Yılmaz, “Uyarıyor ve hatırlatıyoruz”

Saadet Partisi İlçe Başkan Yardımcısı Tahsin Yılmaz, gündeme dair önemli açıklamalarda bulundu. Almanya Parlamentosu’nun verdiği kararı sert bir dille eleştiren Yılmaz, Ankara’nın “Dost ve müttefikimiz” dediği ülkeleri yeniden gözden geçirmesi gerektiğini söyledi.
AKP’nin önce kimin dost, kimin düşman olduğunu öğrenmesi gerektiğini belirten Yılmaz, “Biz 40 yıllık kardeşlik hukukumuza dayanarak bir kez daha uyarıyor ve hatırlatıyoruz. Bizim hiç kimseye karşı bir düşmanlığımız yoktur. Ancak dostlarımız da bizi dost olarak görmüyor. En büyük dostlarımız en büyük taşla vuruyor başımıza! En modern helikopterlerimiz, kendi ülkemizde Rus füzesiyle düşürülüyor. Uğruna koca bir imparatorluğu feda ettiğimiz Almanya bizi soykırım yapmakla suçluyor. En büyük stratejik ortağımız ABD’nin askerleri bölücü terör örgütünün armasıyla onun yanında yer alıyor. Yine stratejik ortağımızın tanksavar füzeleri, ülkemizdeki bölücü terör örgütünün elinde bulunuyor” dedi.
Saadet Partisi İlçe Başkan Yardımcısı Tahsin Yılmaz, “Yeni Başbakan’ın; ‘Bu dönemde dostların sayısını artırıp, düşmanların sayısını azaltacağız’ sözünü de önemsiyoruz. Sayın Başbakan’ın beyanını Hükümet Sözcüsü ‘nün açıklamaları takip etti. ‘Dış politikada değişik zaruri’ diyen Hükümet Sözcüsü ana hatlarıyla şöyle diyor; ‘Suriye’de halkın bütün kesimlerinin katıldığı, kendisini ifade edebildiği bir sürece Türkiye destek verir. Irak’ta da farklı toplumsal kesimlerin işin içinde olduğu, merkezi hükümetle kuzeydeki yönetimin arasındaki ilişkilerin düzenlendiği atmosferi tercih ederiz. Yeni dönemde Ruslarla uçak düşürme kriziyle ortaya çıkan ilişkilerin düzenlenmesini arzu ederiz.’ Demek ki AKP iktidarı, yıllar sonra da olsa, Saadet Partimizin dediği noktaya gelmek istiyor. Tabii gelebilirse!” açıklamasında bulundu.
Yılmaz, Almanya Federal Meclis’in Ermeni soykırımı iddialarını tanıyan tasarıyı onaylamasına sert tepki gösterdi. Almanya’nın böyle bir karar almaya vicdanı bakımdan hakkı olmadığına dikkat çeken Yılmaz, “Geçmişi soykırımlarla dolu olan bir ülkenin böyle girişimlerde bulunmaması gerekir. Kabul etmemiz mümkün değil. Ancak böyle bir kararın alınacağı aylar öncesinden belliydi. Peki, önleyici tedbirlere başvuruldu mu? Hayır” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın müttefik saydığı ülkelerin yaptıkları karşısında şaşırdığını dile getiren Yılmaz, Erdoğan’a Mehmet Akif’in sözlerini hatırlattı. Yılmaz, şunları kaydetti: “Merhum Akif’i çok seven Cumhurbaşkanımız O’nun, ‘Tükürün onların asla güvenilmez sözüne!’ mısrasını hiç okumamış mı acaba? Ve sonra, Milletim adına sormak mecburiyetindeyim: ‘Bize verilen söz bu değildi dediniz’ Sayın Cumhurbaşkanım, Size ne sözü verdiler ki? Ne dediler de kandırdılar? Ayrıca biz 40 yıldır söylemiyor muyuz, ‘Amerika’nın, İsrail’in sözüne güven olmaz.’ diye. ‘Bunların ipiyle kuyuya inilmez.’ diye. Yani yine kandırılmışlar. Bu yüzden diyoruz ki; Mesela ABD’den Türkiye’ye dost olmaz. Müttefik olmaz, stratejik ortak olmaz. Değil 72 şartı 172 şartı yerine getirseniz bile Avrupa’dan Türkiye’ye dost olmaz. NATO vetosunu, bütün vetoları kaldırsanız dahi İsrail’den Türkiye’ye dost olmaz. İşte PYD örneğinde bir kez daha net bir şekilde görüldü”
Çözüm sürecinin baştan sona yanlış olduğunu faturasın da çok ağır bir şekilde karşımıza çıktığını kaydeden Yılmaz, 9 ayda ortaya çıkan bilançonun 30 yılı geride bıraktığını anlattı. Tarihin bu yapılanları unutmayacağını ifade eden Yılmaz, “Şimdi ise fidan gibi şehitlerin, feryat eden, saçını başını yolan, zaman zaman da düşüp bayılan analarına, iktidar sahipleri ‘Ne mutlu size! Şehit anası oldunuz!’ diyorlar. Ama bu devletler, herhalde ‘Şehitliği bütün şerefi garibanların olsun’ diye fedakârlık ederek kendi çocuklarının şehit olmasını istemiyorlar. Sayın Devlet büyüklerimizin, aziz milletimiz için yaptıkları fedakârlık, sadece, şehitlik şerefini gariban çocuklarına bırakmaktan ibaret değildir elbet. Daha nice unutulmaz fedakârlıkları vardır. Mesela bir grup Devlet büyüğümüzün Rize dağlarında çay toplamaları hiç unutulur mu? Bu bağlamda, muhalefet liderlerini ciddi olarak uyarıyorum: Ne yani? Çaylar tarlada mı çürüsün? Fidan gibi evlatlarını şehit veren bir de çaysız mı kalsın? Emin olun, tarih o sahneyi asla unutmayacaktır. Tarih unutsa bile yüce milletimiz unutmayacaktır!” değerlendirmesinde bulundu.
Davutoğlu’nun yerinden edilmesinden sonra gelen Başbakan Binali Yıldırım’ın dış politika ve terör konusundaki sözlerinin olumlu bulduklarını söyleyen Yılmaz, “Yeni Başbakanın; ‘Bu dönemde dostların sayısını arttırıp, düşmanların sayısını azaltacağız’ sözünü de önemsiyoruz. Sayın Başbakan’ın beyanını Hükümet sözcüsünün açıklamaları takip etti. ‘Dış politikada değişikliği zaruri’ diyen Hükümet sözcüsü ana hatlarıyla şöyle diyor; ‘Suriye’de halkın bütün kesimlerinin katıldığı, kendisini ifade edebildiği bir sürece Türkiye destek verir. Irak’ta da farklı toplumsal kesimlerin işin içinde olduğu, merkezi hükümetle kuzeydeki yönetimin arasındaki ilişkilerin düzenlendiği atmosferi tercih ederiz. Yeni dönemde Ruslarla uçak düşürülme kriziyle ortaya çıkan ilişkilerin düzenlenmesini arzu ederiz.’ Demek ki AKP iktidarı, yıllar sonra da olsa, Saadet Partimizin dediği noktaya gelmek istiyor. Tabi ki gelebilirse!” açıklamasında bulundu.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.