BAHÇELİ’NİN BAHÇESİNDEN KAN DAMLIYOR!

MHP Genel Başkanı ve iktidarın küçük ortağı Devlet Bahçeli’nin, sırtını sağlama yaslama isteğinden mi kaynaklanıyor bilemiyorum, yine zırvaladı: “Anayasa Mahkemesi’nin verdiği kararlar sancılı ve sakattır. AYM, telafisi imkânsız zararlar vermektedir. Bu nedenle, sistemle uyumlu çalışacak bir yapıya kavuşturmak için tüm unsurları ile değiştirilmelidir.

Yeni hükümet sistemiyle çelişmeyecek bir Yüce Mahkeme, deyim yerindeyse “DİVAN-I ALİ” kurulması, Türkiye’ye güç katacaktır. Bunu uygulamaya geçirme zamanı gelmiştir” dedi.

Anayasa Mahkemesi’nin işlevsizleştirilmesi, “Türkiye’nin gücüne güç katacak” öylemi?

Tek adamlık sistemi hani Türkiye’yi uçuracaktı, ne oldu?

Bahçeli, sahibi için çok iyi bir merdiven oldu. Atatürk’ün kurduğu Türkiye Cumhuriyeti’ni yıkmak için işbirlikçiliği görevini başarıyla sürdürmektedir.

Cumhurbaşkanı olsaydı acaba bu kadar etkili olabilir miydi?

“Af” istedi, cezaevlerini dolduran mafya babaları, uyuşturucu satıcıları, katiller, istismarcılar, Fetö’cüler salıverildi.

Bölünme istemeyen Barolara, “Haddi bildirilsin” dedi. Bölünme isteği, “Şak” diye yerine getirildi.

Korona’nın iyi yönetilemediğini ve sağlıkçıların “Boğulduğunu” masumane bir dille seslendiren Türk Tabipler Birliği “Hain” oldu. Dünyanın en saygın kurumlardan biri olan TTB için, “PKK ile aynı ağzı kullanıyor” dedi.

Yetmedi!

İçişleri Bakanlığı’nın çıkardığı işçinin, memurun, emeklinin, yürüyüş hakkını iptal eden yasayı CHP Anayasa Mahkemesi’ne taşıdı. Anayasaya aykırı bulunan bu yasa iptal edildi. Önce Süleyman Soylu gürledi.

Sonra kim tutabilir Bahçeli’yi?

Bahçeli, geçen hafta içinde yaptığı çıkışıyla, “Anayasa Mahkemesi kaldırılsın. Yerine, biat kültürüne ters düşmeyecek bir “Kadılık Sistemi” kurulsun” demeye getirdi.

Eh, oldu olacak, başına da Cüppeli Ahmet Hocayı koyun. Yardımcılıklarına da, 10 yaşındaki çocukları bademlemeyi ihmal etmeyen tarikat şeyhlerini getirin, olsun bitsin..

Yuh be, yuh..

***

DUYUMLA YARGILAMA, TEHDİTLE EĞİTİM OLMAZ!

Karacabey Milli Eğitim Müdürlüğü, “Duyum” üzerine saptadığı, Uzaktan Eğitim Faaliyetlerindeki (Sözde Eğitim) performans düşüklüğünün faturasını öğretmenlere kesti.

Ekonomik gerçekler, teknolojik yetersizlik, alt yapı yokluğu göz ardı edilerek “Vurun abalıya” anlayışı öne çıkmış durumda.

Önce, Milli Eğitim Müdürü Emin Dingin’in okul müdürleri aracılığı ile öğretmenlere göndermiş olduğu 22. 09. 2020 tarihli resmi yazıya bir göz atalım:

“Müdürlüğümüze, uzaktan eğitim ile ilgili yapılan çalışmalara bazı öğretmenlerimizin gereken önemi vermedikleri ve derslerin EBA veya diğer platformlarda işlenmediği duyumları ulaşmaktadır.Konu ile ilgili tüm öğretmenlerimizin uyarılması, yazılı imza karşılığı tebliğ edilerek gereken hassasiyeti göstermelerinin sağlanması, aksi takdirde yasal işlemlerin yapılacağının bilinmesi hususunda;

Bilgilerinizi ve gereğini önemle rica ederim.

Emin Dingin

İlçe Milli Eğitim Müdürü.

“Emin bey kardeşim, öncelikle belirtelim: Böylesine yetersiz, tepeden tırnağa ofsayt kokan resmi bir dil olmaz. Bu, dönemin iktidar diline özenilerek hazırlanmış bir yazı. Varsayım üzerine kurgulanmış. Tehdit var. İftira var. Devlet diline yakışmayan kalitesizlik diz boyu.

Karacabey’de görevini yapan hiç mi öğretmen yok? İlçede 1000’e yakın öğretmen görev yapıyor. Tümünün aynı suçu işleyecekmiş gibi gösterilmesi iftiradır, en azından yetersizliktir. Hiç hoş olmamış.

Suç, ya vardır, ya yoktur. Varsa, somutlaştırılarak gereği yapılır. Genele serpiştirilemez. Aba altından sopa gösterilerek tüm öğretmenleri töhmet altında bırakmanın anlamı yoktur!

Kurunun yanında, yaş da yanabilir mantığı ile Milli Eğitim Müdürlüğü yapılmaz, Emin bey kardeşim! “Uzaktan Eğitim” rezaletini bir şeymiş gibi göstererek, öğretmenleri günah keçisi yapan zihniyet öncelikle aynaya bakmalıdır.

Hiç kuşkum yok, öğretmenlerimizin tamamına yakını, çocuklarımızın eğitimini Milli Eğitim Müdürlüğünden de, Milli Eğitim Bakanlığından da daha fazla düşünmektedir.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.