Yargı kararları uygulanmayan ülkelerde demokrasi olmaz!

 

Anayasa önünde Türkiye Spor Yazarları Derneği ile eşittir.

Yasalar önünde eşit görülen iki dernekten biri durumundaki ASGD antidemokratik uygulamalar nedeniyle 19 yıldır mağdur edilmektedir.

Nasıl mı? Anlatalım:

TSYD, GSGM ve TFF'nin el ele vererek hazırladıkları “Spor Sahalarına Giriş Yönetmeliği”ne göre ASGD üyeleri stadlara giremiyor. ASGD üyelerinin stadlara girebilmesi için TSYD'den izin alınması isteniyor.

Anayasa’nın eşitlik ilkeleri çiğneniyor.

Nasıl demokrasiyse?

Anayasaya göre sözde eşit haklara sahip olan iki dernekten biri durumundaki ASGD üyelerinin önüne, arkadan dolanarak hazırlanan antidemokratik yönetmelikler çıkarılıyor.

Zorbalık gösterileriyle demokrasi oyunu oynanıyor.

Bu, 19 yıldır böyle sürüyor.

ASGD, bu konuda yıllardır sürdürdüğü hukuk mücadelesinden defalarca haklı çıktı.

Bir değil, iki değil, üç değil, defalarca yargıya başvuran ve antidemokratik yönetmeliklerin kaldırılmasını sağlayan ASGD, gel gelelim uygulamada TSYD'nin dayatmalarından kurtulamıyor.

ASGD üyesi spor gazetecileri yasaları çiğneyen TSYD üyelerinin baskıları sonucu stadlara giremiyor.

Yasalara uygunsuz yönetmelikler üst mahkemelerce iptal ediliyor da, TSYD tarafından ya yenisi hazırlanıyor, ya da demokratik düzenlemeler uygulanmıyor.

19 yılda, üst mahkeme kararlarıyla defalarca yapılan demokratik düzenlemeler uygulamada her nedense bir türlü işletilmiyor.

Kim yaratıyor bu ortamı? Bakanlığa bağlı Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü.

Ne adına?

İleri demokrasi adına.  

Mersin’deki rezalet

Yazımızı bir kaç örnek de Mersin’den vererek noktalayalım:

Anımsayacaksınız, TBMM’nde bütçe görüşmelerinin 36’ncı oturumunda, Eskişehir Milletvekili Kazım Kurt, Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç’ın yanıtlaması istemiyle sordu:

“Gazetecilerin statlara ve spor salonlarına girişleriyle ilgili akreditasyon yetkisi kimdedir? Konu ile ilgili Danıştay kararlarına rağmen, TFF ve TSYD halen hangi yetkiye dayanarak akreditasyon yapmaktadır.”

Bakan Kılıç’ın yanıtı: “Gazetecilerin statlara ve spor salonlarına girişlerde yaşanan sıkıntılardan bilgi sahibiyim. Evet, böyle bir sorun vardır ve bu sorunun çözümü için Genel Müdürlüğümüze talimat verdim. En kısa zamanda çözüm sağlanacaktır.”

Aynı sıkıntılar Türkiye’nin her yöresinde yaşanıyor ya, biz gözlerimizle gördüğümüz Mersin’e uzanalım ve TSYD’nin yarattığı yasal olmayan zulüm derecesindeki uygulamalara bakalım.

ASGD üyeleri Duran Beyazateş (Akdeniz ve Manşet gazetesinin sahibi), Neslihan Yalçın (Bugün Mersin, Çukurova ve Özgür Haber gazetesinin genel müdürü). Hediye Eroğlu (Bugün Mersin Gazetesi Haber Müdürü). Tümü sarı basın kartı taşıyor. 14 Ekim 2011 ve 21 Aralık 2011 tarihlerindeki Mersin İdman Yurdu’nun futbol karşılaşmalarını izlemek için TSYD Temsilcisi Hamdi Yurdakul’dan akredite yaptırmak durumunda bırakılıyor.

TSYD Mersin Temsilcisi Hamdi Yurdakul, olmayan yetkisi ile “Akredite isteğiniz yerine getirilmedi” yazısı gönderiyor.

TSYD’nin KUL’u, Başbakanlık Basın Yayın Enformasyon Genel Müdürlüğü’nün verdiği sarı basın kartlarını hiçbir yasal dayanağı olmadığı halde “Paspas” yapıyor.

Demokrasi zorbalıkla katlediliyor.

YURDA değil de, TSYD’ye KUL olmuşlar, görev yaptırmadığı bayan gazetecilere, nasıl da ilginç gerekçe gösteriyor: “Stada girip de ne yapacaksınız? İçeride bol bol küfür işiteceksiniz. Boş verin maçı.”

Biat kültürüne bağlılık mesajları vermek, KUL olmanın sadakatinden geliyor da, Gençlik ve Spor Bakanımız Suat Kılıç’ın 13 Aralık 2011 günü TBMM çatısı altında söylediği, “Statlara girişte sorun vardır. Çözümlenmesi için Genel Müdürlüğe talimat verdim” demesi ne oluyor?

Kısaca özetlersek, antidemokratik uygulamalarla yargı kararları çiğneniyor, adına da ileri demokrasi deniyor.  

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.