15 Temmuz ve Yalancı Çoban

Yalancı çoban hikayesini herkes bilir. Köyün çobanı, sürüyü kutların basması halinde köylülerin kendini koruyup korumayacağını kontrol için sahte kurt alarmı verir. Bu sahte alarm olayı birkaç kez tekrarlanınca çoban inandırıcılığını yitirir. Günün birinde sürüye gerçekten kurtlar saldırır. Yine imdat ister. Ama bu kez kurt saldırısına inanmayan köylüler yardıma koşmazlar. Sürü telef olur.
Türkiye 11 ay önce Amerikancı-FETÖ’cü darbe girişimine sahne oldu. Yüz bini aşkın kişi görevden alındı. Kırk bini aşkın insan tutuklandı. Onlarca FETÖ davası açıldı. Davalar görünüşte ilerlemeye başladı. Ancak çok sayıda siyasi çevre darbe girişiminin inandırıcılığını tartışıyor. “Tiyatro” diyen de var. Kontrollü darbe de…
Hakim karşısına çıkarılan sanıkların bir kısmı “bilmiyorum”, “hatırlamıyorum” ifadeleri verseler de sanıkların büyük kısmı “tiyatro” ve “kontrollü darbe” tezlerine sarıldı. AKP iktidarının başarısız darbe girişimini kendi lehine çevirdiği tartışılmaz bir gerçek. Ancak bu darbe girişiminin “tiyatro” olması iddiası pek akla yatkın değil. Bu kadar çok aktörün yer aldığı bir “tiyatro” oyununun ortaya çıkmayacağını düşünmek için fazlaca komplo teorisi düşkünü olmak gerekiyor.
İddialar tartışıladursun, insanların darbe girişiminin gerçekliğine neden inanmadıkları konusunu ele alalım. AKP’nin işbaşına geldiği 2002 yılından bu yaba o kadar çok darbe yaygarası yapıldı ki, insanlar sokağa çıkmış tankları, Meclise bomba yağdıran uçakları ve Genelkurmaya saldıran helikopterleri görmese bir darbe girişimine yine inanmayacaktı.
AKP iktidarı 15 yıl boyunca halkı AB (Avrupa Birliği) masalı ile uyuturken, her yıl hazırlanan İlerleme Raporlarında el altından gönderdiği bilgilerle “Türk ordusunu hizaya sokmak” gibi söylemlerin her seferinde raporlarda yer almasını sağladı ve bundan sevinç duydu. Bununla da yetinmedi. Yıllar boyunca her akşam TV kanallarına çıkardığı yorumcuları ile “vesayet” tartışmaları açtılar. Nihayet 2006 yılında Danıştay suikastı ile başlatılan “Ergenekon” ve “balyoz” tertipleri ile onlarca uyduruk darbe planı ve adı ortaya atıldı. “Ay ışığı”, “Şuga”, “Balyoz”, “Sarı Kız”, “amirallere suikast” bu iddialardan sadece bir kaçı idi. Tertip olduğu bizzat iktidar yetkililerince açıklanan bu davalar ile ordudaki Kemalist subaylar tasfiye edilirken, boşalan yerlere FETÖ’cüler dolduruldu.
15 yıl boyunca Kemalist subayların darbe yapacağı söylentisi yayılırken FETÖ emrine girmiş ve imamların denetimindeki bir kısın subayın darbe girişimi Kemalist askerlerce bastırıldı. Ve ne yazık ki Türk ordusu ağır bir darbe aldı. Darbe girişimi yapanların da, darbeyi denetim altına alıp kendi çıkarlarına dönüştürenlerin de hedefinde Türk ordusu ve Atatürk Cumhuriyeti olduğu artık saklanamaz bir gerçek.
Yalancı çobanın sahte kurt alarmı kurt saldırısının inandırıcılığını yitirmesine yol açtığı gibi, AKP ve yandaşlarının sahte darbe alarmı da darbe girişiminin inandırıcılığının yok edilmesine yaramaktadır. Girişimin siyasi ayağının üzerine gitmek şöyle dursun, üstünün örtülmeye çalışılması da inandırıcılığı giderek azaltmaktadır.
AKP iktidarı darbe girişiminin gerçek olduğunu kanıtlamak için bir an önce siyasi ayağını ortaya çıkartmalı ve “ne istediniz de vermedik” sözü ile somutlaşan hatalarını samimi şekilde itiraf ederek Türk halkından özür dilemelidir. Aksi halde yalancı çoban olarak kalacaklar. FETÖ davalarında da dağ fare doğuracak, şu anda yargılananlar kısa süre sonra “mağdur” edebiyatı ile dışarı çıkacaklardır.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.