Adalet taçlandırılmış yapıya da gerekebilir

Yazının başlığı neden böyle deyenler olabilir.
Bilen biliyor da, açmakta yarar var.
Kurtuluş Savaşı'ndan önce padişahlığın yıkılacağı, saltanatın kaldırılacağı, yerine; laik, demokratik, çağdaş bir hukuk devleti kurulacağı söylenseydi kim inanırdı?
On yıl önce TSK paramparça olacak denseydi güler geçerdik. Atatürk'ün isminin ders kitaplarından kazınacağını, bayramlarına “Yasak” konulacağını aklımıza getirebilir miydik? 40 bin kişinin ölümüne neden olan PKK'nın bölücü başıyla kapalı kapılar ardında “Pazarlık fotoğrafları” göreceğimizi düşünebilir miydik?
Libya kartalı Kaddafi'ye ne oldu? Mısır lideri Hüsnü Mübarek nerede? Saddam'ı hatırlayan var mı? Suriye Cumhurbaşkanı Beşşar Esed ile Başbakan Recep Tayyip Erdoğan can ciğer kuzu sarması değiller miydi? Şimdi neden kanlı bıçaklılar?
Bunları neden yazıyorum biliyor musunuz?
Balık hafızalıyız da ondan.
Günlük yaşıyoruz.
Oysa zaman su gibi akıp gidiyor. Ne olacağımızı düşünmüyor, ne olduğumuzun delisi oluyoruz. Yarınların neler getireceğini umursamıyoruz.
Yine de anımsatalım, gün olur devran döner. Bir bakarsınız Hüseyin Sarı da aklanıverir.
Şu sıralar Erdek'te en fazla eski Belediye Başkanı Hüseyin Sarı'nın ihaleye fesat karıştırdığı iddiasıyla 9 yıl hapis cezası aldığı konuşuluyor.
Sarı'nın Yargıtay'a başvurduğu ve kararı temyiz ettiği gündeme bile gelmiyor.
Yargısız infaz yapılıyor.
Üstüne üstlük deniyor ki, “Sakın haa, sağda solda dikkatli konuşun. Benden çıktığı belli olmasın. Siyasi olduğu anlaşılmasın.”
Kim söyleyebilir bunları? Sarı'nın siyasetten uzaklaşmasını isteyenler.
Taçlandırılan yapıyla gelen kararlar tartışmaya çok açık.
Neden mi?
Hüseyin Sarı'nın ceza almasını sağlayan ihaleler 2008'de yapıldı.
Zamana ayarlı ihalelerin biri 1974 yılından bu yana gelen Petrol Ofisi ile akaryakıt istasyonu için sözleşme yinelenmesini oluşturuyor. Diğeri de Terminal'deki bir otobüs yazıhanesinin kiraya verilmesinin dosyası.
Söz konusu dosyalar iki kez incelendi. Birini özel şikayet üzerine gelen müfettişler gerçekleştirdi. Diğerini de Sayıştay denetçileri yaptı.
Taçlandırılan yapıyla desteklenen araştırmalar sırasında, her iki ihale ile ilgili küçücük bir eleştiri bile yapılmadığı biliniyor.
Anlayacağınız AKP'li Sarı görevdeyken suçsuz görülüyor, CHP'ye geçince suçlu bulunuyor.
Tam da yerel seçimler kapıya dayanmışken…
Tam da Sarı, CHP'yi şaha kaldırmışken…
Sarı'nın aday olursa, kamuoyu araştırmalarına göre, yüzde 70'lerin üzerinde oy alacağı söylentileri çok yaygın.
Ne zamanlama değil mi?
Gel de düşünme.
Söz konusu eski defterleri yeniden açanların, incelemenin büyük bir bölümünü İstanbul Fatih Belediyesi'nde yaptığı iddia ediliyor.
Rastlantıya bakın ki aynı anda Fatih Belediyesi'ndeki bir memur, Erdek Belediye Başkanlığı'nda görevlendiriliyor. “İncelemeler” tamamlanınca da aynı memur Üsküdar Belediyesi'ne yatay geçiş yapıyor. Bunlar bize iletilenler.
Küçük bir not düşelim. Bu çalışmayı yapanlar yakında AKP'den belediye başkanı ya da milletvekili olurlarsa şaşırmayın.
Kim ne derse desin, Hüseyin Sarı'yı tanımayan yok. Sarı Ailesi'nin zenginliği de biliniyor. Belediye Başkanlığı dönemlerinde mal varlıklarının büyümediği gibi küçüldüğü de gözlerden kaçmıyor.
Yerel yargının bir ay önce sonuçlandırdığı soruşturmaların düğmesine basanların tanıdık yüzler olduğuna dikkat çeken Hüseyin Sarı, “Başkanlık yaptığım 10 yılın tüm defterleri dürüstçe araştırılsın, kendime ya da yakınlarıma bir kuruşluk menfaat sağladığım, Belediye'yi bir kuruş zarara uğrattığım ispat edilsin, Cumhuriyet Alanı'nda intihar ederim” diyor.
Yerelde ve genelde çok ilginç gelişmeler yaşanıyor. Bakıyorsunuz, MİT müsteşarını kurtarabilme adına bir gecede yasa çıkıyor. Diğer tarafta ise haklarında iddianame bile hazırlanmadığı için yıllardır ceza evlerinde yatan tutukluları görüyorsunuz.
Çok ilginç. İlginç olduğu kadar da düşündürücü.
Acaba Sarı CHP'ye geçmeseydi, potansiyel belediye başkanı görüntüsü vermeseydi, mağdur edilir miydi? Bilesiniz ki, halk Sarı'yı sevmeseydi, O'nu umut görmeseydi hiçbir şey olmazdı. Sonun başlangıcını halkın Sarı'ya giderek yoğunlaşan sevgisi hazırladı.
Son zamanlarda özellikle bölgemizde CHP'li ve MHP'li belediye başkanlarına karşı yapılan operasyonlar arttı.
AKP'li belediyeler sütten çıkmış ak kaşık sanki.
Ne rastlantı değil mi?
Unutulmasın, umutlar bittiği yerde başlar.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.