Vatan’dan MEB’e eğitim raporu!

Vatan Partisi Karacabey İlçe Başkanı Hüseyin Kurur, partisinin eğitimle ilgili 9 maddelik önerilerini kamuoyuyla paylaştı. Atatürk’ün ders kitaplarından çıkartıldığını ve bilimin yok sayıldığını iddia eden Kurur, Milli Eğitim Bakanlığı’nı eleştirdi. Başkan Kurur, Vatan Partisi Genel Merkezi’nin açıkladığı ve MEB’e sunulacak olan raporda, öğrencilerin imam hatip okullarına yönlendirmeye çalışması ve müfredat gibi 9 maddenin ele alındığını bildirdi.
Vatan Partisi İlçe Başkanı Hüseyin Kurur, partisinin eğitimle ilgili raporunu şu şekilde açıkladı:
“1) Türk İş’in açıkladığı 4 kişilik ailenin Ağustos ayı yoksulluk sınırı 5 bin 904 lira olduğuna göre, halkın ne kadar ağır bir yük altında olduğu bellidir. Bu çöküşü en ağır yaşananlar okuyan çocukları olan emekçi ailelerdir. O halde bu eğitim öğretim yılından itibaren MEB bütçeden bakanlığa ayrılan kaynağı bu gerçeğe göre kullanmak zorundadır. Hangi ad altında olursa olsun okul yönetiminin velilerden para almaları yasaklanmalıdır. Bundan sonra okulların yakıt, temizlik, kırtasiye gibi masrafları devlet tarafından karşılanmalıdır.
Ensar, Turgev, Tugra, Server, Eğitim İlim Yayma Cemiyeti, Nur Cemiyeti Hizmet Vakfı gibi çocuklarımıza çağ dışıcılık aşılamakla vazifeli kuruluşlarla imzalanan protokoller iptal edilerek, bunlara ayrılan kaynağın derhal kesilmesi, ayrıca özel okullara teşvik uygulamasından da derhal vazgeçilmesi gerekmektedir.
2) Milli Eğitim Bakanlığı tarihinde, en hafif tabiriyle ‘kara leke’ olarak tanımlayabileceğimiz 2017 Öğretim Programı’na devam edileceğinin açıklanması hayal kırıklığı yaratmıştır. Bu öğretim programı cumhuriyetin kazanımlarına, Atatürkçü düşünceye, bağımsızlık savaşımıza, milli kahramanlarımızı değerleştiren tarihi gerçeklere, milli devletin etnik kökenine, dile, dine, mezheplere karşı dışlayıcıdır ve milletimizi laikliğe, bilime aykırı hakim anlayışlar içermektedir.
3) 2012’den beri yetkin olmayan ellerden çıkan bazı ilköğretim kitapları ve 2017 öğretim programı için yazılan birinci sınıf ilk okuma yazma ve Türkçe kitapları bilimsel yanlışlıklar, örtük iletiler, yazılı ve görsel yanlış iletiler yine çok önemli Türkçe yanlışları ile doludur. Talim Terbiye Kurulu kitap hazırlama ve kitap denetimini bundan sonra kendi bünyesinde ehil kadrolarla yapmalıdır. Ders kitapları ve diğer öğretim materyalleri MEB’in matbaasında hazırlanmalıdır.
4) Bugün Türk halkı ülkemizin emperyalizmin tarafından baskı ve tehdit altında olduğu gerçeğini gördükçe ve vatanımızı savunma hattında birleştirmektedir. Halkımızı farklı dünya görüşlerine rağmen bu gerçeklikle birleştiren ve unsurlardan biri olan ve tarihinin en zor koşullarında oluşmuş ‘Andımızı’ milletimiz geri istemektedir.
5) Liseye yerleştirme sonuçlarına gösterdiği gibi öğrencilerin ve velilerin talebinin çok üstünde imam hatip lisesi açılmış, buna karşılık Anadolu ve Fen Liseleri’nin sayısı talebin çok altında kalmıştır. Okulsuz kalan 3000’e yakın çocuğumuz imam hatiplere kaydolması için ikna edilmeye çalışıldığını biliyoruz. MEB boş kalan imam hatipleri bir önce ihtiyaç duyulan okul türlerine dönüştürmelidir.
6) Ataması yapılmayan öğretmenlerin sorunu ivedilikle çözülmelidir. Ayrıca ücretli vekil, sözleşmeli öğretmen, vekil öğretmenlik gibi meslekte yeri olmaması gereken istihdam anlayışından vazgeçilmelidir.
7) Eğitim kurumlarımda yaşananların önemli bölümü yöneticilerinin yetersizliğinden kaynaklanmaktadır. Kurum yöneticilerinin yetenekli, birikimli, deneyimli, kariyer ve liyakat sahibi olmaları zorunludur. Eğitim kurumlarında görev yapan yöneticilerinin atanmasında mülakat sistemine son verilmeli ve yazılı sınav sistemine dönülmelidir.
8) 2012’de zorunlu eğitimi 12 yıla çıkarma iddiasıyla getirilen 4+4+4 uygulaması ile belirlenen gelişmede ve yaşam başarısında çok önemli rolü olduğu bilimsel araştırmalarda belirlenmiş olan okul öncesi eğitim kademesi baltalanmıştır.
Ülkemizin bu anlayışla ileriye gitme olanağı yoktur. Zorunlu temel eğitim 6 yaşında anaokulunda başlamalı ve kesintisiz olarak 13 yıl sürmelidir.
9) Orta öğretimin payı, genel orta öğretimin oldukça altındadır. Gelişmiş ülkelerde ağırlık mesleki orta öğretimdedir.
MEB’in meslek eğitimi mezunlarının istihdamını artırmak üzere almış olduğu belirtilen tedbirler etkili olmaktadır. Ülkemizin üretim ekonomisine geçme zorunluluğu ortadadır.
Yakın zamanda önümüze çıkacak olan yetişmiş kalifiye eleman yetersizliği dikkate alarak başkanlığın bir an önce meslek orta öğretimine yönelimleri arttırıcı köklü düzenlemelerle gitmesi gerekmektedir.”

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.