Uğur Mumcu anıldı

Uğur Mumcu anıldı
Gazeteci-yazar Uğur Mumcu, aracına yerleştirilen bombanın patlatılarak susturulmasının 15. yılında tüm yurtta olduğu gibi Karacabey’de de düzenlenen törenle anıldı.
CHP Karacabey Örgütü, Eğitim-Sen Temsilciliği, bazı sivil toplum kuruluşları ile vatandaşlarında aralarında bulunduğu grup Cumhuriyet Meydanı’ndaki Atatürk Anıtı’nda Mumcu’nun anısına saygı duruşunda bulunarak, İstiklal Marşı’nı okudu. Törende Atatürk Anıtı’na çelenk ve karanfiller bırakılarak Uğur Mumcu anıldı.
Mumcuyu anma etkinlikleri gece Şükran Yemişçioğlu Kültür Merkezi’nde düzenlenen törenle devam etti. ŞKYM’deki törene siyasi parti yöneticileri, sivil toplum kuruluşları ile çok sayıda vatandaş katıldı.
Mumcu’yu anma gecesine konuşmacı olarak katılan Cumhuriyet gazetesi Bursa temsilcisi Levent Gencelli yaptığı konuşmada, ulusal değerleri ölümüne savunan Uğur Mumcu’nun bıraktığı günümüz Türkiye’sinde Cumhuriyetin, tarihin en büyük tehditleriyle karşı karşıya bulunduğunu söyledi.
Konuşmasına Uğur Mumcu’nun; “Ben Atatürkçüyüm, ben cumhuriyetçiğim, ben laikim, ben anti-emperyalistim, ben tam bağımsız Türkiye’den yanayım, ben özgürlükçüyüm, ben insan haklarının savunucusuyum, ben Teröre karşıyım, ben hırsızların, yobazların, vurguncuların, çıkarcıların düşmanıyım….! Öyleyse vurun, parçalayın! Her parçamdan benim gibiler, beni aşacaklar çıkacaktır” sözleriyle başlayan Gencelli, Mumcu’nun gazetecilik anlayışını anlattı.
Gencelli, Türkiye’de gazetecilik anlayışının, televole zihniyetine dönüştüğünü belirtti. Mumcu’nun anlayışıyla gazetecilik yapmaya çalışanların başına gelenleri anlatan Gencelli, ilçemizde yaşanan gazete kapatma olayını örnek göstererek, bu tür eylemleri yapanların hiçbir şey kazanamayacağını ifade etti. “Bursa’da girilmedik tersane, mekan ve yapı neredeyse kalmadı” diye devam eden Gencelli, Bursa’nın düşürülmek üzere olduğunu söyledi. Gencelli, “Bursa bilgi kirliliğinin başkenti haline getirildi. Bursa basını için küçük Bab-ı Ali derlerdi. Bursa basını şuanda bir yozlaşma içinde. Çok uluslu güçlerin ülkemizde ve Bursa’da oynadıkları oyunları ortaya çıkarması beklenen medya, Cargill örneğinde olduğu gibi çıkar sermayelerinin yanında yer alıyor artık. Basın çözümün kaynağı olması beklenirken, sorunun ta kendisi olmaya başladı. Karacabey bu açıdan bakıldığında eşiği aşılmaması gereken bir konumda. İstanbul-İzmir otobanının etrafında yirmi yıllık bir sürede bir takım plan değişiklikleriyle cazibe merkezleri yaratılacak. Bu cazibe merkezlerinde birileri parsel parsel yer kaparak, ilçelerin ve köylerin DNA’larıyla bozulacak. İnsan ömrü için yirmi yıl çok uzun olabilir. Ancak kentler için yirmi yıl uzun bir süre değil. Bu yirmi yıllık sürede birileri 10-12 milyon dolarlık rant elde edecektir. İşte bu noktada Karacabey’in konumu çok önemli. Tarımla ilgili yok ediş sürecini başlattıklarında, GAP’taki başkalaştırma operasyonunun bir benzerini Karacabey-Mustafakemalpaşa hattında sergileyecekler. Benim tanıdığım yürekli insan Uğur Mumcu burada olurdu. Nerede olurdu; Şahinköy’de ve Kıranlar’da halkının yanında dururdu. Karacabey’deki dinamikler Kıranlar Köyü’nde açtıkları kireç ve çimento fabrikası istemiyoruz pankartıyla onu anlamışlardır. Bu dinamikler emperyalist güçlere karşı durarak onurlu bir mücadelenin içine girmiştir” diye konuştu.
Gecenin finalinde, Önder Eren’in çeşitli kaynaklardan derlediği, Uğur Mumcu’nun yaşamını anlatan oratoryo seslendirildi. Büyük beğeni toplayan “Uğur Mumcu” oratoryosunu seslendiren gençler izleyicilerden büyük alkış aldı.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.