BAŞKAN YALAN KONUŞUYOR!

Söylemiyle eylemi sürekli çelişiyor.

Halkı balık hafızalı zannediyor galiba!

 “10 yatırımcı Çatrak’ta bekliyor. Seçilirsem, 5 bin kişiye iş, aş olanağı sağlarım” demişti.

Seçildi de ne oldu?

Üç ay içinde balonu söndü. Bırakın yatırımcı getirmeyi, Erikli’yi de kaçırdı.

“Çevreciyim” dedi. Karadağ’a çimento fabrikası kurmaya çalışanlara destek verdi.

“Arıtma Tesisini üç ayda çalıştırmazsam, istifa eder, çeker giderim” dedi. Koltuğun sihirli gücünden vazgeçemedi.

Arıtma Tesisleri hala çalışmıyor. Çalıştırılmadığı için Belediye 60 bin ceza ödedi. Ayrıca her yıl bu cezayı ödemek durumunda kaldı.

Belediyeler Birliği’nin Antalya’daki seminerine gideceklerin listesi yapıldı. Başkan listede belirtilenlerin dışındaki isimlerle Antalya’ya gitti. Güzel bir tatil yaptıktan sonra masrafları Belediye’ye yükledi. Etik olmadığı anımsatılınca, “Doğru değil, tüm harcamaları cebimden karşıladım. Aksi ispat edilsin, kendimi Belediye’nin 8. katından atarım” yanıtını verdi.

Meclis üyeleri, “Özel Tatil”in masraflarının Belediye’nin kasasından karşılandığını kanıtlayan faturaları gösterince Başkan’ın dili tutuldu.

Başkan’ın geriye dönük maceralarını anlatmaya kalkarsak bu sütunlarda aylarca yazsak bitiremeyiz.

Kaldı ki, amacım eski defterleri karıştırmak da değil.

Amacım, Başkan’ın kavgacı yapısına ve yalan konuşmayı sürdürüyor olmasına dikkat çekmek.

Anımsayacaksınız, Başkan geçen hafta Meslek Yüksek Okulu’nda “Yerel Yönetimleri” anlatmak için konuşmacı oldu. Gazetelerde okumuşsunuzdur.

Diyor ki; “Devlet adına cömertlik olmaz. İnsanlara iyi davranmanın hiçbir maliyeti yoktur. Belediye’nin hiçbir kuruma borcu bulunmuyor. Kapımız 24 saat açıktır” Her ortamda sürekli aynı şeyleri söylüyor.

Öğrencilerin, Arıtma Tesisleri’nden gelen pis kokulardan rahatsız olduklarına vurgu yapan bir soru üzerine, “Bizim işimiz zor. Hatta imkânsız” dedikten sonra çözüm sözü veriyor.

“İşimiz zor. Hatta imkânsız” dedikten sonra çözüm üretme konusunda verilen sözün havada kalacağını öğrenciler aynı anda anlamıştır mutlaka.

Sekiz yıldır bu konuda defalarca söz verildiğini ve yerine getirilmediğini bir kez daha biz anımsatmış olalım.

Her ortamda, “Belediye’nin borcu yoktur!” diyor ya, yalan söylüyor. Bazı kurumlar alacağını tahsil edemediği için Belediye’yi icraya vermiş durumdadır.

“Devlet adına cömertlik olmaz.”

İyi de, söylemden öteye gittiğini gören var mı?

Örnek verecek olursak, İş Bankası ve BİM  Belediye’ye ait işyerlerinden apar topar çıkartıldı. Üç yıldır yerleri boş tutuluyor. Belediye nereden bakılırsa bakılsın kira gelirlerinden 500 yüz bine yakın zarara uğramıştır.

Bunun adına “Devletin cömertliği” denmez de ne denir?

“İnsanlara iyi davranmanın hiçbir maliyeti yoktur” sözü kulağa hoş geliyor.

Güzel de, Sivil Toplum Örgütlerini kim küstürdü? Kendi partililerini Belediye’den kim kovdu?

Başkana ulaşamadığı için Fatma Şahin’in içi yanıyor… Yüz binlerce zarar eden Yüksel Dora derdini anlatacak makam bulamıyor…

Belediye’nin kapıları 24 saat kime açık?

Başkan şaka mı yapıyor? Yoksa halkı salak mı sanıyor?

 

 

 

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.