamayı kimsenin umursamadığı fotoğraflarla somutlaştırıldı. Çelişkiler, tartışma götürmeyecek netlikte ortaya kondu.
Nedense kimseden ses çıkmadı. Etkililer ve yetkililer arazi olmuş durumda. (AKP, Kaymakamlık, Belediye, Emniyet Müdürlüğü, Milli Eğitim Müdürlüğü) Kaos, adeta Devlet eliyle yaratılıyor.
Yanlıştaki ısrarın yarar getirmeyeceğini dile getiren Belediye Başkanı Ali Özkan’ın hakkını yemeyelim. Özkan, yeniden değerlendirme yapılabileceğini söyledi ve Belediye Zabıta Müdürlüğüne talimat vererek gereğinin yapılmasını istedi. Gel gör ki, aradan 7 ay geçmesine karşın henüz bir gelişme olmadı. Acaba Ali Özkan da mı kayboldu?
İlginç karar
Yasak kararı alıyorsun, ancak uygulayamıyorsun. Öyleyse yasak kararını neden alıyorsun? Ya da neden uygulamıyorsun? Görülüyor ki, Sokağın her iki başında en az iki polis 24 saat boyunca nöbet tutmadıkça, araştırma yapılmadan alınan bu kararın uygulanma olanağı yok gibi.
125. Sokakta, Öğretmenevi Sokağında uygulanabildi mi? Söz konusu bu sokaklarda önceki uygulamaya dönülmedi mi?
Tut ki uygulandı. Hiçbir anlamı, hiç bir kazanımı olmadığı ortada değil mi?
Mantıksız uygulamanın olumlu getirisi sıfır. Bırakın olumlu getirisini, kişiye özel çıkarılan bu karardan sonra 191. Sokaktaki trafik sıkısıklığı kelimenin tam anlamıyla tavan yaptı. Özellikle Salı günleri cehenneme dönüşen sorun, durduk yerde hortlatıldı.
Devlet eliyle çıkarılan rezaleti nedense kimse görmüyor, ya da görmek istemiyor!
Okul’un köşesine bir kabadayı, Market’in köşesine bir kabadayı park yapınca, nefes alma şansı tamamen daralıyor.
Evine mi gitmek istiyorsun? Sokağa giremiyorsun. Yabancı araç sahiplerine sakın ola buralara park yapılamayacağını anımsatma, hemen kıyamet kopuyor.
Özellikle Salı günleri, tek yön yasağı delik deşik yapılıyor. Anlayacağınız kararlar, kurallar paspas oluyor.
Sağlıksız karar öncelikle sokak sakinlerinin işkence çekmesinden başka işe yaramıyor.
Yasağa meydan okurcasına tersten dalan yabancı sürücüler, aşağıdan gelerek evine gitmek isteyen sokak sakinlerinden biri ile karşılaşınca kıyamet kopuyor. İki taraflı park yapılmış daracık sokakta geçiş kalmadığı için araç sürücülerinden birisi geri çıkmak zorunda kalıyor. “”İt dalaşı” tam da burada başlıyor. Uzlaşın bakalım uzlaşabiliyor musunuz? Kim geri çıkacak? Ortalık karışıyor. Küfürleşmeler, ayak üstü karşılıklı tehditler, “Şok” yaşatıyor.
Tersten girmiş sürücü geri adım atmıyor, ya da atamıyor. Aynı yapıdaki görüntü aşağıdan gelenlerde de görülüyor. Anlayacağınız, 191. Sokak kitlendiğinde, ne ileri, ne geri gidebiliyorsun.
Trafik polisi mi? Belediye zabıta ekipleri mi nerede? Arada bulasın..
Şehit Bahadır Tayfur’da neler oluyor?
Cehennemin alt yapısını hazırlayan Şehit Bahadır Tayfur İlkokulu yöneticileri ne yapıyor? Her halde akıl tutulması yaşıyor?
191. Sokağın tek yön olmasını ve buraya yasak konmasını Şehit Bahadır İlkokulu yöneticilerinin istediği anlaşılıyor. İnanın, inanasım gelmiyor. Buna işgüzarlıktan başka ad bulamıyorum.
Soralım bakalım, “”Okulda nasıl bir sorun vardı? Kırk yıldır hiç bir müdürün göremediği sorun şimdi nasıl oldu da birden bire ortaya çıktı? Yasaklarla bu sorun çözüldü mü? Dostlar alış verişte görsün diye yapılan yandan çarklı görüntülerle Okulda ne değişti?” Bu konuları daha sonra bol, bol irdeleyeceğiz.
Okulun ana girişinde üç kapı bulunuyor. Diyelim ki öğretmenler, ortadaki kapıyı öğrencisiz kullanmak istiyor. (Düne değin öğretmen-öğrenci ayrımı yapılmıyordu.) Peki, ortadaki ana kapının sağında ve solunda yer alan iki kapı neden değerlendirilmiyor?
İki kapıyı yok sayan dahi düşünceli yöneticiler, yan sokakta sıkıntı yaratılacağını bile bile hangi akla hizmet ederek dördüncü kapıyı açma gereği duydu?
Çocukların oyun alanını her gün biraz daha daraltarak yöneticilik yaptıklarını sananlar, “”Yasak tohumlarıyla” öğrenci yetiştirilemeyeceğini iyi bilmelidir.
Nereden bakılırsa bakılsın keyfi uygulamanın bir adım sonrası düşünülmemiştir.
Mızrak çuvala sığmıyor. Şehit Bahadır Tayfur’da akıl tutulması yaşanıyor.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.