Aday kıtlığı mı var?

Yerel seçimlerle ilgili adaylar belirginleşiyor. Parti içi demokrasisi yerine lider sultasının daha  egemen olduğu iktidar partisinde adaylar kendiliğinden ortaya çıkamazken, parti içi demokrasi adı altında tam bir karmaşa yaşanan CHP'de aday bolluğu var.

İki parti arasındaki bu farklılığa rağmen her ikisi açısından ilginç bir benzerlik ortaya çıkıyor. İddialı oldukları yerlerde mevcut milletvekillerini Belediye Başkan adayı yapıyorlar. AKP bu işi daha ileri götürerek bakanlarını aday gösteriyor.

AKP'nin bakanlarını aday yapmasının görünür gerekçesi, parti tüzüğünde yer alan 3 dönem milletvekilliği sınırlaması. Bu gerekçe ile Ulaştırma, Adalet, Aile ve Sosyal Politikalar bakanlarının adaylıkları ilan edildi. Başka hangi bakan ve milletvekillerinin aday olacağı belirsiz. Kararlar Başbakan'ın 2 dudağı arasından çıkacak.

CHP'de ise henüz kesinleşen isim olmamakla birlikte Gürsel Tekin, Muharrem İnce, Aytun Çıray gibi isimlerin İstanbul, Ankara ve İzmir adaylıkları konuşuluyor.

12 Eylül ürünü seçim ve siyasi partiler yasalarındaki boşluk nedeniyle milletvekillerinin Belediye Başkan adayı olmalarında hiçbir risk yok. Seçilemezlerse milletvekilliğine devam ediyorlar. Ek olarak tanınırlıkları artıyor. Hatta içlerinden daha sonra Genel Başkan olabilenler bile çıkıyor.

Yerel politikacılar içinde bu işi yapabilecek pek çok yeni ve yetenekli isim varken milletvekillerinin Başkan adayı olmaları sorgulanması gereken bir olay. Aday olmakla TBMM üyeliğinin düşmüyor olması bu çarpık durumu açıklamaya yetmiyor.

Milletvekillerine sağlanan yüksek maaş ve ayrıcalıklara rağmen bu tatlı görevi bırakarak Belediye Başkanlığına atlamaları belediyelerdeki kentsel rantın paylaşımına talip olma gibi bir açıklama da fazlaca art niyetli bir tahmin olacaktır. Belediyelerdeki bunca yolsuzluk soruşturmasına rağmen olayı böyle açıklayamayız.

Yakın zamanlarda yapılan bir araştırma milletvekillerinin TBMM içinde mutsuz olduğunu ortaya koydu. Pek çok vekil lider sultası ve parti içi demokrasinin olmaması nedeniyle kendini TBMM içinde ifade edemiyor. Yeteneklerini  ortaya koyamıyor. Meclis kürsüsünü grup onayı olmadan özgürce kullanamıyor. Dilediği gibi soru önergesi veremiyor. Yasa teklifi hazırlasa bile özgürce sunamıyor.

Siyasi partiler parti içi demokrasi yokluğunu seçim kazanma taktikleri arkasına gizlemek yerine bu durumu irdelemeli ve seçim kazanmak için halkın sorunları üzerine daha gerçekçi bir şekilde eğilmeliler. Yoksa ne aday kıtlığı var, ne de milletvekilleri bulunmaz Hint kumaşı. 

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.