Var mı ötesi, olmadık!

“Bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın” diyeceğim, diyemiyorum.
Yılanın kuyruğu bana da dokunuyor.
“Akılsız başın cezasını onu kendisine baş seçenler çeker” diyeceğim, diyemiyorum.
Seçmesem de ben de çekiyorum.
“Çoğunluğa ayak uydurmak ve saygılı olmak zorundayız” diyeceğim, ı-ıh, ayağım bir türlü bu gidişata uymuyor.
Sonuçta seçmenin verdiği bir karar bu deyip sineye çekmek istiyorum.
Sinem daralıyor, çekemiyorum.
“Taban neyse tavan o” deyip, tabanda kalan üç beş kardeleni yaşatmaya çalışıyorum, başaramıyorum.
Kurunun yanında yanan yaş gibi yanıyorum için için.
Ne kaçmak istiyorum memleketimi bırakıp, ne de dönmek fikrimden.
“Sen öyle varsan ben de böyle varım” diyorum.
Özgürlükse özgürlük, demokrasiyse demokrasi.
****
Günlük hayatımızda bu kadar çok seçim konuşmak zorunda mıyız diyorum bir yandan da.
“Seçtik ya da seçmedik ama işte bitti, bundan sonra herkes işine baksın” diyorum, ne ben, ne de kimse bakamıyor.
Deprem sonrası kanalları istila eden deprem uzmanları gibi, her kanalda ayrı bir yorum, her kanalda ayrı bir analiz varken,
Ya da bitmiş bir maçın ardından defalarca seyredilen pozisyonlar eşliğinde sabahlara kadar kavgayla karışık konuşur gibi didikleniyorken seçim, zor…
Ofsayt mı vardı, penaltı mı olmalıydı, oynat Uğurcum, al geri, sar ileri…..
Ah beyim, ağır çekim de izlesen, hızlı çekim de izlesen gol oldu işte gol…
Hem de 90’dan!
****
Kabul etmiyoruz bir türlü atılan bu golü.
Kaybetmenin hırsı ile mi, yoksa kazananları kazanmaya layık bulmamamanın düşüncesi ile mi etmiyoruz bilmem.
İnandıklarımızın bizi yarı yolda bırakmalarının hayalkırıklığı da yok değil.
Kazancın içine hile hurda karıştığı inancı desen, had safhada.
IŞİD, PKK, Güneydoğu, açılım, Suruç, Ankara…
Son beş ayda verilen şehitlere, patlamalarda lime lime parçalanarak ölenlere, ya da ölmeyip de bedenlerinin bir uzvunu kaybetmiş bir halde yaşamaya devam edenlere ihanet hissiyatına ise yürek dayanmaz.
Hangi birini saysak bir başkası geliyor ardından.
****
Kısacası, oyunu iyi oynayan kazandı onu anladık.
Lakin oyunun içinde ne oyunlar vardı, pek çoğunu anlamadık.
Şimdi;
Siz oyunu iyi de oynasanız, maçta goller de olsa, hepsini siz de atsanız, bütün maçları siz de kazansanız biz ikna olmadık…
Var mı ötesi?
Olmadık…

cananekncylmz@gmail.com'

Canan Ekinci Yılmaz

1 Nisan 1963 Karacabey doğumlu. Karacabey Lisesi mezunu. 5 Ekim 2010 itibariyle yazar.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.