Yaralıysan…Öl…!

Günümüzden 2500 yıl önce yaşamış olan Hipokrat, doğum yeri Bodrum'un karşısındaki Kos adasından günümüz Türkiye'sini değerlendirseydi gözlemleri ne olurdu?

Elbette tıp biliminin babası karşılaştırmayı tıp mesleği, özellikle tıp etiği açısından yapardı. Hipokrat ülkemizi kendi çağından ilerde mi geride mi bulurdu?

Hiç şüphesiz tıp biliminin aldığı mesafe, kullanılan araç ve gereçler, tedavi yöntemleri açısından insanlığın aldığı mesafe müthiş ve Türkiye de bu gelişmelerden yararlanıyor. Ama tıp etiği açısından durumumuz hiç de iç açıcı değil.

Günümüzde bütün Dünyada hekim diploması alanlara ettirilen kutsal Hipokrat Yemini devlet zoruyla bozdurulmak isteniyorsa, Kos adasından  ülkemizi izleyen Hipokrat'ın bize vereceği not sağlık alanında sınıfta kalmamıza yol açacaktır.

Ülkemiz Mayıs sonunda Taksim Gezi parkında başlayan ayaklanma ile aylarca sarsıldı. “Ben ne yaparsam doğrudur” anlayışındaki iktidar bu anlayışını polis şiddetiyle dayatınca ayaklanma bütün yurda  yayıldı. Özellikle Taksim Gezi Parkında inanılmaz bir halk dayanışması yaşandı. Ülkenin genç insan potansiyelinden ümit kesildi derken yeni yetişen gençliğin hiç de bencil olmadığı, paylaşımcılığın sınırlarını zorladığı ortaya çıktı.

Gencecik bedenler kendilerini basınçlı suyun, biber gazının, panzerlerin önüne attı. Bu şiddet ne yazık ki ölümlere ve yaralamalara yol açtı. Yaralılar hastanelerde kendilerini güvende hissetmedikleri için Gezi Parkında kurulan tedavi merkezlerinde genç hekimler yaralılara ilk yardım uyguladılar. Yaralarını sardılar. Hiçbir iyiliğin cezasız kalmayacağı gerçeği ile sonuçta da sığındıkları Divan Otelinde elleri arkadan kelepçelenerek gözaltına alındılar.

Gezi olaylarından sonra herkes bir durum değerlendirmesi yaptı. Hatalarını ve oradan çıkan doğruları saptadı. Elbette karizması çizilen iktidar da bir değerlendirme yaptı. İktidarın değerlendirmesi “nerede hata yaptık” yerine “nasıl daha şiddetle ezebilirdik” şeklinde oldu. İşte bu değerlendirme sonucunda bir yandan ihbarlar yapılır, davalar açılırken bir yandan da yeni baskı yasaları çıkartılıyor.

İktidarın yasa yapma tekniği olarak yeni geliştirdiği yöntem torba yasalar. Bir biriyle ilintisi olmayan konularda çok sayıda yasal düzenlene tek bir yasa maddesi içine doldurulup meclise getiriliyor. İşte bu torba yasalardan birisi daha bu günlerde TBMM'de görüşülüyor. Bu torba yasanın 33. maddesindeki düzenleme Gezi Parkı olaylarında olduğu gibi hekimlerin yaralılara müdahalesini ağır şekilde cezalandırıyor.

Tasarıya göre ruhsatsız sağlık hizmeti sunan ve ilk yardım hizmeti veren hekimler 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası ile 20 bin gün tutarında yani 2 milyon lira (eski hesapla 2 trilyon) adlî para cezasına çarptırılacaklar. Elbette tasarıda toplumsal olaylar kast edilmiyor. Ancak bütün yollar oraya çıkıyor.

Polis şiddetinin doruğuna ulaştığı toplumsal gösterilerde olayların içinde olanlardan çok olaylarla hiç ilgisi olmayan ve apansız yakalanan insanlar yaralanıyor. Bu yaralanmalar bazen çok ciddi sonuçların başlangıcı oluyor. Bu yaralılara ilk yardım ulaşması çoğunlukla olanaksız oluyor. İşte bu durumlarda Hipokrat Yeminini unutmayan hekimler ortaya çıkıp ilk yardım hizmeti veriyor.

Bu yasa tasarısı ile suçluluğu konusunda hiçbir bilgi olmayan, belki de tesadüfen olayların içinde kalmış insanlar bile ölüme terk edilecek. Ya da ettiği Hipokrat Yeminine sadık kalan bir hekim her türlü cezayı göze alacak ve görev aşkı ile yardıma koşacak.

Hipokrat Yemini günümüz Türkiye'sinde şu şekilde yapılmaktadır:

“Tıp fakültesinden aldığım bu diplomanın bana kazandırdığı hak ve yetkileri kötüye kullanmayacağıma, hayatımı insanlık hizmetlerine adayacağıma, insan hayatına mutlak surette saygı göstereceğime ve bilgilerimi insanlık aleyhinde kullanmayacağıma, mesleğim dolayısıyla öğrendiğim sırları saklayacağıma, hocalarıma ve meslektaşlarıma saygı göstereceğime din, milliyet, cinsiyet, ırk ve parti farklarının görevimle vicdanım arasına girmesine izin vermeyeceğime, mesleğimi dürüstlük ve onurla yapacağıma, namusum ve şerefim üzerine yemin ederim."

Bu tasarı Sağlık Bakanlığının hekimlere Hipokrat Yeminine ihanet etme çağrısıdır.  Bu tasarı toplumsal olaylarda yaralananlara “Yaralıysan…Öl…!” çağrısıdır.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.