Üretimden gelen güç

Üretimden Gelen Güç, sendikal mücadelenin en etkili kavramıdır.
Elbette her emekçi kol ya da kafa gücü ile bir değer üretir. Ancak üretimden gelen güç dediğimizde örgütlü ve bilinçli bir güçten söz ederiz. Bu güç, bazen bir işyerinde, bazen iş kolunda, ender olarak da tüm çalışanlarca kullanılır.
Üretimden gelen güç çoğunlukla üretmek değil, üretmemek şeklinde kullanılır. Pek çok seyin değerinin yokluğunda anlaşılması gibi üretimden gelen gücün değeri de üretim durduğunda anlaşılır. Üretimden gelen gücün kullanılmasından ne kadar çok kesim etkilenirse o derece yaptırım gücüne sahip olur içi sınıfı…
Yatağan’da enerji ve maden işçileri yaklaşık 15 aydır işyerlerinin özelleştirilmesine karşı büyük bir direniş sürdürüyor. Direnişteki işçilerin, sendikaların yereldeki yöneticilerinin her türlü barışçı eylemine, yöre halkının ve kitle örgütlerinin desteğine rağmen özelleştirme işlemi 1 Aralık tarihi itibarı ile gerçekleşti. Her ne kadar devir işlemi iktidarın öngördüğü şekle işçilerin kararlılığı nedeniyle uymasa da tesis şu anda yeni sahipleri adına enerji üretiyor.
Bu durumda sendika şu anda istediği hedefe ulaşamamış gözükse de, santrali satın alan firma da tam olarak hedefine ulaşabilmiş değil. Bu nedenle işçiler büyük bir umutla mücadelelerine devam ediyorlar.
İşçilerin istenen hedefe ulaşamamalarının temel nedeni ise başta eneri iş kolunda örgütlü Tes-İş Sendikasının genel merkez yöneticileri ile Türk-İş Konfederasyonunun “Yatağan namusumuzdur” sözüne sadık kalmamalarıdır.
Türk-İş yöneticileri Yatağan direnişine gereken desteği verememiş ve özelleştirme dalgasının önünü Yatağan’da kesmek için üretimden gelen güçlerini kullanma cesaretini gösterememişlerdir. Bu cesaret Tes-İş ve Maden-İş sendikalarının Yatağan şube yöneticilerinde olsa bile böyle bir karar sendikaların yerel yöneticilerinin alabileceği bir karar değildir. Üstelik üretimden gelen gücün sadece Yatağan’da kullanılması ile başarılabilecek ve sonuç alınabilecek bir iş değildir.
Enerji iş kolunda her türlü grev ve direniş yasaklanmıştır. Yani şalter indirilemez. Ancak şalter indirmek enerji patronları için de yasaktır. Buna rağmen bundan 8 yıl önce 1 Temmuz 2006 tarihinde özel enerji üreticisi patronlar şalterleri indirmiş ve bütün Batı Anadolu’yu karanlıkta bırakmışlardır. Eylemleri suç olmasına rağmen “yaptık, yine yaparız” diyerek sattıkları enerji fiyatlarında zam almayı başarmışlardır. Bu eyleme karşı savcıların eli kolu bağlı kalmıştır.
Bu bir güç meselesidir. Adına da siyasal güç diyebiliriz.
Yatağan’da siyasal güç ile üretimden gelen güç karşı karşıya gelmiş ancak Türk-İş siyasal gücün restini görememiştir. İşçiler umutla Türk-İş yöneticilerinin cesaretini bekliyor.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.