ABD Dolarının Arkasındaki Silah Gücü

Amerikan doları… Kolay aşınmaması için biraz daha özel bir kağıt üzerine basılmış ABD resmi parası. Limon küfü yeşil rengin hakim olduğu para birimi değerlerine göre eski ABD başkanlarının resimlerini taşıyor. ABD parası sadece ABD topraklarında geçerli bir para birimi değil. Dünyanın pek çok ülkesinde uluslararası ticaret yanında iç ticarette de geçerli. Ancak bu geçerliliğini karşılığı olmasından değil silah gücünden alıyor.

 

Ekonomisi düzgün ülkelerin tedavüldeki paralarının altın ya da diğer kıymetler açısından karşılığı vardır. Yani ilgili ülkenin bütün vatandaşları ellerindeki parayı bankalara götürdüklerinde karşılığında altın ya da başka bir cinsten karşılığını alırlar. Dünyaya egemen olan bankacılık sistemi diğer ülkelerden de bunu, yani paralarının karşılığı olmasını ister. Bunu da  Dünya bankacılık sistemine egemen olan emperyalist ülkelerin siyasal ve ekonomik baskısı ile yaparlar. Siyasal ve ekonomik baskı yöntemlerinin geçerli olmadığı dönemlerde de silah gücü kullanırlar.

 

Dünya ülkeleri arasında parasının karşılığı olmayan ya da karşılığı olması gerekmeyen tek ülke ABD’dir. ABD dolarının karşılığı Amerikanın silahlı gücüdür. ABD’nin Dünyanın bütün denizlerinde filo bulundurması, yüzlerce askeri üsse sahip olmasının nedeni de budur.

 

Ekonomik hayatta para dışında ödeme araçları da vardır. Özellikle bizim gibi ekonomisi zayıf ülkelerde vadeli çek ve senet de geçerli bir ödeme aracıdır. Bu ödeme araçlarının kabul görmesi ticari itibara ya da baskı gücüne dayalıdır. Ticari itibarı yeterli olmayanlar silahlı adam besleyerek bir kağıt parçasından ibaret ödeme araçlarını tedavüle sokarlar. Ülkemizde ve benzer ülkelerde çek-senet mafyalarının türemesi de bu nedenle oluşmuş, ödemelerin aksaması ile silahlı örgütler devreye girmiştir. ABD parasının  gerçek karşılığı da bir kağıt parçası ile üzerindeki mürekkebin parası kadar, yani birkaç kuruş olması gerekirken arkasındaki silah gücü sayesinde inanılmaz değerlere ulaşmaktadır.

 

Herhangi iki ülke kendi arasında ticaret yaparken aralarında değişim değeri olarak ABD doları kullanmaya zorlanmaktadır. Örneğin petrol ülkelerinden petrol almak isteyen bir ülke borcunu ödemek için ABD’ye bir değer satmak ve karşılığında ABD dolarına sahip olmak zorundadır. Zayıf ülkeler dolara sahip olabilmek için kendi yarattıkları değeri yok pahasına dış piyasada satmak ya da yabancı bankalardan yüksek faizle borç almak zorundadır. Kendi aralarında ABD dolarını değişim aracı olarak kullanmayı reddeden ülkelerin başına neler geldiğini Irak ve Libya örneğinde yakın zamanda yaşayarak gördük.

 

Daha da acısı bizim gibi ülkelerin sadece diğer ülkelerle alışverişinde değil, kendi iç piyasalarında da ABD dolarını kullanmak için siyasal, ekonomik ve kültürel baskı ile karşı karşıya olmalarıdır. Sadece lüks ithal mallarında değil, kamu ihalelerinde, köprü geçiş ücretlerinde ve kira sözleşmelerinde de ABD dolarının kullanılması bağımsız olduğu söylenen bir ülke için can acıtıcıdır. Türkiye bu günlere ABD’nin “bizim oğlanları” tarafından yapılan 12 Eylül faşist darbesinin silah kullandığı günlerde Özal ekonomisi ile gelmiştir.

 

“Devrim” adı altında Türk Parasını Koruma Kanununun 12 Eylül sonrası değiştirilerek ülke içinde ABD doları serbest bırakılmış ve Pandora’nın kutusu açılmıştır.

 

Gelişmekte olan ülkeler kendi aralarında ulusal paralarını değişim aracı olarak kullanmalı ve iç piyasalarda da ulusal para dışında para kullanımı yasaklanmalıdır. Bu ise ancak siyasal bağımsızlığın tam olarak kazanılması ve ekonomik bağımsızlıkla desteklenmesi koşuluyla olasıdır. Bunu başarabildiğimiz ölçüde ulusal pazarımıza egemen olup üretici güçleri harekete geçirebiliriz. Bunu başarabildiğimiz ölçüde gerçek bayramlar kutlayabiliriz.

 

Özgür bayramlar kutlamak dileğiyle…

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.