Ata: Açılım siyaseti ülkeyi böler!

Karacabey İşçi Partisi Başkanı Ahmet Aygün Ata, hükümetin açılım siyasetini değerlendirdiği açıklamasında, “AKP iktidarı, Amerikan tasarısı olan uydu devlet Kürdistan’ın yaşama geçirilmesine ön ayak olmakla yurdumuza ihanet etmektedir. Bilinmelidir ki, uydu devletler, bölgesine huzur değil, savaş ve yıkım getirir” dedi.
İktidarın uyguladığı açılım siyasetinin Türkiye’yi parçalamaya yönelik olduğunu savunan İP İlçe Başkanı Ahmet Aygün Ata, Osmanlı tarihinde bunun acı örneklerinin çok yaşandığını söyledi.
AK Parti iktidarını, Kürdistan’ın yaşama geçirilmesine ön ayak olmakla suçlayan Ahmet Aygün Ata, yaptığı yazılı açıklamada, “Uydu devletler bölgesine huzur değil, savaş ve yıkım getirir. Amerika’nın Osmanlı İmparatorluğu’na dayattığı Ermeni, Rum ve Yahudi devletlerinin ancak biri gerçekleşti ve Arap dünyasının bilgisizliği ve başlarındaki yöneticilerin aymazlığı ile İsrail meydana geldi. Kıbrıs’ta da bir Rum devleti oluşturulmaya çalışılmış, demokrasi adını kullanarak kurguladıkları oyun Rumların ‘hayır’ demesiyle duraksasa da rahmetli Rauf Denktaş’ı bertaraf etme çabası içindeki AKP siyaseti, tarihe kara bir leke olarak geçmiştir.
Bugün de açılım adlı senaryo ile, Wilson ilkelerinden biri olan Kürdistan kurma düşünü uygulamaya sokmuştur. Ancak Asya gerçeği, bu oluşum gerçekleşse bile oyunun Amerikan çıkarlarına yansımasına, zaman içinde çok sert tepki verecektir. Ülkemiz bu açılım oyununu daha önce de yaşamıştır. Osmanlı İmparatorluğu’nun toprak yitirmelerine yol açan açılım siyaseti, yurdumuzun işgale uğramasına, ulusumuzun insanlarına ölüm getirmiştir. Bunun en acı örneği Girit’in Yunanistan’a bağlanmasıdır.
Ayaklanmalarla başlayan süreç içinde Girit’teki Rumlara tanınan sırayla; isyancılara af çıkarılması, Türkçe zorunluluğun kaldırılması, vergi bağışıklığı, önce Türkler tarafından huzur geldi denilerek hoş karşılanmıştı. Ruslarla savaş yitirilince ayaklanmalar yeniden başlamıştı. Osmanlı yine batının baskısıyla valinin Hıristiyan olmasını, meclis çoğunluğunun Rumlardan oluşmasını, kaymakam sayısının Türk kaymakamlardan fazla olmasını, meclis ve mahkemelerin Rumca yazışmalarının Türkçe-Rumca olması açılımlarına gitmişti.
Ancak devlet olabilme, devleti yönetebilme basiretini yitiren Osmanlı yine açılımlara başvurmuş, Rumların batıdan silah almasına, Avrupalı hukukçuların ıslahat reformu hazırlamasına nizamnameyle onay vermişti. Adada artık askeri varlığı olmadığından Türkler önce bireysel cinayetlere, sonra toplu kıyımlara uğramaya başlamıştı. 2. Abdülhamit Yunanistan’a savaş açmış, ordu Atina’ya girecekken durdurmuş, yine batının açılım siyasetine ülkeyi teslim etmişti. Öyle bir acizlik içinde kalınmıştı ki, Girit’te Türklere uygulanan soykırımın tiyatrolardaki oyunu bile sansürlemişti. En sonunda çoğunluğu Rumlardan oluşan Girit meclisi 1910’da Yunanistan’a katılım kararı almış, acı ve ölüm dolu göçlerle sonlanmıştı.
Bu gün taşeronluğunu AKP ve PKK’nın yaptığı CHP’nin de, ‘Biz de yanındayız’ dediği, MHP’nin milliyetçiliği hasır altı ettiği açılım siyaseti, Güneydoğumuza uygulanmaktadır. Girit’te yitirilen topraklar, 8 bin 336 kilometrekareydi. Uydu devlete peşkeş çekilmeye çalışılan Güneydoğumuzdan daha büyük toprak parçasıydı. Açılım sonucunda Türkiye’mizden koparılmaya çalışılan toprak parçası ise 7 bin 871 kilometrekaredir.
Açılıma alkış tutanların, ‘Verelim gitsinci’lerin bu acı örneği göz önünde bulundurarak ‘Önce vatan’ demesi gerekmektedir. ‘Osmanlı’yı, Atatürk yıktı’ diyebilecek denli soysuzlaşan kesimler şunu bilmelidir ki, açılımlarla, basiretsiz yönetimlerle yitirilen vatan topraklarını birleştirip, ülkemizi yeniden Türklerin egemenliğine sokan ve Türkiye Cumhuriyetini kuran Mustafa Kemal Atatürk’tür. Ne yazık ki sizler onun inançlı yoldaşlarıyla gerçekleştirdiği tam bağımsız ve özgür Türkiye’nin parçalanmasına yol açacak açılım politikalarına destek vererek, görüşlerinizi onun kurduğu Türkiye Cumhuriyeti’nde yapabildiğinizin farkında bile değilsiniz” ifadelerine yer verdi.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.