“19 MAYIS 1919’DA SAMSUN’A ÇIKTIM”

AHMET AYGÜN ATA KÖŞE YAZISI

“19 Mayıs 1919’da Samsun’a çıktım”. Emperyalizme karşı verilen; sonucu devrimlerle taçlanan büyük bir Bağımsızlık Savaşının Önderi Atamızın Söylevine başlangıç cümlesi Ulus Egemenliğinin İlk Adımıdır. Emperyalizm ve işbirlikçileri, yurdumuzdaki piyonlarıyla denize döküldüğünde cephe savaşının son adımı yaşanmıştır. Yüzyıllardır egemen sınıfın yok eden baskısı; Türk Ulusu ve Ata’sının öncülüğünde sona ermiştir. Sıra devrimlerdedir, birbiri ardına dünyaya damga vuran devrimler yaşanır. Ezilen devletlere öncülük eden Bağımsızlık Savaşımız şimdi Türk Devrimleriyle bağımsızlığını kazanan ezilen ülkelerin ışığı, aydınlığı olmaya başlamıştır.
Emperyalizm ve işbirlikçileri ne yaz ki ardından kalıntılar bırakmıştır. Saltanat çevresinin asalak kalıntıları günümüze dek uzanan tohumlarla zehrini Ulusumuza salmayı sürdürmektedir. Kula kulluk sisteminin bezirganları Yaradan’a kullukla eşdeğer saydıkları sistemin kölesi olmayı empeyalizminde beslemesiyle bugünlere taşımıştır. İktidarlara da bulaşan bölücü ve din düşmanı bu güruhun ilk adımlarından biri 1957 yılında çıkarılan Atatürk’ün Manevi Kişiliğini Koruma Yasasıdır. Gerçekte amaç ilerici, devrimci, Aydınlık beyinleri yok etmekti. Yasaya sığınılarak aydınlık beyinler hapislere atılmaya, sürgüne gönderilmeye, katledilmeye başlandı. Halkı Yurttaşlık kavramında birleştirmek yerine din etiketli mezhep, cemaat, tarikat tanımlı emperyalist beslemesi oluşumlara prim tanıdılar. Toplumsal bilinç ve ahlakı; dinin gerekçelerini istedikleri biçimde yontarak iktidar ve ikballerinin güvencesi olarak kullanmaktan çekinmemişler. Yaratıcının vereceği cennetlik-cehennemlik kararını; şeyh, şıh, hocaefendi adındaki ucubeler karar vermeye başlamıştır. Tek korktukları şey bilgidir, bunu da bilgi kaynaklarına baskı kurarak engellemiş. Emperyalist güçlerin maddi ve manevi desteğindeki yalan ve belgesiz bilgileri topluma aşılamaya başlamış ve çalışmaktadır.
Günümüz iktidarının da “demokrasi bir trendir” ile başlayan Cumhuriyet değerlerine, Bağımsızlık Savaşına, Atatürk’e, ilke ve devrimlerine saldırı Vatan’ın bölünmesine neden olacak duruma getirilmiştir. Atatürk’e Mustafa Kemal demek, Ulusal günlere türlü gerekçelerle katılmamak, Devlet kurumlarından TC tabelalarını kaldırmak, AB’den alınan talimat gereği Atatürk’ün resimlerinin Devlet kurumlarından kaldırmaya çalışmak, eserlerini benzetmelerle aşağılamak, Cumhuriyetin simgesi yerlerde tarikat-cemat adlı oluşumları ağırlamak, aymaz ve densiz kişilerin yalan, iftira, bilgisiz, belgesiz konuşma ve kitaplarına engel olmamak; bi’datlarla dinimizi dolduran emperyalist beslemelere kol kanat germek.
Bir ülkenin bağımsızlığının, özgürlüğünün önderine söylenen ve yapılanları demokrasi treniyle hoşgörmek, göstermeye çalışmak Ulus Birliği’ne, Vatan Bütünlüğüne hizmet eden girişimler değildir. Olsa olsa Osmanlı İmparatorluğunun son dönemleriyle eşdeğer olabilir. Görülüyor ki; çıkarlar örtüştüğünde resminin çıkarılmaya çalışıldığı Devlet kurumlarına dev resimleri asılıyor. Ülkemize içten ve dıştan yapılan saldırılar altında ayrım gözetmeksizin tüm Yurttaşlar Atatürk’te birleşmektedir, birleşecektir. Çünkü; bu görevi Bağımsızlık Savaşı’nın Başkomutanı, Türkiye Cumhuriyeti’nin Kurucusu Atamız tüm halkımıza vermiştir. Bu nedenle söylevini şöyle bitirmiştir;
“Ey Türk geleceğinin gençliği! Işte bu ortam ve koşullar içinde bile ödevin, Türk Bağımsızlığını ve Cumhuriyetini kurtarmaktır! Bunun için sana gereken güç, damarlarındaki soylu kanda vardır”.
19 MAYIS GENÇLİK VE SPOR BAYRAMIMIZ KUTLU OLSUN!

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.