Anayasa değişikliğine hayır

            Başbakan,
Anayasa değişikliği gündemde yokken, deniz aşırı ülkeden gelen emir üzerine
gündemi değiştirmek ve iktidardan düşünce yüce divanda yargılanmaktan kurtulmak
için bu paketi açtı. Türkiye aylardır bu konuyu tartışıyor. 12 Eylül
referandumundan sonra da konuşmaya devam edecektir.

            Başbakanın
emirlerini, ilahi emir kabul eden Anayasa Prof. Özbudun ile Anayasa Komisyonu
Başkanı Prof. Kuzu, üçlü saç ayağı oluşturarak değişiklik paketini (A.D.P.)
hazırladılar. Sivil toplum kuruluşlarının görüşü, siyasi partilerin görüşü,
meslek odalarının görüşü, akademisyenlerin görüşü var mı? Yok. Neden yok?
Başbakan ben yaptım oldu, herkes kabul edecek zihniyetinde olan bir insan da
ondan.

            Bu A.D.P.
ile, turşu ve sakarin (sahte tatlandırıcı) karıştırılarak, hap olarak halka
yutturulmak istenilmektedir.

            Turşu
asidi, insanın midesini ve bedensel kimyasını bozar, bu A.D.P’de Türkiye’nin
kimyasını bozacaktır.

            AKP’nin
paketten tek istediği Anayasa Mahkemesinin yapısını değiştirmektir. 14 üyesini
cumhurbaşkanı seçecek. (Bazı köşeyazarları, hükümetin Çankaya noteri diyor) 3
üyesini, meclisteki en büyük parti seçecek, böylece Anayasa mahkemesine kendi
yandaşlarını atayıp, yüce mahkemeyi ele geçirecek.

            A.D.P. ile
kuvvetler erki Yargı-Yasama-Yürütme bozulacaktır.

            Anayasa
mahkemesini, ele geçirmekle, yüce divandan kurtulacaklarını umanlar gelecek
iktidarla zaman aşımına uğramadan, yine yargılanacaklarını unutmamalıdır.

            A.D.P. ile
demokrasimiz daha da çürüyecektir.

            Başbakan
“Bu değişiklik ile demokrasi ve özgürlükler artacaktır” diyor. Demokrasi
artmıyor, aksine kısıtlanıyor. Başbakan “Benim için demokrasi, amaç değil,
araçtır” dememiş miydi?

            A.D.P.
çağdaş bir Anayasa değişikliği değildir. Dayatma Anayasasıdır. Toplum
ihtiyaçlarını karşılamıyor. Ben yaptım oldu Anayasasıdır.

            Anayasa
değişikliği Recep Tayip Erdoğan Anayasasıdır.

            Başbakan
“Yargı veraseti var” diyor. Yargıyı istemiyorlar. Yargısız olacaklar, Padişah
fermanı ile ülkeyi yönetecekler.

            Anayasa
değişikliği AKP’nin yargıyı ele geçirme çalışmasıdır. Bugün fiilen yürütülen
baskı ve keyfi yönetimin hukuki kılıfı hazırlanmaktadır.

            Avrupa
Birliği (A.B.) yargıçları “Yeni sistem yargı bağımsızlığı üzerindeki, siyasi
baskıyı arttırır.” “Anayasa mahkemesindeki hukukçu azlığı anayasa kararlarını
tartışılır hale getirir” demektedir.

            Başbakan
“A.D.P. değişikliğine 12 Eylül 1980 darbe anayasasına karşı hazırlanmış, sivil
anayasadır, özgürlükler artacaktır” diyor.

 Söyler misiniz, 12
Eylül’ün YÖK’ü neden duruyor? AKP tarafından ele geçirildi ve şikâyetleri
kalmadı. Dokunulmazlıklar neden kaldırılmıyor. Seçim yasası ve partiler yasası
neden değiştirilmiyor? AKP’nin ve başbakanın derdi, 12 Eylül Anayasası ile
hesaplaşmak değil, 12 Eylül Anayasasını, kendi işlerine yarayan hale
getirmektedir.

Başbakan A.D.P.’nin evet oyu ile geçmesi için 12 Eylül 1980
olaylarındaki gençlerin, ailelerine yazdığı mektubu okurken, sahte gözyaşı
dökmüştür. 30 yıl önce değil, konuştuğu gün 7 filiz gibi genç askerimizi şehir
verdik, onlar için ağlaması lazımdı. 12 Eylül mağdurlarının oylarını alabilmek
için, o insanların yakınlarının duygularını sömürmek istemiştir. Devlet
Bahçeli, “Siyasi tarihe kara bir ilkesizlik, riyakârlık, siyasi sahtekârlık ve
münafıklık örneği olarak geçeceğini” söyledi.

Bu sahte gözyaşları ile siyasi hayatta eriyen mumun
yağdanlıkları da ağlamaya başladı. Başbakan beni görür de milletvekili yapar
mı, veya milletvekilliğimi devam ettirebilir miyim diye.

İki tane de siyaset avukatı, başbakan savunamayacak
düşüncesinde ki Ertuğrul Günay “Milletin anası ağlamasın diye kendimiz
ağlıyoruz” diyor. Milletin haberi yok, kendisi sırça köşkte yaşıyor. Millet
umrunda mı?

Bülent Arınç CHP’ye çamur atarak, “CHP 12 Eylül’den önceki
olayların sorumlusudur” ifadesini kullanmıştır. Bu sözleri kamuoyu önünde
kanıtlamak zorundadır. Kanıtlamadığı takdirde müfteridir.

Türkiye’de kimin hangi amaçla siyaset yaptığı bilinmektedir.
Konuşmalar ve mahkemeler kişilerin tiğniyetlerini ele vermektedir.

“12 Eylül’ü yapanlarla mahkemede hesaplaşacağız” diyen AKP
yöneticileri ve başbakan toplumu kandırmaya çalışmaktadır. 30 yıl önceki
olayların zaman aşımına uğradığını herhalde biliyorlar, fakat insanları saf
yerine koyuyorlar.

12 Eylül’ü yapan 92 yaşına gelmiş, Kenan Evren’i mi
hapsedeceksiniz? Kayıp trilyon davasından hapis cezası alan Necmettin Erbakan’ı
“Yaşı ilerlediği için” hapisten kurtaran kimlerdir?

Bu toplum bunları hatırladıkça referandum da sizlere HAYIR
diyecektir. 

Eğer bu anayasa referandumdan geçerse, kuşkunuz olmasın
sayın okurlarım Türkiye faşizm’e gider.

Ülkem için, Cumhuriyetin temel değerleri için,
çocuklarımızın, torunlarımızın geleceği için bu Anayasa değişikliğine HAYIR
demeliyiz.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.