“ALİ ÖZKAN’IN 3 D FORMÜLÜ TUTTU”

Aslında uzun zamandır röportaj yapmak istediğim bir isimdi Zeynel Abidin Koçak. Ki kendisini çoğunuz tanıyorsunuzdur. Saadet Partisi’nin Belediye Başkan Adayından bahsediyorum. Onu seçim dönemlerinde birçoğunuz sokaklarda, halkın içinde, kıraathanelerde ya da Karacabey’in köylerini ziyaret ederken görmüşsünüzdür. Uzun zamandır gazetemizde sessiz kalan Saadet Partisi gibi muhalefetin güçlü sesi olan bir partiyi ve tabii ki ilçe teşkilatının en önde gelen isimlerinden biri olan Zeynel Abidin Koçak’a bu hafta köşemizde yer verdik.

K.H.; -Zeynel Abidin Bey, bir zamanlar Türkiye’yi yönetme tecrübesine sahip, içinde deneyimli kadroların bulunduğu bir siyasi parti Saadet Partisi. Size baktığımızda şunu görüyorum ki; oldukça net ve muhalif bir çizginiz var, tutarlı bir siyaset güdüyorsunuz. Siz Karacabey’in hâlihazırda bulunan yönetiminden memnun musunuz?

Z.A.K.;- Şuana kadar Karacabey’in yönetiminde memnun olduğum konular tabii ki var; ama memnun olmadığımız konular çok daha fazla. Şuan ki belediye başkanımızın 3D formülünü çok beğeniyorum. Doğrusunu söylemek gerekirse bu formül tuttu ama onun dışındakilerden yüzde bir milyon memnun değilim.

K.H.; -3D’den kastınız nedir, bunu biraz açar mısınız?

Z.A.K.;- Gayet tabii. ‘’Düğün, defin, davet’’ 3D formülü budur. Bugüne kadar hiç görülmemiş derecede defin hizmetleri çok güzel. Ee başkanın düğünlere katılımı da güzel. Etkinliklere davet çalışması da güzel. Ama bunun dışında pek elinden tutup yüzüne vurabileceğimiz bir faaliyeti yok.

K.H.; -Peki, siz 3T için ne diyorsunuz? Tarım, turizm ve teknoloji demişti Sayın Ali Özkan.

Z.A.K.;- 3T formülünü şöyle bir değerlendirecek olursak; tarım, turizm, teknoloji dediniz, değil mi? Tarımda; memleketimizin geldiği durum ortada. Özellikle burada Karacabey’e bakarsak, Karacabey’deki tarımın da hali içler acısı. Bu olmadı bir.. Turizm dediğimizde ise Karacabey’in Yeniköy’ü var malum. Dışardan ne kadar turist çekebildik ,bunları Yeniköy’de ağırlayabildik de, sonrasında Yeniköy turizm cazibe merkezi olabildi!? Karacabey’imize turizmden ne kadar gelir sağlandı? Zaten dışardan gelen bir turist potansiyelimiz de yok ki. Kendi halimizce çalıyoruz, kendimiz oynuyoruz.

K.H.; -Peki siz, Sayın Ali Özkan’ın sosyal medyada oldukça fazla yer verdiği (bilmem ne çayırının önünde, bilmem ne ağacının altında) paylaşımları hakkında ne düşünüyorsunuz?

Z.A.K.;- Kendince yaptığı birtakım hizmetler var, eyvallah. Benim sorum şu: Biz Karacabey’imize yabancı turisti ne kadar getirebildik? Ben bunu soruyorum! Karacabey’imize gelir getiren ne var turizm alanında? Turizm, döviz ağırlıklı bir sektöre dönüşmeli ki biz gerçek anlamda turizm yapabiliyoruz, bunu geniş kitlelere ulaştırabiliyoruz diyebilelim.

K.H.; -Yeniköy ve Karacabey arasındaki yolları nasıl değerlendiriyorsunuz peki?

Z.A.K.;- Belediyenin asli vazifesinden bir tanesi yol yapımıdır. Bunu hizmet olarak önümüze koymaları da doğru değil. Bu belediyenin asli görevidir. Yolların bakımı, yolların düzeni, kaldırımların yapımı gibi işlerin istikrarlı yapılması lazım. Ama görüyoruz ki bu da sıfır.

K.H.; -Sayın Koçak, geçmişe dönüp baktığımda pandeminin henüz yeni yeni başladığı dönemlere kadar siz köy köy gezip halkın içinde olan bir isimdiniz, halkın sorunlarını dinleyen ve partinizin çözüm önerilerini onlarla paylaşan bir siyasetçisiniz. Bu bağlamda siz Ak Parti’nin halktan koptuğunu ve seçmenle arasına mesafe koyduğuna düşünüyor musunuz?

Z.A.K.;- Halktan koptuğunu düşünüyor musunuz sorusu gerçekten cevap verilemeyecek bir soru. Halktan kopmak, halkın içinde tamamen olmamak demek. Oysa sayın başkanı düğünlerde, etkinliklerde çok sık görüyoruz. Ama işte ben bunu 3D hizmetlerinin tutarlılığına bağlıyorum.

K.H.; -Biraz da genel bakalım olaya. Bugün olası bir erken seçimde Saadet Partisi’nin durumu ne olur? Saadet Partisi, Türkiye için bir umut mudur?

Z.A.K.;- Türkiye geneline baktığımızda vatandaşımızın Saadet Partisi’nin Türkiye için umut olabileceği konusunda en ufak bir endişesi yoktur.Tek endişeleri ‘ oyum boşa gidecek’ kaygısıdır. ‘Eğer parti barajı geçemezse, verdiğim oy sağ partilere değil de sol partilere yarayacak’ kaygısıdır.

K.H.; -Peki siz seçim barajının düşürülmesi konusunda ne düşünüyorsunuz?

Z.A.K.;- Bunu ileri zamanlardaki röportajlarımızda değerlendirelim. Biz Karacabey’e hizmet etmek için yola çıktık. Saadet partisi alan değil, verenlerin partisidir.

K.H.; -Yeni kurulan partiler için ne düşünüyorsunuz? Bu ülkemizin demokrasisini güçlendirmek için bir fırsat mıdır, yoksa siz bu konuya temkinli mi yaklaşıyorsunuz?

Z.A.K.;- Milli görüş davamızın merhum genel başkanı Prof. Dr. Necmettin Erbakan; ‘ Her ne kadar Türkiye’de 82 tane parti olsa da, dünyada iki tane parti var’ diyordu. ‘ Bunlardan biri milli görüş, biri de diğerleri.’ diyordu. Çünkü bu partiler mevcut sistemi yönetmeye talip olan partilerdir. Biz ise dünyadaki mevcut sistemin dışında bir sistemi kurmaya talibiz.

K.H.; -Bir başka sorum da şu olacak: Saadet Partisi geçmişte de içinden birçok partiler çıkardı, yine en son olarak da rahmetli Erbakan’ın oğlunun kurduğu yeni bir parti var.(Yeniden Refah Partisi). Sizin bu konudaki görüşünüz nedir?

Z.A.K.;- Şimdi, insanlık tarihine baktığımız zaman peygamberlerde de benzer olayları görmemiz mümkün. Örneğin Nuh (as) gemiyi yaptığında kendi öz oğlu gemiye binmedi. Ve onu gemiye almak istediğinde Allah-u Teâla onu uyardı: ‘O senin oğlundur ama senden değildir ’diye. Bizim davamızın çizgisi belli. Kendisi Erbakan hocamızın oğlu olabilir ama bu çizgide değilse kim olursa olsun, konjüktörün bir partisi olmaktan öteye gidemez.

K.H.; -Son olarak; siz, bugün belediye başkanı seçilmiş olsaydınız, Karacabey’e ne hizmetler yapacaktınız? Planlarınız, projeleriniz nelerdi? Karacabey ne tür hizmetlerle tanışmış olacaktı?

Z.A.K.;- Bizim belediye başkanında aradığımız vasıf, 83 bin Karacabeylinin başkanı olmasıdır. Şu ya da bu partiden, bana oy versin ya da vermesin ben herkesin başkanı olmayı taahhüt etmiştim. Yıllardır söylüyoruz, Karacabey’in en temel problemi alt yapı sorunudur. Kanalizasyon ve su şebeke sorunudur. Vatandaşlarımızın gerçekten mağdur olduğu bir konudur bu. Ak Parti, üç yıl içerisinde bu sorunu bitireceğini taahhüt etmelerine rağmen; ikinci dönemin birinci çeyreğini bitirmiş durumdayız; Mahmuriyet Mahallesinde bir çalışma başlatılmıştı, ama başlamasıyla bitmesi bir oldu. Bunda bir ilerleme kaydedilemedi. Ve yine en büyük problemlerden bir tanesi de Karacabey’in trafik problemidir. Bizim projelerimizde ve taahhütlerimizde bütün bu problemlerin çözümü vardı zaten. Dikkat edilirse bütün yoğunluk Karacabey’de birkaç noktada yaşanmaktadır. Bunun da sebepleri belli.

K.H.; -Yani istenilse tüm bunlar çözülebilecek sorunlar mı? Üzerine gidilmediği için mi biz bu sorunları yaşamaya devam ediyoruz?

Z.A.K.;- Gayet tabii. Ölümden başka her şeyin çaresi var. Yeter ki siz çözmeye talip olun.

K.H.; -O zaman ben şunu anlıyorum: Karacabey Belediyesi’nin kanalizasyon, alt yapı, trafik sorunu gibi bir gündemi yok. Doğru mudur?

Z.A.K.;- Evet, yok. En son olarak belediye çalışmalarına gittim bir sefer. Mevcut yönetim ikinci döneminin 15 ayını bitirmiş olmasına rağmen, belediye meclis toplantısı yarım saatte başladı ve bitti.  El kaldır, el indir tiyatrosundan sonra, herhangi bir konunun müzakere edilip tartışması veya araştırılması dahi yapılmadan toplantı bitti. Ve bu zihniyet Karacabey’imizi yönetiyor işte.

K.H.; -Yani bizim geleceğimizi, ilçemizin kaderini belirleyen, vatandaşlarımızın sorununu çözmek için oy verip seçtiğimiz ve bu işten maaş alan ilçe meclis üyeleri on beş dakika içinde, el kaldırdı, el indirdi ve olay bitti mi?

Z.A.K.;- En fazla yarım saat içerisinde toplantı bitti. Ve bu durum karşısında o kadar canım sıkıldı ki, ben toplantıyı terk etmek zorunda kaldım.

K.H.; -Cumhuriyet tarihinde çok sık gördüğümüz bir olay var: Siyasete girmiş ve seçilmiş insanlarda, kendilerinin yakın çevrelerinde,  yakını olan iş adamlarında ciddi bir zenginleşme, refah seviyelerinde ciddi bir artış olduğuna çok tanık olduk. Siz bugünkü durumu nasıl özetliyorsunuz?

Z.A.K.;- Genelde de yerelde de hepimiz şunu gördük ki son 18 yıldır tanık olduğumuz olaylar, genellikle yandaş üretti ve yandaştan öteye geçen bir şey olmadı. Bizim önceliğimiz nedir? Liyakat! İşi işin ehline vermek . Bu benim yandaşım da olabilir, olmayabilir de. Yeter ki işin ehli olsun. Ama şuna tanık olduk ki kesinlikle işin ehli olmayan ve sadece yandaş olduğu için işin başına getirilmiş kişileri-burada isim vermek istemem- birçok noktalarda da gördüm.

K.H.; -Sayın Koçak, çok teşekkür ediyorum. Nezaket gösterdiniz, bizlere zaman ayırdınız.

Z.A.K.;- Ben teşekkür ediyorum. Başta siz, gazetenizin çalışanları, Meltem gazetesinin değerli okuyucuları ve buradan sesimizin ulaştığı tüm Karacabeyli hemşerilerimize sevgilerimi ve saygılarımı sunuyorum.  Allah’a emanet olun.

***

Değerli okurlarım

Meltem Gazetesi olarak; çoğulcul demokrasiye inanan, fikir ve düşünce hürriyetine değer veren ve Karacabey’de gazetecilik mesleğini onuruyla yapmaya çalışan insanlar olarak , diğer siyasi parti ve sivil toplum örgütlerine de, gazetemizde zaman zaman yer vereceğiz ve bunu da Karacabeyli hemşerilerimize, demokrasimize olan inancımıza karşı bir sorumluluk olarak görmekteyiz.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.