“24 Haziran’da halk kazanacak”

Cumhuriyet Halk Partisi Karacabey İlçe Teşkilatı, önceki gün ilçe basınıyla düzenlediği toplantıda 24 Haziran seçimleri ve Türkiye gündemi hakkında açıklamalarda bulundu.
24 Haziran seçimlerinin Türkiye için bir kader seçimi ve köprüden önceki son çıkış olduğunu belirten CHP İlçe Başkanı Ayfer Şahin Çiftçi açıklamasında şu ifadelere yer verdi; “Öylesine önemli bir seçime gidiyoruz ki, Türkiye’de ya tek adam zihniyetinin onayını vereceğiz veyahut, ‘Hayır Türkiye tek adama teslim olamaz, Türkiye demokratik parlamenter sistemle yoluna devam etmeli.’ diyeceğiz. Bu sürecin farklı olduğunu hepimiz çok iyi biliyoruz. Artık sen ben değil, biz mücadelesi başlamıştır.
Bugüne kadar parlamentoya kumpas kurmuş, 3 Kasım 2002 seçimleri öncesi, 1995 seçimleri öncesi ve şimdi kumpas kurmayı gelenek haline getirmiş bir tek kişi yine aynı kumpası kurmaya kalktı ve kurdu. Türkiye’de rejimin değiştiğini, sistemin değiştiğini ve erken seçim yapılması gerektiğini söyledi. Bir baskın seçim. ‘Muhalefet partileri hazırlanmasın, biz AKP-MHP ittifakını gerçekleştirdik, hadi bir erken seçim yapalım da bu milletin oylarını alalım, parlamentoda çoğunluğu sağlayalım ve Recep Tayyip Erdoğan’ı Cumhurbaşkanı seçelim.’ diye bir kumpas kurmayı gelenek haline getiren bir zihniyet Devlet Bahçeli, aynı kumpası yine kurmaya kalktı.
Muharrem İnce Cumhurbaşkanı olduğunda kazanan Türkiye olacak. Barış ve huzur içinde birlikte Türkiyeli olmaktan, birlikte yaşamaktan, hiç kimsenin etnik kimliğini, inancını sorgulamadan huzur içinde yaşamanın mutluluğunu hep beraber yaşayacağız.
Seçim bildirgemiz hazırlandı, son rötuşları yapılıyor. 24 Mayıs tarihinde Ankara’da hem seçim bildirgemizi hem de Milletvekili Adaylarımızı tanıtacağız.
TBMM’yi etkisiz kılmak, sembolik bir Meclis haline getirmek isteyen anlayışa, tek adam rejimine, 20 Temmuz sivil darbesine karşı tekrar çoğulcu demokrasiyi tesis etmek için yola çıktık. Cumhurbaşkanı Adayımız Sayın Muharrem İnce Türk siyasetinin tanıdığı, enerjik, dinamik, halkın büyük kesiminin takdir ettiği bir siyasetçidir.
Milletin takdiriyle, 24 Haziran’dan sonra yeni bir dönemi başlatıp, çoğulcu demokrasiyi tesis edeceğiz. Muharrem İnce, adaylığının açıklanmasının ardından parti rozetini çıkarıp Türk bayrağı rozetini yakasına taktı ve 80 milyonu kucaklayan bir cumhurbaşkanı olacağını açıkladı.
Hazin ve komik bir tabloyla karşı karşıyayız. Sayın Devlet Bahçeli, FETÖ’nün siyasi ayağının kuyruğuna takılmaktan herhangi bir rahatsızlık duymamıştır. FETÖ’nün siyasi ayağıyla ittifak kurmaktan herhangi bir rahatsızlık duymamıştır. Türk Silahlı Kuvvetleri’nin kozmik odasına FETÖ’yü sokanlarla ittifak kurmaktan bir beis görmemektedir. FETÖ’yü orduya, emniyete, yargıya, milli eğitime yerleştirenlerle ittifak kurmakta bir beis görmemektedir ama FETÖ’nün siyasi ayağıyla ittifak kurarken vatandaşın özgür iradesiyle gidip ‘Ben, cumhurbaşkanı adayına imza veriyorum’ dediği zaman o imzaların önünü kesmek için ‘FETÖ’nün seçmen ayağı’ diye seçmene iftira atmaktan sıkılmamaktadırlar. Çareyi, seçmene iftira, şantaj ve korkutmakta arıyorlar ama o çareyi bulamayacaklar.
AKP’nin açıkladığı seçim manifestosu yüzyılın komedisidir. AKP, Manifestosunda, adalet ve özgürlük vadediyor. ‘Dar gelirliler rahatlayacak’ diye vaatte bulunuyor. Saymış alt alta, tek tek. Bunları sıralamaya gerek yok. Çünkü 16 yılda Türkiye’de neyi yok etmişlerse şimdi onları vadediyorlar. 16 yıldır bu ülkeyi sen yönetiyordun Erdoğan. Bugün vadettiğin her şeyi bu ülkede yok eden sensin. Yok edenden çözüm çıkmaz. Yok edenin vaadine kanılmaz, inanılmaz.
Son dönemlerde ekonomide çok ciddi sıkıntılı bir süreç ile karşı karşıyayız her sıkıntılı dönemde olduğu gibi bu işin gerçek sorumlusu olan AK Parti Genel Başkanı Erdoğan, bir başka düşman yaratarak bu işten paçayı sıyırmaya çalışıyor. Yalancı pehlivanlığı soyunmuş kurdaki meseleyi Dolar ve Euro’daki artışı çıkıp, ‘Türkiye’ye kur savaşı ilan ettiler’ diye yeni komplo teorisi ile kutuplaşma adımı ile buradan sıyrılmanın peşinde. Dolar 4, Euro 5 lirayı geçti. İşsizlik yüzde 11. Enflasyon yüzde 12. 6 milyon işsiz, 16 milyon yoksul. Böyle bir tablonun bir tane sorumlusu var. Tek adam rejimi, rejimin başındaki Erdoğan, ona koşulsuz itaat eden ve sesini çıkarmaktan korkan piyasaların rahatlaması ve Türkiye’nin önünü açması için gerekli adımları atmasını istem cesareti gösteremeyen ciddi ekonomi bürokrasisi ile karşı karşıyayız. Kimse konuşamıyor. İş adamı yatırım yapmaya korkuyor. Komplo kuruluyor diyerek bu teorilere sığınacağınıza ekonomi güven ister. OHAL şartlarında güven olmaz ekonomik istikrarı sağlayamazsınız. Bu işin çözümü yalancı pehlivanlıktan geçmiyor. OHAL’i kaldırmaktan geçiyor. OHAL güvensizliktir, piyasalar güven ister.
Sayın Muharrem İnce, Bisiklete binen, bazen kendi arabasını kullanan, 3 bin korumayla gezmeyen, misafirlerini Atatürk’ün mekanı Çankaya Köşkü’nde ağırlayan bir Cumhurbaşkanı olacak.
Ciddi sorunlarımız var. Özellikle ekonomide, toplumsal barışımızda ve uluslararası ilişkilerde. Türkiye’nin yeniden yapılanmaya, açılan yaraların sarılmaya ihtiyacı var. Türkiye’nin en önemli sorunları ekonomi ve adalettir. İlk işimiz yargı bağımsızlığını sağlamak olacak. Hali içler acısı olan yargıyı düzeltmediğimiz takdirde hiçbir şeyi düzeltemeyiz. Görevimiz, hukukun üstünlüğüne dayanan bir devlet olmaktır. Keyfiliğin, ölçüsüzlüğün olduğu, emirlerin yasalara dönüştürüldüğü yerde ne hukuk devleti vardır ne de demokrasi vardır. Yargının bağımsızlığı, adaletin temelidir. Emirle çalışan yargıya son vereceğiz. Bağımsız, etkin ve gecikmeyen yargı düzenimiz olacak. Adalet bakanı, adaletin yönetiminde değil hizmetinde olacak. Yargıdaki siyasallaşma önlenecek. Yargı üyelerinin göreve başlaması siyasi erkin dışında olacak. Yargıç güvencesi için gerekli adımlar atılacak. Hakim ve Savcılar Kurulu yeniden yapılandırılacak. Yüksek yargının yapısı değişecek.
İyi Parti, Saadet Partisi ve Demokrat Parti ile kurduğumuz Millet İttifakı çok önemlidir. Türkiye’de artık sağ-sol kavgası ortadan kalkmıştır. Söz konusu vatansa gerisi teferruattır. İyi Partinin seçimlere girmesi için yaptığımız milletvekili jesti ve kurduğumuz millet ittifakı ile CHP, Türkiye’de demokrasinin sigortası olduğunu bir kez daha göstermiştir.
Cumhurbaşkanlığı seçim sürecinde adil bir yarış yaşanmıyor. Bütün kanallar sadece Erdoğan’ı gösteriyor diğer adayları adeta tanımıyor. Bu doğru değildir. Kardeşim diyerek 2007’de Cumhurbaşkanı yaptığın kişi yeniden aday olmasın diye evine Genelkurmay Başkanını göndererek tehdit ediyorsun. İşte bunun adı vesayet rejimidir, tek adamlıktır.
Krizden çıkmak için gerekli adımları atacağız. Zengini daha zengin, yoksulu daha yoksul yapan, üretimi geliştirmeyen ekonomi politikalarına son vereceğiz. Ekonomideki durum, yarınımızın yabancılara ipotek edildiğini göstermekte. Ekonomik bağımsızlığını yitiren ülkenin kendi çıkarlarını koruması mümkün değildir. Güneyimizdeki gelişmeler Türkiye için önemli tehditler içermekte. Ancak asıl tehdidi ekonomik göstergeler ortaya koyuyor. Bu ekonomik düzenden çıkış, öncelikli görevimizin başında yer almaktadır. Kamuya ait fabrikaların, taşınmazların satılmasıyla, yasadışı faaliyetleri meşrulaştıran aflarla bu sorun aşılamaz. Bu krizden tek çıkış yolu hukuk devletine ve laik, demokratik rejime sahip çıkmaktır. Çünkü sorunun ortaya çıkışının temel nedeni kötü ekonomi yönetiminin yanında ülkemizin siyasal ve toplumsal alanda yaşadığı sorunlardır. Kurumların, kuralların, hukuka dayalı istikrarının bulunmadığı ülkede yatırımcı kendini güvende hissetmez. Türkiye, kutuplaştırılmış olmanın ağır bedelini ödüyor. Bu sorunu aştığımız oranda geleceğimizi kazanırız. Sorun, sorunu var edenlerle çözülmez. Sorun çözmenin yolu, sorunu ortaya çıkaran nedenleri ortadan kaldırmakla olur.
Bu seçim, demokrasiden yana olanlarla ‘Tek adam rejimi’nden yana olanlar arasında bir seçimdir. Ülkeyi uçuruma götürmekte kararlı olanlarla, onu ilelebet yaşatacak olanlar arasında geçecek olan bir seçimdir. Uygulanmak istenen proje, bölünmüş, parçalanmış, geleceği bugünden çalınan, toplumu, topluluklar haline getirme projesidir. 24 Haziran’da ya bu sürecin geri döndürülmesine, demokrasimizin 143 yıllık tarihsel rotasına sokulmasına, eksiklerinin giderilmesine, geçmiş hataların onarılmasına, kısacası eksiksiz tam demokrasiye ‘Evet’ diyeceğiz ya da bugün yaşamakta olduğumuz tüm sorunların derinleşerek devam etmesine ‘Evet’ diyeceğiz. 24 Haziran seçimleri, demokrasi güçlerinin, tek adam rejimine geçit vermeyeceği, yeniden eksiksiz ve tam demokrasi diyeceği seçimler olacaktır.
Üçlü olsun Karacabey güçlü olsun diyerek yola çıkan ve birçok makam mevkiyi elde edenler, ne yazık ki geçen sürede Karacabey’e bir çivi bile çakmamıştır. Karacabey halkı hem yerelde hem de genelde AKP’den bıkmıştır. 24 Haziran seçimlerinde AKP, yedek lastiği MHP ile birlikte Karacabey’de hüsrana uğrayacak.
Cumhuriyet Halk Partisi Karacabey İlçe Örgütü olarak tek hedefimiz, 24 Haziran’da Karacabey’de 1. olmak, partimizi iktidar ve Muharrem İnce’yi Cumhurbaşkanı yapmaktır. Kampanya sürecinde Sayın Muharrem İnce’nin katılımı ile heykelde çok görkemli bir miting yapacağız. Çalmadık kapı, sıkmadık el bırakmayacağız ve 24 Haziran’da kazanan biz olacağız, kazanan demokrasi olacak, kazanan Türkiye olacak.“

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.