Ali Şen gerçeği

            Fenerbahçe’nin
eski başkanlarından Ali Şen’in gündemde kalma stratejisi hiç değişmiyor. “Görün beni” anlayışı ile sürekli
oynuyor.

            Şen,
ekranda yer alma adına, içini dolduramayacağı büyük laflar ediyor. Şova yönelik
çıkışları görmezden geliniyor.

            Medya
bunları hangi sıfatla söylediğine bakmıyor. Malzeme yaptığı Şen’in üzerinden
Fenerbahçe’ye yükleniyor.

            Bilerek ya
da bilmeyerek Fenerbahçe yıpratılıyor.

            Fenerbahçe’nin
adeta önü kesilmek isteniyor.

            Ombudsmanlık
ayaklarına yatarak sık sık Aziz Yıldırım’a haksızlık yapan Ali Şen
Fenerbahçe’yi gırtlağa kadar borç içinde bırakıp kaçtığını unutmamalıdır.

            Trabzonspor
ile oynanan kupa maçında takımı sahadan çekerek Fenerbahçe’nin tarihini
kirlettiğini sürekli hatırlamalıdır.

            Ali Şen,
dönüp de geriye bir baksın bakalım Fenerbahçe’ye ne vermiştir?

            Avrupa’da
kupa mı almıştır? Fenerbahçe’yi üst üste üç beş yıl şampiyon mu yapmıştır?
Tesisleşmede çağ mı atlattırmıştır da efsane başkan olmuştur?

            Ali Şen
kendi dönemine baktığında enkazdan başka ne görebilir ki?

            Kurumsallaşmış
kulüp mü? Kurallarıyla işleyen profesyonellik mi?

            Tüm
branşlarda Türkiye’nin önüne geçen başarı mı?

            Ali Şen kendi
reklamını yapmaktan başka Fenerbahçe’ye hiçbir şey vermemiştir.

            Üstelik
alacağını fazlasıyla almıştır. Ali Şen, Fenerbahçe’yi gerçekten seviyorsa gölge
etmemesi yeterlidir.

            Ali Şen,
Volkan’ın düğününe gelmek için “Aziz Yıldırım’ın bulunduğu masada
otururum”
dayatmasıyla bir kez daha hoşgörü sınırlarını zorlamıştır.

            Aziz
Yıldırım’ın buradaki kararlılığı Fenerbahçe’nin çıkarlarını korumuştur.

            Hiç kimse,
Denizli’de ve Trabzonspor karşısında kaçan şampiyonluklara ağıt yakarak
Fenerbahçe’yi seviyormuş görüntüsü vermesin.

            Kuzu
postuyla çakallık yapılmasın.

            Fenerbahçe’nin
geldiği nokta, son maçlarda kaçan şampiyonluklardan daha önemlidir. Fenerbahçe
tüm branşlarda şaha kalmıştır. Tesislerdeki çağdaş yapılaşma, Avrupa’nın bir
çok kulübünde göremeyeceğiniz güzelliktedir. Kıskanılıyor. Galatasaray’a,
Beşiktaş’a örnek oluyor.

            Fenerbahçe
Türk sporunun lokomotifi durumundadır.

            Varsın,
ara sıra da son maçlarda şampiyonluğu kaçırıversin.

            Ali Şen,
taraftar sömürüsüyle futbola endeksli konuşma yapmasının dışında bir şeyler
söylenmesi gerektiğini de öğrenmelidir.

            Fenerbahçe
dünya kulübü olma yolunda çok büyük aşama kaydetmiştir.

            Bunu da
Aziz Yıldırım’la gerçekleştirmiştir.

            Fenerbahçe’nin
rotası doğrudur. Şampiyon olmasa da istikrarı kovalamalıdır. İstikrarın
getireceği şampiyonluklar gün gelecek süreklilik kazanacaktır.

            Görünen
köy kılavuz istemez.

            Neymiş
efendim; Aziz Yıldırım’ın, efsane başkan “Ali Şen’in
Fenerbahçe sevgisini değerlendirmesi çok komik”miş.

            Ali Şen,
NTV Spor Radyo’ya aynen böyle oynamış:

            “Aziz Yıldırım’ın benim Fenerbahçe sevgimi değerlendirmesine kuşlar değil, kargalar da güler.

            Aziz Yıldırım’a üzülüyorum, beni bu
kadar kıskandığı için.

             Denizlispor maçında kaçan şampiyonluktan sonra
çok kötüydü. Yanına oturarak yanağını okşadım. Kulağını da çekebilirdim.”

            Aziz
Yıldırım’ın Fenerbahçe’ye zarar verdiğine inandığı birisiyle birlikte görüntü
vermek istememesinden sonra, Ali Şen’in ağzından dökülen en son inciler bunlar.

            Her şeyden
önce Aziz Yıldırım’ın kiminle oturmayacağını belirtmesi en doğal hakkıdır.

            Bu hakkını
kullanırken kıvırmaması ve yüreğindekini açıkça ortaya koyması çok da
uygarcadır, mertçedir. Dürüstçe bir yöneticilik anlayışıdır. Fenerbahçe’yi
koruma sorumluluğunun yerine getirilmesidir.

            Duygular
değişmişse, iletişim kopmuşsa bunda kızacak ne var?

            Ali Şen
neden bu kadar alındı da, “Aziz Yıldırım’ın kulağını
çekebilirdim”e
kadar götürdü?

            İnanasım
gelmiyor ya, yine de soralım:

            Ali Şen,
Aziz Yıldırım’ın kulağını, hangi sıfatla, hangi yetkiyle çekebilir?

            Şampiyon
olamamış kulüp başkanlarının kulağı çekilecek diye kural mı var?

            Ali Şen’in
kulübüne yarar mı, yoksa zarar mı verdiği konusunda Fenerbahçe Başkanı
değerlendirme yapmayacak da kim yapacak? Futbolcu mu, taraftar mı, siyasetçi
mi, polis mi?

            Söyler
misiniz, Fenerbahçe’nin çıkarlarını günahıyla, sevabıyla omuzlarında taşıyan
Başkanı değil de öncelikle ben mi değerlendireceğim?

            Ali Şen
kendini ne sanıyor?

            Ali Şen
hiçbir şey vermediği Fenerbahçe’yi ve O’nun başkanı Aziz Yıldırım’ı kullanarak
gündemde kalmaya çalışıyor.

            Bunu hep
yapıyor.

Ali Şen Fenerbahçe’yi seviyor gibi
görünüyor, zaman zaman sözde ombudsmanlığa soyunuyor.

            Ancak, sürekli
tribüne oynuyor.

            Fenerbahçe
taraftarlarına, 16 yıldır “Sahadan kaçmanın” utancını yaşatıyor.

            Ali Şen
Fenerbahçe tarihinde kirli bir fotoğraf bıraktığını unutuyor.

            Hiçbir
yetkisi, hiçbir sıfatı olmadığı halde ekranlarda sık sık boy göstererek, Aziz Yıldırım’ı
kıskandığını çok belli ediyor.

 

         Fenerbahçe
sevgisine bakın!

            “Her şeyi ben bilirim. Her şeyi en iyi ben yaparım” görüntüsüyle ekranlarda sık sık boy
gösteren Ali Şen’in ekonomik durumu tartışılmaz. Ancak, söz konusu kendi
yağıyla ayakta kalmaya çalışan Fenerbahçeli Taraftarlar Derneği olunca ister
istemez özveri beklentisi gündeme gelir.

            İlginç
bulduğum gelişme 21 Mart 2010 günü, Karacabey Fenerbahçeli Taraftarlar
Derneği’nin Ali Şen’i konuk etmesiyle yaşandı.

            Ali Şen’in
Karacabey’e getirilmesi konusunda nasıl bir anlaşma yapıldı bilemiyorum. Pek de
önemsemiyorum.

            Önemli
gördüğüm; Ali Şen’in davete helikopterle geldiğidir. Aradan altı ay geçmesine
karşın 20 bin lira tutarındaki helikopter ücretinin hala ödenmemesidir.

            Etik değil
ama diyelim ki anlaşma yapıldı ve helikopter ücretini Karacabey Fenerbahçeli
Taraftarlar Derneği ödeyecekti. Derneğin parası yoksa ne olacak? Kendi yağıyla
kavrulan Derneklerin, Fenerbahçe sevgisiyle yanıp tutuşan efsane başkanlarıyla
(!) özlem gidermek gibi istemleri olmayacak mı?

            Bu isteğin
gerçekleşmesi için parası olmadığı halde 20 milyon lira ödemek zorunda
bırakılan Karacabey Fenerbahçeli Taraftarlar Derneği’ne haksızlık yapılmış
olmuyor mu?

            Peki,
sonra;

            Fenerbahçelilik
sevgisini tartıştırmayan efsane başkana sormazlar mı, “Onlar her şeyin en güzeline layık” dediğin taraftarların davetine neden kendi helikopterinle
gitmedin?

            Sahi,
Sayın Ali Şen, Karacabey Fenerbahçeli Taraftarlar Derneği’nin davetine neden
kendi helikopterinle gelmedin?

            Bilmem
anlatabildim mi?

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.