28 ŞUBATI DOĞRU ANLAMAK; ANLATMAK

AHMET AYGÜN ATA KÖŞE YAZISI

Ergenekon kumpası sırasında Akp Genel Başkanının “Bu davanın savcısıyım” demesi belleklerimizde duruyor. 28 Şubat’ı dava durumuna getirip Ordumuza saldıran 6 savcı ve 12 yargıç; fetö üyesi olmaktan ya tutuklu ya kaçtı. Şimdi yandaş basın ve bir bölük yobaz 28 Şubat üzerinden yine Türk Silahlı Kuvvetlerine saldırmaya başladı. Vatan Bütünlüğünü sağlamak için büyük bir harekat yapan Türk Silahlı Kuvvetlerine yani Ordumuza yapılan bu saldırı arkadan vurmaktır, düşman tarafından yapılır. Tam bu ortamda Akp Genel Başkanı “28 Şubat davasının takipçisiyiz” deyiverdi. İçinde bulunduğumuz bu ortamda; devleti yöneten iktidar partisinin söylememesi gereken, iç cepheyi zayıflatacak bir cümledir, bu.
28 Şubatta ne oldu? Artan dinci, yobaz, İslam dışı, Vatan ve din düşmanı oluşumlara karşı Milli Güvenlik Kuruluna sunulan istihbarat raporlarıyla ilgili karar verildi. İlgili kararda dönemin Başbakanı Necmettin Erbakan’ın, Milli Savunma Bakanının, İçişleri Bakanının imzası var. Ardından Başbakan Erbakan’ın tüm Bakanlıklara verdiği “mücadele talimatı” var. Ve ölümüne dek Erbakan’ın 28 Şubat ile ilgili olumsuz “tek bir iması” bile yok. 2015’ı yaşatan fetönün daha o zaman MGK kayıtlarında imza altına alınmış, devleti ele geçirmeye yönelik raporları var. O Amerikan beslemesi Nur cemaatinin (1945’lere dek İngilizler besledi) ülkemize, halkımıza yaşattığı soygun, cinayet ve darbe girişimi var. Bunları bilerek, tüm savcı ve yargıçları fetöcü olan bu davayı takip etmek Devlet Töresine aykırıdır.
Yandaş basındaki satın alınmış kalemşörler; bilgisiz kitle ve emperyalizmin piyonu soysuz cemaat ve tarikatlar dişlerini yine Ordumuza geçirmeye çalışıyor. Biliyorlar ki;28 Şubat dönemin hükümetine karşı yapılmış bir açıklama değil. Üniter, laik Türkiye Cumhuriyetini hedef alan saldırıların sorumlusu olan kendilerine karşı Milli Devletin gösterdiği bir reaksiyon. İçlerinde yuvalanabildikleri birkaç siyasi partiden biri olan Akp eliyle Türkiye Cumhuriyeti ile hesaplaşmaya kalkışmak.
Akp; içindeki bu soysuz, dinsiz, Vatan haini, İslam düşmanı emperyalist beslemelere sessiz kaldığı, destek verdiği sürece Türkiye’nin partisi olmamaya devam edecektir. Buda Akp’nin “Gayrimilli” olarak anılmasının, adlandırılmasının ve tarihe böyle geçeceğinin temellerinden biridir. Besledikleri bir karga gözlerini oydu ama anlaşılan Ana Muhalefet partisi gibi onlarında 1930’larla sorunu devam ediyor!
Kimi İngiliz istihbarat örgütü Scotland Yard; kimi İsrail istihbarat örgütü Mossad; kimi Amerikan istihbarat örgütü Cia ile bağlantılı cemaat ve tarikatlar Vatan Bütünlüğüne, Ulusal Birliğe kasteden birer terör örgütüdür. İçine aldıkları insanlarımızı “İslamı kullanarak ” sözde cihat kavramıyla kutsamaktadır! “Cihat” fiili bir saldırı olduğunda haktır. Peki bu emperyalist beslemeler Libya’da, Mısır’da, Irak’ta, Suriye’de, Afganistan’da, Pakistan’da, Filistin’de Amerika-İngiltere-İsrail müslümanları katlederken, tecavüz ederken neden ses çıkarmıyorlar? Çünkü; “köpek sahibine havlamaz” ya da ” köpek sahibini ısırmaz”!
Emperyalist güçler işte bu nedenle dinsel ve etnik ayrımcı oluşumlara destek verir, fonlarından yararlandırır. İşte bu yüzden fonlarda görev verdiği adamlarını siyasi partilerde yönetici ve milletvekili yaptırırlar. Atatürk eğitimde, sağlıkta, güvenlikte Milli olmak derken bu oluşumların varlığını kastediyordu. Biliyordu ki; tarihte bilinmektedir ki; insanları ayrıştırmanın, devletine ve ulusuna düşman etmenin iki yolu vardır. Din ve etnik köken…
Akp 28 Şubatı doğru anlamak, anlatmakla yükümlüdür. Yoksa onlarda tarihe İskilipli, Şeyh Sait, Derviş Mehmet gibi kazınacak; bir avuç zavallının ardından ağlaşacağı, Ulusça kara bir leke olarak anılacaktır.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.