Türk Halkının Başı Sağolsun

Kıbrıs Türk Federe Meclisi, 15 Kasım 1983 tarihinde gerçekleştirdiği olağanüstü oturumunda; Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin kuruluşunu ve bağımsızlık bildirisini oy birliğiyle onaylamıştır. Devlet Başkanı Rauf Denktaş, cumhuriyetin ilan edildiği tarihi Meclis birleşiminin tamamlanmasından sonra, Federe Meclis önünde toplanan halka ve öğrencilere hitaben yaptığı konuşmada, çok dikkatle ve tekrar tekrar okumamız, hatta ezberlememiz gereken şu tarihi konuşmayı yapıyordu: ''Başınız dik, korkusuz yaşayasınız, insan haysiyeti içerisinde yaşayasınız diye ağabeylerinizin vermiş olduğu mücadele bu noktada bitmiş değildir. Görev çok daha iyi koşullar içerisinde sizlere devredilmek üzere yeni bir safhaya gelmiştir. Kendinizi, vatanı korumaya, eşitliğinizle, Türk toplumu olmakla, Türklüğünüzle övünmeye ve vatanı daha güzel yapmak için devamlı surette birlik ve beraberlik içerisinde çalışmaya, Anavatanımıza layık olmaya onunla olan bağlarımızı daha da güçlendirmeye hazırlayınız. Bu hazırlık içerisinde olunuz. Bu mücadeleyi vermiş olan kahraman, vefakâr bir toplumun çocukları olmakla övününüz, sevininiz. Ve daha güzel bir geleceği, sizden sonra geleceklere devredebilmek için her fedakârlığa katlanacak bir ruh hazırlığı içinde olunuz. Ne Mutlu Türküm Diyene, Ne Mutlu Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin Türk çocuklarına. Şimdi bu eser hepimizindir. Dağ Başını Duman Almış Yürüyelim Arkadaşlar.''
27 Ocak 1924 tarihinde doğan Rauf Denktaş 18 yaşında bir genç oalarak1942 yılından itibaren Kıbrıs Türkü'nün bağımsızlığı için yapılan her türlü mücadelenin içinde yer almış bir dava adamıdır. Dr. Fazıl Küçük ile çıktığı yolda bayrağı ondan devralarak son nefesine kadar davasına sadık kalmıştır.
Yakın Doğu Üniversitesi Hastanesinden ölüm haberi açıklandığında oğlu Serdar Denktaş’ın söylediği şu cümle çok manidardır: ''Rauf Denktaş bir devlet kurdu; cemaatten bir Halk yaratmıştır.'' Ne mutlu Kıbrıs Türk Halkına ki cemaati Halk bilincine ulaştıran bir liderleri vardı; Halkı cemaatlere indirgeyen değil. Rauf Denktaş tarih sahnesinde hak ettiği yeri almıştır.
Beni üzen nokta Denktaş'ın ölüm haberi Kıbrıs televizyonlarında (doğal olarak) yayınlar kesilerek verilmiş, ancak bizi, dizi bağımlısı yaparak, uyuşturarak hayatın gerçeklerinden koparan ve daha iki-üç hafta önce çirkin bir reyting kavgası batağını izlettiren, sözde ulusal boyutta yapan 4 kanal alt yazı bile geçmemiştir. Türkiye vur patlasın çal oynasın ''adını Feriha koyarken'' herhalde bu haberi geçmek için Devlet büyüklerimizden izin beklemiş ve bu sırada eğlenceye devam etmiştir. Van depremi bahanesiyle Cumhuriyet Bayramı geçit törenleri iptal edilirken; 19 Mayıs gösterilerinin statlarda yapılmasına yasak getirilirken; fakir milletimiz daha fazla üzülmesin diye Rauf Denktaş'ın ölüm haberi de bu kanallarda es geçilmiştir. Bu anlamda merhum Cumhurbaşkanı Denktaş'ın şu sözlerini hatırlatmakta fayda görüyorum: ''Hür bir basınımızın olup olmadığı tartışılabilir. Ancak etrafımızdaki ülkelere bakarak Atatürkümüzle ve Cumhuriyetimizle övünebiliriz.''
Hepimizin başı sağolsun…
''Kanla, irfanla kurduk biz bu Cumhuriyeti
Cehennemler kudursa, ölmez nigahbanıyız!''

 

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.