Alo Meltem (Halkın Sesi)

Alo Meltem (Halkın Sesi)


Yine Terör (Amaç BURSALI)
“Ülkesini en çok seven, işini en iyi yapandır” yazarmış kışlaların tel örgülerindeki tabelalarda. Ben bayan olduğum için bilmiyorum tabiî ki. Vatanı sevme bir yarış halini aldı diyor Can Dündar. Kim daha çok haykırırsa, kim daha büyük bir bayrak taşırsa o daha çok seviyor vatanını. Oysa ki ülkesini sevmek demek: Rüşvet almamak demek, yolsuzluk yapmamak demek, çalsın ama iş yapsın dememek, bir poşet kömüre geleceğini satmamak demek, bilimde yarışmak demek, okuyup yükselmek demek, sokağa tükürmemek demek, malzemeden çalmamak demek, kamu arazisine bedavaya konmamak demek, ayrıcalıksız yaşamak demek, zeki, çalışkan ve ahlaklı olmak demek… İşini iyi yapmak da iyi vatandaş olmak demek. İşte o zaman bayrağımız hak ettiği yerde duracaktır. Saygılarımla.
Eğitim-Sen’den 10 Kasım konferansı
Atatürk’ü anma ve 10 Kasım törenleri için diğer kurum ve kuruluşlar neden hazırlık yapmıyor? Örneğin Atatürkçü Düşünce Derneği düşünme yeteneğini mi yitirdi?
Sevgili Yasemin (Hüseyin TAŞÇATAN)
Hüseyin Taşçatan Hocam; iyi, hoş diyorsun da, bu işler eninde sonunda ekonomiye dayanıyor. Karacabey’in eti ne budu ne? Karacabey’de hiç olmayan bir şeyi yapıp satsan ne olacak? Alıcı kaç kişi ki? Kaç kişi okuyacak? Getirisi ne olacak? Bence değmez. Paralarınız ve emeğiniz çöpe gider. Bahsettiğiniz şekilde ülkemizde ne gazeteciler var. Ama hepsi kendi yağlarında kavrulurken kaybolup gidiyor. Halkı uyandıracak, kültürünü arttıracak sihirli bir değnek lazım. Ya da yeni bir Atatürk bekleyeceğiz, daha yıllarca…
Belediyeler şeffaf olmalı (İbrahim BURSALI)
Sayın Bursalı; Karacabey’den ayrılalı yaklaşık 2 yıl oldu. Hala konuşuluyor olmam; benim güzel etkiler bıraktığımın göstergesidir. Sonra şunu belirteyim; Ben Türk bayrağı altında doğdum ve bütün görevlerimi Türk bayrağı altında yaptım. Yani ne Yunanistan’dan, ne de A.B.D.den gönderilmiş ithal bir memur olmadım. Görev yaptığım süre içerisinde de kimsenin hakkını kimseye geçirmemeye çaba gösterdim. Şu an Karacabey’in beğenmediği ve ithal diye belirttiği şahıs Eskişehir’de kimsenin ulaşamayacağı, hatta emrinde yaklaşık 500 kişi çalıştırdığı ve bir sürü resmi kuruma iş yapan bir şirketin genel müdürüdür. Özel şirketler ise işine yaramayan ve iş bilmeyen insanları bünyesinde barındırmazlar. Kaldı ki bahse konu şahıs genel müdür. Ben ayrıldıktan sonra dedikodu biter zannetmiştim. Demek ki önemsiz kişi değilmişim. Saygılarımla. (Tekin Emre)
Belediyeler şeffaf olmalı İbrahim BURSALI)
Gelen gideni her zaman aratır, demiş büyüklerimiz eski belediye başkanını mumla arar olduk.
Belediyeler şeffaf olmak zorundadır! İbrahim BURSALI)
Söylenecek bir şey yok. Zaten çıktı -yapılan tüm illegal- işler bir bir ortaya. Yazık oldu Karacabey’e 4 yıl kaybetti. 1 yıl daha var kaybedilecek. Bununla da kalmayarak gelecek yeni belediye ne kadar iyi niyetle iş yapmak istese de üzerindeki yoğun borçlar nedeniyle çok zorlanacak. Ergün Koç kendi dönemini değil gelecek dönemi de yemiştir, yani Karacabey için kaybolan 10 yıl demek, ne acı değil mi?
Çöplükten bal damlıyor
Bir Meclis Üyesinin çöplük konusundaki yorumuna şahit oldum, aynen şöyle diyordu: “Ben olsam, Karacabey’in tüm çöp toplama işini bedavaya yaptırabilirdim. Fabrikalara, kurum ve şahıslara atıklarını ücretli olarak Belediye Çöplüğü’ne dökme zorunluluğu getirildikten sonra, bu işi ihaleye açardım. Bu işi yapacak firmalar arasında kıyasıya bir rekabet yaşanırdı. Karacabey’in tüm çöpleri bedavaya toplandığı gibi, Belediye’ye fazladan para bile kalırdı.” Meclis Üyesi’nin bu sözlerinden de anlaşılacağı gibi çöplükteki pasta birilerinin önüne belki de bedavaya konuldu. Ancak burada şu soru akla geliyor: Sayın Meclis Üyesi, mademki buradaki kaymağın büyüklüğünden haberdarsın, neden o anda müdahale etmedin, diğer üye arkadaşlarını neden uyarmadın? Bir sözümüz de bu pastayı zıkkımlayanlara; “İnşallah boğazınızda kalır.”
Çöplükten bal damlıyor
Encümen ve meclis üyeleri hangi kararlara imza attıklarının farkında bile değiller. Çöplük olayında çok büyük dümenler dönüyor. Bu olayın aslı şudur: Fabrikalara Belediye tarafından resmi yazı gönderilerek denetim, çevre ve toplum sağlığının korunabilmesi açısından, tüm atıklarını biriktirmemeleri ve sadece Belediye çöplüğüne dökmeleri gerektiği, ücretinin 40 YTL/Ton olduğu, ücretinin de %75’inin ilgili firmaya %25’nin de Belediye veznesine yatırılması konusunda resmi yazı gönderildi. Buyurun buradan yakın tezgâha bak, tezgâha. Tek başına bile bu olay suç oluşturup, soruşturmayı gerektiriyor.
Tahıl dükkânı esnafı tahliye talebine tepkili
Belediye’nin hangi işi doğru ki? Herkes çok iyi biliyor belediyenin ne yapmak istediğini ve kapalı kapılar ardında yaşanan kirli oyunları. Belediye yitirilmiştir. 1 yıl sonrasına kadar böyle devam edecek. Yüzü olanlar gider. Nasıl kazanmak büyüklükse, yapamıyorsan bırakmakta büyüklüktür. Sen bırakmazsan o halk seni oradan öyle bir indirir ki anlayamazsın ne olduğunu.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.