Terör olaylarının düşündürdükleri

Fransa’da Peygamber Efendimize hakaret eden bir dergi binasını basan ve kendini Müslüman olarak tanımlayanlar 12 kişinin ölümüne, 4 kişinin yaralanmasına sebep oldu. Bu olay vasıtasıyla sözde İslam adına yapılan eylem gerçek Müslümanlara ve gerçek İslam dinine en büyük zararı verdi, Avrupa’da yükselen İslamofobiye ivme kazandırdı.
Yanlış bilgilerle eğitilen ve affetmeye, barışa, sevgiye dayanan gerçek Kuran ahlakını bilmeyen kişilerden birine “Neden böyle bir yolu seçtin?” diye sorulsa, muhtemelen bunu sözde İslam adına yaptıklarını söylerlerdi. Masum insanların hayatına da son vermek İslam ahlakına kesinlikle aykırıdır. Allah bir insanı öldürmenin bütün insanlığı öldürmüş hükmünde olduğunu şu şekilde bildirmektedir; “…Kim bir nefsi, bir başka nefse ya da yeryüzündeki bir fesada karşılık olmaksızın (haksız yere) öldürürse, sanki bütün insanları öldürmüş gibi olur. Kim de onu (öldürülmesine engel olarak) diriltirse, bütün insanları diriltmiş gibi olur…” (Maide Suresi, 32)
Provokatif cinayetleri referans alıp İslam’a karşı olumsuz tavır içine girenler, dini yanlış anlayıp, uygulayan bu insanlara bakarak o din hakkında fikir edinmeleri doğru değildir. Bir dini tanımanın en doğru yolu, o dinin kutsal kaynağını incelemektir.
İslam’ın kutsal kaynağı Kuran’dır. İslam’ı anlamak için Kuran incelenmelidir. İslam kelimesi, Arapça’da “barış” kelimesiyle aynı anlama gelir. İslam, Allah’ın sonsuz merhamet ve şefkatinin yeryüzünde tecelli ettiği huzur ve barış dolu bir hayatı insanlara sunmak için indirilmiş bir dindir. Allah tüm insanları, yeryüzünde merhametin, şefkatin, hoşgörünün ve barışın yaşanabileceği model olarak İslam ahlakına çağırmaktadır. Allah, Bakara Suresi’nin 208. ayetinde şöyle buyurmaktadır: “Ey iman edenler, hepiniz topluca “barış ve güvenliğe (Silm’e, İslam’a) girin ve şeytanın adımlarını izlemeyin. Çünkü o, size apaçık bir düşmandır.” Ayette görüldüğü gibi Allah, insanların güvenliğinin ancak İslam’a girilmesi, sevgi, adalet, merhamet, güven, huzur kısacası Kuran ahlakının yaşanmasıyla sağlanabileceğini bildirmektedir.
Allah insanlara sevgiyi, merhameti, barışı emrederken, sözde İslami terör adına kan dökmek, öldürmek, acı çektirmek söz konusudur ve bu dine tamamen zıttır. Dolayısıyla bir terör eylemine fail ararken, kaynağı dindarlıkta değil, dinsizlikte aramak gerekir. Teröristlerin hangi ismi taşıdığı, kimliklerinde ne yazdığı önemli değildir. Bir kişi masum insanları göz kırpmadan öldürüyorsa, dindar değil dinsizdir. Allah’tan korkmayan, tek amacı kan dökmek ve acı çektirmek olan bir canidir. Bu nedenle, “İslami terör”, “Yahudi terörü”, “Hristiyan terörü” son derece hatalı kavramlardır. Çünkü İslam dininde ve diğer iki ilahi dinde hiçbir şekilde teröre yer yoktur. Aksine, İslam’a göre “terör” olarak adlandırdığımız eylemler büyük bir suçtur ve Müslümanlar bu eylemleri engellemek, yeryüzüne barış, huzur ve adalet getirmekle sorumludurlar.
Bu nedenle Allah’a iman ettiğini ve Kuran ayetlerine uyduğunu söyleyen bir kişinin böyle bir girişimde bulunması kesinlikle mümkün değildir. Bu, ancak dini yanlış tanıyan, gerçek Kuran ahlakından habersiz, aklını ve vicdanını kullanmayan, nefret ve intikam duygusuyla beyni yıkanmış kimselerin yapabilecekleri bir girişimdir.
Müslüman olsun olmasın her insan böyle bir eyleme karşı çıkmalıdır.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.