10 Kasım dediğin…

            10 Kasım nedir?

            73. yıl önce yitirdiğimiz, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu büyük önder, Mustafa Kemal Atatürk’ün ölüm yıldönümüdür.

            O’nu saygıyla anarken ölümsüzleştirdiğimiz gündür.

            O’nu seversiniz, sevmezsiniz ayrıdır. Hatta eleştirebilirsiniz de. Ki, çok yapılıyor.

            Eleştirmenin ötesinde, son zamanlarda yok sayılıyor, hakaret ediliyor, karalanıyor. Utanmadan yalan konuşuyorlar. Bazı zavallılar ise, savaş koşullarını görmezden gelip, “Diktatördü, faşistti” diyorlar.

            Bana göre hiç hak etmiyor.

            Atatürk, yeryüzüne gelmiş liderler arasında eleştirilecek en son isim olmalıdır.

            Eleştiri kime neden yapılır?

            Halkını soyan, halkına yalan söyleyen, yanlış uygulamalarla ülkesini felakete götüren liderlere yapılır.

            Atatürk halkını soydu mu? Halkına yalan söyledi mi? Ya da ülkesini felakete sürükleyecek uygulamalar yaptı mı?

            Tam tersine, çok dürüsttü, varlığını halkına adadı. Hiç yalan konuşmadı, ne yaptıysa halkıyla paylaşarak yaptı.

            Emperyalist güçlerin kuşattığı ülkesini yoktan var etti. Osmanlı İmparatorluğu’nun küllerinden, çağdaş bir devlet yarattı.

            Atatürk, Türkiye Cumhuriyeti’ni kurmasaydı, çağdaş, demokratik bir devlet düzeni oluşturmasaydı, bugün eleştirilen isim olur muydu?

            Sanmıyorum.

            Bugün, ibadetimizi kiliselerde yapıyor, Yunanlıları, İngilizleri, Fransızları, İtalyanları eleştiriyor olurduk.

            Atatürk’ü eleştireceksek, kendine zaman ayırmadığı, sağlığını fazla önemsemediği için eleştirebiliriz.

            Önce vatansa, gerisi ayrıntıdır, kıskançlıktır.

            Ülkesini, dilini, dinini, soyunu kurtardı diye lider eleştirilmez.

            Bunları yapamayanlar lider olmaz.

            Atatürk ölmez

            Sevgiden vazgeçtik. Hiç olmazsa saygı duyulsun. Atatürk, Türk ulusuna bıraktığı mirası ile saygıyı sapına kadar hak eden bir insan oldu. Bu yüzdendir ki, dünyanın tüm ulusları O’nun önünde şapka çıkardı. O’nun dâhiliğini kabul etti. O’na saygı duydu.   

            10 Kasım günü, ülkemizin kurtarıcısı, çağdaş Türkiye’nin kurucusu büyük Atatürk’ü yaşatmak ve O’na saygı duyduğumuzu ifade etmek için biz de Şükran Yemişçioğlu Kültür Merkezi’nde toplandık.

            İMKB’nin kusursuzca hazırladığı Ata’yı anma etkinliği görülmeye değerdi.

            Uzun yıllar böylesine içtenlikli, böylesine doyurucu, böylesine güzel bir anma etkinliği görmedim desem yalan olmaz.

            Etkinlikte görev alan 60 öğrencinin tümü Atatürk’ü yaşıyor gibiydi. Adeta, Atatürk’ün soluğunu yüzümüzde hissettirdi. Başlangıçtan bitime değin hayranlıkla izlenen program oldu.

            Hele hele finalde, Atatürk’ün giysileriyle sahne alan öğrencilerin kartal bakışlarındaki dik duruşu, sarışın bir kurdu anımsattı.

            Ses kirliliği yok. Düzensizlik yok. Saygının öne çıktığı dakikalar nasıl geçti anlayamadık.

            Tüm salon Atatürk olmuş.

            Atatürk’ü anmaksa, Atatürk’e saygı duymaksa;

            İşte bu!

            Atatürk’ü aramızdan ayrılışının 73. yıl dönümünde özlemle anarken saygı, sevgiye dönüştü. Sevgi, sel oldu, salonu coşkuya boğdu.

            Kaymakam Dursun Balaban’ı, Milli Eğitim Müdürü Metin Yalçın’ı kutlamamak elde değil.

            İMKB Kız Teknik ve Meslek Lisesi Müdürü Vedat Kırbaş’a, sorumluluğunun bilinci içinde emek veren tüm öğretmenlere, görevlerini başarıyla yerine getiren tüm öğrencilere teşekkürler. Etkinliğe katkı veren herkes alkışı hak etti.

            10 Kasım’da, “10 Kasım” dediğin “Böyle olur” dendi.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.