Yorumsuz-yolsuz-sorumsuz

Pis kokular ortalığı iyice sardı. Halkımız yaratılan gürültü patırtı arasında gözünü açarsa yapılan iğrenç işleri, rüşvet ilişkilerini görecek.
Simit çaldığı için hapis yatanların ailelerinin, dershane parası ödeyemediği için hapse giren ve sonuçta oğlu intihar eden annenin, işten atıldığı için borçlarını ödeyemeyerek evine icra gelen, yine de borcu kapanmadığı için hapse giren vatandaşın ortada dönen rüşvet paralarının miktarını algılayabilmesi bile olası değil. Rakam o denli büyük ki bu nedenle evlerinin yatak odalarında çelik para kasaları ile para sayma makineleri var.
Toz duman arasında yolsuzluk nedeniyle istifa eden ve çocukları hapse giren bakanların fezlekeleri meclise geldi. Meclise gelen fezlekelerde ilk anda ortaya çıkabilen rüşvetin miktarı dudak uçuklatıyor.
Cumhuriyet Gazetesinden Emine Kaplan bu fezlekelerde yazanları ele geçirmiş. İşte o haber:
“Dört eski bakanla ilgili Adalet Bakanlığı’nın incelemeye aldığı fezlekelerin ayrıntılarına Cumhuriyet ulaştı. Toplam 27 klasör ve 504 sayfadan oluşan dosyalar, soruşturmayı yürüten savcılık tarafından 2 Ocak’ta Adalet Bakanlığı’na gönderildi. Fezlekeler, 4 Ocak’ta Adalet Bakanlığı kayıtlarına girdi. Çağlayan, Güler ve Bağış’ın dosyası tek fezlekede, Bayraktar’ın dosyası ise ayrı bir fezlekede düzenlendi.
Fezlekelerde, eski bakanlarla ilgili şu isnatlarda bulunuldu:
“Eski Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan: 28 kez toplam 52 milyon dolar rüşvet almak. Suç işlemek için örgüt kurmak, sahte belgelerle ihracat, Kaçakçılık Yasası’na muhalefet. Rıza Sarraf ile telefon konuşmasında ‘Cari açık düşüyor, 3 aylığına altın ihracatına yönelelim” dediği, Gana’dan 1 Ocak 2013 tarihinde uçakla -minarel sample- (doğal taş)’ bildirimi yapılarak Türkiye’ye 1.5 ton altın sokulmak istendiği, bunun 1280 kilogramının tespit edildiği, 250 kilogramının ne olduğunun bilinmediği, sahte belgelerle 5 bin tonluk gemiyle 150 bin tonluk ihracat yapılmasına onay verdiği ileri sürülüyor. Fezlekede, şüpheliler arasında geçen konuşmalarda 150 bin tonluk ihracatla ilgili, ‘Bu işi doğru dürüst yapın, bu kadar olur mu? 5 bin tonluk gemiyle 150 bin ton ihracat nasıl yapılır’ ifadelerinin kullanıldığı kaydediliyor.”
“Eski İçişleri Bakanı Muammer Güler: 10 kez toplam 10 milyon dolarlık rüşvet almak, suç işlemek amacıyla örgüt kurmak, nüfuz suiistimali, suçluları kayırmak.”
“Eski AB Bakanı Egemen Bağış: 3 kez 1.5 milyon dolarlık rüşvet almak.”
Bakanlık inceliyor
”Adalet Bakanlığı, anayasanın 100. maddesi uyarınca söz konusu bakanlarla ilgili işlem tesis edilmesi istemli fezlekeleri inceliyor. İncelemenin ardından fezlekelerin akıbeti netleşecek. Adalet Bakanlığı’nın fezlekeleri savcılığa iade edebileceği de konuşuluyor. Fezlekeler, TBMM’ye gelmesi durumunda milletvekillerinin bilgisine sunulacak. 55 milletvekilinin imzasıyla bakanlar hakkında soruşturma komisyonu kurulması için önerge verilebilecek.
Anayasanın 100. maddesi gereğince, soruşturma komisyonunun kurulup kurulmayacağı TBMM Genel Kurulu’nda gizli oyla belirleniyor. Kurulacak komisyonun raporu ve ilgili bakanın Yüce Divan’a sevk kararı da yine gizli oyla karara bağlanıyor.”
Bu habere daha fazla yorum yapmıyoruz. Yoksulluğun kaynağı yolsuzluk yapan sorumsuzlar.
Aslında çok zengin olan ülkemiz bu yolla soyup soğana çevriliyor. Yoksullaştırılan halkımızın oyları birkaç torba kömüre, makarnaya, bulgura satın alınıyor. İş olanakları sanki AKP’nin babasının malı gibi koz olarak kullanılıyor.
Yoksulluk oya dönüştürülüyor. Demokrasi sadece sandıktan ibaret sanılınca da her seferinde sandıktan onlar çıkıyor. Ayakkabı kutularından çıkan milyon dolarlar, para sayma makineleri, oğullar, bacanaklar, biraderler gözünüzü açmadıysa daha nasıl açılacak.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.