Vatan elden gidiyor!

Karacabey’de Saadet Partisi’nin, “Aylık İlçe Divan
Toplantısı”na konuşmacı olarak katılan İl Başkan Yardımcısı İsmail Özdemir,
vatan topraklarının çeşitli oyunlarla işgale hazırlandığını iddia etti.
Özdemir, AK Parti hükümetinin ise, Siyonizmin emellerine hizmet ettiğini
savundu.

            Toplantıya
İl Başkanı Özdemir’in yanı sıra, ilçe yönetim kurulu üyeleri, mahalle ve köy
temsilcileri, Saadet ve Hamidiye Yardımlaşma Derneği ile Fiziksel Engelliler
Dayanışma ve Yardımlaşma Derneği katıldı. Programda ayrıca, katılımcılara çiğ
köfte, tasavvuf ve halk müziği eşliğinde güzel bir ziyafet verildi.

            SP İlçe
Başkanı Hamit Çavdarlı, teşekkür konuşmasının ardından, arazileri sular altında
kalan çiftçilere, “Geçmiş olsun” dileklerini iletti. Çavdarlı, Saadet ve
Hamidiye Mahalleleri’nde bulunan ihtiyaç sahibi halka, giyim ve gıda yardımı
için organizasyon çağrısında bulundu. Kullanılmayanların yanı sıra yeni
giysilerin parti binasında toplanarak ihtiyaç sahiplerine ulaştırılacağını
belirten Çavdarlı, ilgi beklediklerini kaydetti.

            Her ay 50
yeni üye kaydı yapıldığına dikkat çeken İlçe Başkanı Çavdarlı, hedefin her
geçen gün artırıldığını ve herkese kapılarının açık olduğunu söyledi.

Perde arkasında neler
oluyor?

Daha sonra konuşan Saadet Partisi Bursa İl Başkan
Yardımcısı İsmail Özdemir, ülke gündemi hakkında çarpıcı açıklamalar yaptı.
Özdemir, ülkenin fark ettirilmeden elden gittiğine işaret ederek, “Saadet
Partisi sıradan bir parti değildir. Bizim yapacağımız çalışmalar, bu ülkenin
elimizden gitmesine engel olacaktır. Türkiye’nin tablosuna şöyle bir bakalım;
72 milyon insanı büyük bir sinema salonuna sokmuşlar. Hepimiz bu filmi
izliyoruz. Baş aktör Recep Tayip Erdoğan, kötü aktörler, Baykal ve Bahçeli’dir.
Beyaz perdeye bakıyoruz, 72 milyon bu filmi izliyoruz.  Asıl film ise perdenin arkasında oynuyor,
şimdi perdeyi kim aralayacak? Milli görüş bu perdeyi aralıyor ve bakın perde
arkasında neler dönüyor.

            Bu günün
işgal ve savaşlarının nasıl yapıldığını Irak’a bakarak görebiliyoruz. Kimyasal
silahları bahane ederek Irak işgal edilmiştir. Aslında Irak’ın zenginlik
kaynakları ön plandadır. 100 milyar dolar işgal için harcanmıştır. Buna rağmen
ırak petrol yasasını çıkartamamıştır, ne yazık ki Türkiye petrol yasasını
batının istediği şekilde çıkartmıştır. Üstelik bu yasayı Ahmet Necdet
Sezer  onaylamamıştı. Şimdiki Sayın
Cumhurbaşkanımız Abdullah Gül döneminde bu yasa kabul edilmiştir ve
yabancıların kullanımına açılmıştır. Siyonizmin dünya hâkimiyeti sağlanıyor.
Mısırlı bir Yahudi olan Haym Nahum planı uygulanıyor.

Millet sefalet
içinde!

Osmanlı devletinin son yıllarında Anadolu yedi düvel
tarafından işgal edilmişti. Milletimiz düşman ordularını kurtuluş savaşı ile
Anadolu’dan kovmuştu. Savaş sonrası ortaya çıkan aslen hahambaşı olan Haym
Nahum, İnönü döneminde de başbakanlık baş danışmanlığı yapmış birisidir. Nahum
şöyle diyordu, görülmüştür ki bizler Türkleri savaşla yenmemiz mümkün değildir.
Savaşın sonucu ortadadır. Bizler savaşa biraz ara verelim. Bunların inançları
sağlam olduğu sürece Türklerin yenilmesi mümkün değildir. Gelin önce bunları aç
fakir ve yoksul bırakarak, inançlarını ellerinden alalım. Savaşlarla maddi ve
manevi kayıplarımız çok oluyor, öyle ise 
savaşsız bunları teslim alabiliriz, diyordu. Yıllardır gelen iktidarlar
eli ile milleti yokluğa, fakirliğe ve açlığa itmediler mi? Bu hükümet döneminde
de bunlar yapılıyor.

            Şimdi
yapılanları CHP yapsaydı millet ayaklanırdı. Ne yazık ki başı örtülü, abdestli
namazlı, Müslüman  görünenlere bunları
yaptırıyorlar. AKP iktidarı öncesi işsizlik % 67 civarında idi. Şimdi işsizlik
% 14 kayıtlı işsizlik vardır. Millet aç fakir evine ekmek götüremez duruma
gelmişse, başta AKP olsa ne olur, CHP olsa ne olur. AKP zulmü farklı mı oluyor?
Biz bunları görüyoruz. İşte filmin perde arkası burasıdır. Haym Nahum planı
budur. Özelleştirme adı ile devletin mal varlıklarını, her şeyini sattılar.
Borçlar bitti mi? AKP geldiğinde Türkiye’nin dış borcu 150 milyar dolardı.
Şimdi dış borç 450 milyar dolara çıktı.

            Özelleştirmeden
gelen para 50 milyar dolar, bir yıllık faiz giderini karşılamıyor. Seneye ne
ile ödeyeceksin? Telekom’u sattın, devletin bütün mahremlerini İngiliz asıllı
Ürdün firmasına, yani yabancıların eline verdin. İstihbaratımız yabancıların
eline geçmiştir. Ordumuzun ve diğer emniyet bilgilerini yabancıların eline
verdin, evlerimizin yatak odalarını bile yabancılara açtın. Türkiye’nin mahremi
kalmamıştır. Adamlar bizim malımızla kar üstüne kar yapıyorlar. Milleti bu
duruma düşürdükten sonra A partisi olsa ne olur, B partisi olsa ne yazar.
Sakallı olsa ne olur, şalvarlı olsa ne olur? Petkim gibi stratejik bir tesisi
sattınız, paşalar gibi satarım, diyerek hava attınız. Kar eden kuruluşları
niçin sattınız? Şeker fabrikalarını yok pahasına satıyorlar, pancar üreticisi
mağdur. GDO’lu ürünlerle insanlık  yok
edilmek isteniyor. İnsan ruhunu etkileyen, insan yapısını bozan bu kanunları
niçin çıkarıyorsunuz? 35 yabancıyı memnun etmek için mi?

Kirli perdeyi
aralayacağız!

Görüldüğü gibi perdenin arkasında bunlar oynanıyor. Bizlere
asıl olaylar gösterilmek istenmiyor. Bu perdeyi aralamak ve yırtmak millete
göstermek bizler düşüyor. Yapılanlar bitti mi? Hayır.2001 krizinde ekonomimizi
Kemal Derviş ile salladılar. Derviş ülkemizi bir yılda 70 milyar dolar
borçlandırdı. Ekonomiyi salladılar ama çökertemediler. İnsanlarımız
yardımlaşarak o dönemi geçirdiler. Avrupa ve Arjantin de yardımlaşma
olmadığından her yer yağmalandı. Türkiye’de bunları göremediler, çok misaller
ve TV kanallarında görüntülere şahit olduk. Ne yapalım diye kenara
çekilmediler. Dediler ki, biz Türkiye’de öyle bir hükümet işbaşına getirelim
ki,500 milyar dolar dış borç yaptıralım. Hedefte Türkiye’yi Bir trilyon dolar
dış borca sokmak yatıyor.500 milyar dolar dış borç olunca Türkiye ekonomisini
tekrar sallayacaklar. Artık insanlarımızın yardımlaşacak parası ve malzemesi
kalmamıştır” dedi.

Hayvancılıkta büyük
oyunlar oynanıyor!

Özdemir, et ve sütte oyunlar oynandığını savunarak, “Önce
damızlık süt ineklerini, süt para yapmadığı için kestirdiler. Yem fiyatlarını
tavan yaptırdılar, şimdi et fiyatları tepelere çıkıyor. Hayvan kalmayan
memlekette et fiyatlarının yükselmesi yine ithalat yapan yandaşlara
yarayacaktır. Milletin elinde hayvan mı kaldı? Köylerimizin çoğu hazır süt,
yoğurt alıyor. Üretimi bitirdiler. Millet üretmesin, üretemesin diyerek her
türlü çalışmayı yaptılar.

            Dünya
standardında % 20 üstünde yabancı banka olunca, o ülke için tehlike çanları
çalıyor demektir. Bizdeki oran %40 ı geçmiştir. Halk bankası ve ziraat bankası
da satılırsa bu oran %65 ‘e çıkacaktır. Yabancı para sermayesi, yerli sermayeyi
geçerse, üretimi desteklemez, tüketimi destekler. Bu da daha çok aç, işsiz ve
fakir insan olması demektir. Türkiye’nin Avrupa birliğinde etkisinin olmaması
için yıllardır çalışmalar devam etmektedir. Nüfus, özelleştirme ve din konusu,
siyonistleri  son derece rahatsız
etmektedir. Kuzu postuna bürünen, kurtlarla aynı sofraya oturanların oyunlarını
milletimize anlatıyoruz. Nasıl yırtılacak bu perde? Filim devamlı oynatılıyor.
Seyrettiğiniz filimin perde arkasında bunlar oluyor, haberiniz olsun. İşsiz
yoksul, perişan ve köle oluyorsak, ne fark eder. Bu iktidar zamanında ülkemiz
en derin yaraları almıştır. Afrika kıtası dünyanın en zengin yeraltı
kaynaklarına sahip olmasına rağmen, en fakir insanların yaşadığı yerdir. Her
yıl Afrika’da binlerce çocuk açlıktan ölmektedir. Bu sömürünün sonucu budur.
Bütün bunlardan kurtulabilmek için yeniden, millet olarak düşünmek ve birlik
olmamız gerekmektedir.”                                                                                              
        

İsmail
Özdemir, “Kuva-i Milliye demek, milli kuvvetler demektir. Yani Milli Görüş
demektir. Ülkemizin bu felaketten kurtulması için, nasıl kurtuluş savaşında
Kuva-i  Milliye kurulmuşsa, Bugün de bu
kurtuluş Milli Görüş yani Saadet Partisi ile olacaktır. Fark var Saadet var
derken boşuna söylenmemiştir.” diyerek SP çatısı altında buluşmaya çağırdı.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.