Atatürk’ü Öldürebilirler mi?

Bir Kırgız atasözü “insanların gerçek ölümünün onu tanıyan ve anımsayanların ölümü ile olacağını” söylüyor. Ünlü Kırgız yazar Cengiz Aytmatov’un eserlerinden öğrendiğimiz bu arasözü çarpıcı bir gerçeği ifade ediyor. Ne var ki bu atasözü büyük insanlar için geçerli değil.
Günümüzden binlerce yıl önce yaşamış, büyük komutanlar, filozoflar, bilim insanları, sanat ile uğraşalar, Kırgız atasözünün her zaman doğru olmadığının göstergesi. Aristo, Eflatun, Homeros, İskender, Daryus, Cengiz Han, İbni Sina, El Cabiri, Ömer Hayam, Karacaoğlan, Yunus Emre, Şekspir, Mikelangello, Leonardo Da Vinci ve daha binlerce örnek bu aykırılığı kanıtlıyor.
Günümüzde de bazı ölümlerin ardından “ölümsüzdür” diye sloganlar atılması bu yüzden.
İşin daha ilginci, tarihe mal olmuş bazı kişilerin büyük suikastlar ya da haksız yargılamalar sonucu öldürülmelerine rağmen ölümsüzleşmeleri. Roma İmparatoru Sezar, Büyük Fransız Devriminin kahramanları, dinsel bağnazlığa karşı savaş veren aydınlanma kahramanları, Şeyh Bedrettinler, Pir Sultanlar, Rahip Brunolar Bedrettin Cömertler, Muammer Aksoylar, Uğur Mumcular, Ahmet Taner Kışlalılar ve daha pek çokları…
Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’e yönelik suikast girişimleri de oldu. Ancak bu girişimleri başarıya ulaşamadı. Ne yazık ki çok genç denecek yaşta hastalığa yenildi. Yeminli Atatürk ve Cumhuriyet düşmanları, O’nun ölümü ile bir süre sonra unutulacağını daha sonra da eserlerinin yıkılıp öleceğini düşündüler. Yıllar geçtikçe Atatürk’ün silah arkadaşları, yakınındakiler, devrimlerinin tanıkları birer birer aramızdan ayrıldı. Atatürk dönemini yaşayanlar da artık ileri yaştalar.
Kırgız atasözünde olduğu gibi, Atatürk’ü tanıyanların ölümü ile Atatürk ölmedi. Tam tarsine her geçen gün daha da ölümsüzleşti. Düşmanlarının saldırıları O’nu daha da yüceltti. Öylesine büyük eserler bıraktı ki yıkmakla, “tarihten kazımakla” tükenmeyecek kadar çoktu.
Atatürk heykellerini kaldırmaya çalıştılar. Ancak aynı sırada dünyanın başka ülkeleri Atatürk heykelleri dikiyordu. Avrupa’da henüz nesli tükenmemiş sömürge valisi kafalılara “resmi dairelerdeki Atatürk fotoğraflarını indirin” şeklinde demeçler verdirdiler. Ülkenin her yeri kendiliğinden Atatürk posterleri ile ve Atatürk resimli bayraklarla doldu. Atatürk’ün armağanı ulusal bayramlarımızı yasakladılar. Milyonlarca insan meydanları doldurup bayram kutladı. 10 Kasım anma törenlerini “bayram” haline getirmek istediler. Milyonlarca insan Anıt Kabir’e aktı.
Bu kez Atatürk’ün annesinin anısına, O’nun manevi çocuklarına çirkin yakıştırmalarla saldırdılar. Stadyumlar dolusu insan “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” sloganı attı. İzmir Marşı yeri göğü inletti
Onlar Atatürk’e saldırdıkça Atatürk sevgisi büyüyecek, genç nesillerin yüreklerine kök salacak. Ama onları kısa sonra kimse anımsamayacak. Çünkü onların dostları da kalmayacak. Onlar daha ölmeden yaşayan ölüler haline gelecekler. Ama Atatürk ölmeyecek…

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.