Bilgi için eğitim

Bilgi için eğitim
Yeni doğan bir çocuğun kendinden önceki buluşları yeniden ortaya çıkarması söz konusu değildir. Yeni doğan çocuk, kendinden önceki bilgileri eski kuşaklardan öğrenmiş ve o bilgilere yeni bilgiler katma durumuna gelmiştir.
İlk insanlar avcılık konusundaki bilgileri, kendi çocuklarına öğretmişlerdir. İşte ilk eğitim diyebileceğimiz bilgi aktarımı, insanlık tarihi boyunca gelişerek devam etmiştir.
Yeni nesiller, çocukluk devrelerinde eski insanların avcılık, tarım, maden işleme gibi bilgileri anne ve babalarından öğrenmişlerdir. Daha sonraları bu bilgiler çocuklara bazı insanlar tarafından, daha sonraları bazı bilginlerin açtığı okullarda öğretilmiştir. (Eski Yunan’da olduğu gibi.)
Günümüzde çocuğunu ilköğretim okullarından üniversiteye kadar okutmak isteyenlerle, okutmak istemeyip, kendi işi olan tarım ve hayvancılığı öğretmek isteyen insanların amacı bir noktada ortaktır: Çocuğun dünyayı bilmesi ve bu bilgiyle geçimini sağlayıp daha rahat bir hayat sürdürebilmesidir gerçek olan. Bu amacın sağlanması için şehirdeki insan, çocuğunu ilköğretim okulundan sonra, liseye ve üniversiteye gönderir. Çünkü şehirli insan için eğitim, üniversiteyi bitirmedir. Okuma yazması olmayan ve köyünde okul bulamayan bir köylü ise çocuğuna çobanlığı, tarımın nasıl yapıldığını öğretecektir. Çünkü o köylü için eğitim bunlardır ve kendi kültürü ancak tarımı ve hayvancılığı kapsamaktadır.
Günümüz Türkiye’sinde artık köylüsü, kentlisi insanlarımızın büyük bir çoğunluğu gerçek eğitimin önemini kavramışlardır. Köylü olsun, kentli olsun insanlarımız, kendi imkanlarına göre çocuklarını okutmak için çaba sarf etmektedir. Çünkü; teknoloji çağında yaşıyoruz. Bu nedenle her alanda (tarım, hayvancılık, sanayi…) bilinçli ve planlı üretim yapmamız gerekiyor. Bu durum eğitimi gerekli hale getiriyor.
Tarım kesimini bir düşünelim… 35-40 yıl önce, toprak daha çok insan ve hayvan gücüyle işleniyordu. Köylerde sadece 3-5 hanede günümüzün traktörlerine göre çok güçsüz ve basit yapılı traktörler vardı. Günümüzde ise, bazı köylerimizde yaşayanların tümünde traktör var… 35-40 yıl öncesine göre daha iyi cins büyük baş, küçük baş ve kümes hayvanları yetiştirilmekte; 35-40 yıl önce yapılmayan seracılık yapılmaktadır. Eskiye göre meyvecilik de çok gelişmiştir. Bütün bu sebeplerden, köylümüzün, çitçimizin çok iyi eğitilmesi gerekmektedir.
Basında okuyoruz… Çin’de, her alanda (sanayi, teknoloji, tıp, eğitim, elektronik…) büyük gelişmeler oluyor. İnsanlarımızın dünyadaki bu gelişmelere ayak uydurabilmesi için, okullardaki eğitimlerini tamamladıktan sonra da, sürekli olarak gelişmeleri gerekiyor.
Ülkemizde ve dünyanın diğer ülkelerinde yapılan istatistikler şunu gösteriyor. Eğitim seviyesi yükseldikçe, insanların refah seviyesi de yükseliyor.
Günümüz dünyasında, eğitim ve öğretime önem veren ve insanını en iyi şekilde eğiten ülkelerin en gelişmiş ülkeler olduğunu açıkça görmekteyiz.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.