Zamanaşımı süresine tebligat tuzağı

Tebligat, hukuki bir işlemin yetkili daire tarafından ilgili kişinin bilgisine sunulmak üzere, kanun ve usule uygun biçimde yazı veya ilanla yapılan bir bildirimdir. Tebligat, tebliğ yapılacak kişiye bilinen en son adresi üzerinden yapılır. Ancak bu adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması halinde, bu kişinin adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresine bakılır ve bu adres bilinen en son adresi olarak kabul edilir. Tebligat buraya yapılır. (Tebligat yasası md.10) Tebligat yapılamayan ve ikametgahı meskeni veya iş yeri de bulunamayan kimsenin adresi meçhul sayılır. Adresi meçhul olan bu kişilere tebligat ilanen yapılır. ( Md.28) Tebligatlar, Tebligat Kanunu Hükümleri Dairesi'nde Posta ve Telgraf Teşkilatı Genel Müdürlüğü veya memurları vasıtasıyla yapılır.

Tebligatların hayatımızda önemli bir yeri vardır. Tebligatlara süresi içinde cevap vermediğimiz veya bilerek almadığımız takdirde başımızın ciddi bir şekilde ağrıyacağı tabidir. Burada zamanaşımına uğramış bir banka alacağının tebligat yoluyla nasıl ödenebilir bir alacak haline dönüştüğünü sizlere örnekleyerek anlatmak istiyorum. Hepimizin bildiği gibi kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, her alacak 10 yıllık zamanaşımına tabidir. (yeni borçlar kanunu md.146)

Örneğin Bir şirkette ortaklık veya müdürlük yaptığımız döneme ait 18 yılı aşmış bir banka borcunun tarafımıza tebliğ edildiğini varsayalım. Tarafımıza yapılan bu tebliğe 7 günlük itiraz süresi içinde cevap vermediğimiz takdirde,  bu alacak hakkı kesinleşecek ve bankaya her türlü varlıklarımıza haciz işlemi yapabilme imkanı doğacaktır. Süresi içinde yapılan İtirazlarda mutlaka zamanaşımının ortaya koyulması elzemdir. (B.K.md161) Borcun doğumundan sonra belli bir sürenin geçmesi durumunda borçluya borcu ödemekten kaçınma hakkı veren bir uygulama olan zamanaşımı, zamanında ve yerinde ileri sürülerek kullanılması gerekir. Bizler posta kutularımızı sürekli gözlemleyerek,  gelecek tebligatlara karşı hazırlıklı olmamız önemlidir. Eğer adresimizi değiştirmişsek 20 işgünü içersinde nüfus müdürlüğüne müracaat ederek yeni adresimizi güncellememiz, aksi takdirde 2013 yılı itibariyle 420 TL para cezası ile karşılaşacağımız aşikardır.

Güncellenmeyen adres nedeniyle tebligatlar eski adresimize yapılacak ve o yerin muhtarı veya ihtiyar heyeti azasından birine imza karşılığında teslim edilecektir.

Ayrıca teslim edilen yerin adresi ihbarnameye yazılacak ve bu ihbarname gösterilen adresteki binanın kapısına asılacaktır.  Kapıya asılma tarihi tebliğ tarihi sayılır. Bundan sonra eski adresimize çıkarılan tebliğler bize yapılmış hükmündedir. Bazı muhtarların tebligat sahiplerini mesaj yoluyla bilgilendirmesini ise büyük bir takdirle izlediğimi buradan belirtmek istiyorum. Zamanaşımı süresinin mahkemelerce dikkate alınmadığını bilen bazı kurum ve kuruluşlar zamanaşımı nedeniyle tahsil kabiliyetini kaybetmiş alacaklarını bu tebligat oyunuyla tekrar ödenebilir hale getirmektedirler. Çeşitli nedenlerle (hastalık, seyahat, taşınma, bilgisizlik vs) süresi içinde itiraz haklarını kullanamayan bu insanlarında tekrar borçlu konumuna getirildiklerini görmekteyiz. Aslında bu girişim çok fazla kişiye tebligat gönderilmesi ve en az birkaç kişinin itiraz etmeyebileceği varsayımına dayanmaktadır. Kanımca yapılacak bir hukuki düzenleme ile yerleşim yeri adresine bakmayarak, herkese kendi tebligat adreslerini belirleme hakkı verilmelidir. Nüfus idarelerinde adres kayıt sistemi içinde oluşturulan bu tebligat adresleri dikkate alınmalı ve bu tebligat adreslerine, yapılacak tebliğlerde tebligat kanunu hükümleri çerçevesinde uygulama alanı bulmalıdır. 

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.