Baca tozu, zehir demektir!

Mustafakemalpaşa Organize Sanayi Bölgesi’nde kurulması istenen ‘Tehlikeli Atık Geri Dönüşüm Projesi’ne karşı Sivil Toplum Platformu’nun halkı bilgilendirme çalışmaları yoğunlaştı.
            Bilgilendirme Toplantıları’nın üçüncüsü önceki akşam Tatkavaklı Beldesinde yapıldı.
            Bursa Nilüfer Belediyesi Yerel Gündem 21 Genel Sekreteri Mehmet Kartal, Doğa-Der Başkanı Murat Demir ve Yönetim Kurulu Üyesi Caner Gökbayrak, Makine Mühendisleri Odası Bursa Şube Sekreteri Remzi Erişler’in konuşmacı olarak katıldığı toplantıda, Sivil Toplum Platformu üyeleri, siyasi partilerin yöneticileri ve çok sayıda vatandaş hazır bulundu.
            Çevre kirliliği yaratan tesislerin Mustafakemalpaşa’nın geleceğini karartacağını ileri süren ilk konuşmacı Doğa-Der Yönetim Kurulu Üyesi Ca-ner Gökbayrak, Türkiye’de 2008 yılında, 26 bin 800 ton çelik üretildiğine dikkat çekti. Gökbayrak,  “1 ton çelik üretmek için, 15 kilogram, toplamda ise 1 milyar 400 bin ton baca tozu birikir.
Bunlar insan sağlığı başta olmak üzere, 1.sınıf tarım arazilerini yok eder. Son 6 yıl içerisinde, uluslararası dev şirketlerin işine yarayacak şekilde kanunlar çıktığını görüyoruz. Dünya karbondioksit üretiminden kurtulmak için ne gerekiyorsa onu yaparken, ülkemizde ise demir çelik üretimi artıyor. Üstelik bu üretim gerçekleşirken, teknolojide geri kalmış tesisler kullanılıyor. Ülkemiz demir çelik üretiminde dünyada 11.sırada yer alıyor. İngiltere ise 17. sırada bulunuyor. Buradaki çelişkiyi görmemezlikten gelemeyiz. Her alanda ilk sıralara oynayan İngiltere demir üretiminde neden rekabet gücünü arttıracak yatırımlar yapmıyor? Nedeni gayet açık. İngiltere gibi sanayileşmiş ülkeler çevreye zarar veren bütün tesislerden kurtuluyor ve bizim gibi ülkelerde faaliyet gösteriyor. Ülkemiz kanunlarında bunlara olanak hazırlayan değişiklik son 5-6 yıl içinde gerçekleştirildi. Bu değişen kanunlar ülkemizde yaşayan insanların yararına değil de, uluslararası sermayenin isteği doğrultusunda yapıldı. Ülkemiz birçok yönden saldırıya uğramış durumda. Geleceğimiz karartılmaya çalışılıyor” dedi.
            Makine Mühendisleri Odası Bursa Şube Sekreteri Remzi Erişler, Mustafakemalpaşa’daki bereketli ovanın koruması gerektiğinin altını çizdi. Erişler, “Bu topraklar yüzyıllar boyu insanın karnını doyurmuştur. ‘Yeni dünya düzeni’ dedikleri bu hayat, yaşamımızı kontöre bağlıyor. Sanayileşmeye karşı değiliz. Sanayileşme çevreye saygılı olacak. Son günlerde bölgemizde atık tesis kurma yönünde yarış yapıldığını görmekteyiz. Oysa ülkemizin gıda ambarı durumunda olan 1.sınıf tarım arazilerinin Mustafakemalpaşa çiftçisinin yanı sıra, 40 bin güneydoğulu insanımıza da iş veriyor. Atık tesisinin yapılmasına karşı değiliz. Atıklar nerede üretiliyorsa orada tüketilmelidir. Baca tozundan çıkan zehirli gazlardan kurtulma olanağı yoktur. Dünyada içilebilir su yüzde 2,5’tur. Norveçli kadın siyasetçi kirletici sanayiye karşı dünyada savaş açmış bir politikacıdır. Artık ülkemizde de çevreci politikaların öne çıkma zamanıdır. İnsanın ortalama 70 yıllık ömrü var. Bu doğaya sahip çıkmak zorundayız. 120 kişi çalışacak diye 50 bin kişiyi işsiz bırakmaya hakkımız yok. Oysa gıda çok önemlidir. Demirsiz olmadan yaşayabiliriz ama gıdasız yaşayamayız. Bu topraklar 2 milyon yıldır, insanoğlunun günümüze kadar gelmesinde çok önemli rol oynamıştır. Topraklarımız bu kadar değersiz mi? Sünger, demir, çinko üreterek zengin olacaklar diye 1.sınıf tarım arazilerimizden vazgeçemeyiz. Bu fabrika buraya kurulduğu anda bir yılda tüketeceği su miktarı Mustafakemalpaşa ve köylerinin kullandığı su miktarı kadar olacak. Devlet sulamayı birliklere bıraktı. Paranızla dahi su bulamayacaksınız. Buraya neden baraj yapıldığını hiç düşündünüz mü? Kurulacak bu barajdan paranızla dahi su alamayacak, 100 metre derinlikten dahi su çıkaramayacaksınız” şeklinde konuştu.
            Tatkavaklı’daki konuşmacıları dikkatle dinleyen köylüler, “Bizim huzurumuzu bozmasınlar. Tesis mesis istemiyoruz. Tehlikeli Atık Geri Dönüşüm firması çorak yerlerde kurulsun. Doğamızı korumak için ne gerekirse yaparız! Sesimize kulak vermeyenler yanılırlar” dedikten sonra Sivil Toplum Platformu Başkanı Seyit Ali Geçici noktayı koydu.
            Yüzlerce köylüye, çevre kirliliğine karşı koymak için yemin ettiren Geçici, halkın bilinçlendiğini ve gelecek adına umutlandığını söyledi.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.