“Tarımın yükü kadınların sırtında!”

Karacabey Ziraat Odası Başkanı Erhan Erdem, tarımda çalışanların yarıya yakınını kadınların oluşturduğunu belirterek, “Kırsalda çocukların bakımı ve ev işlerinin yanı sıra, tarımın yükü de kadınların sırtında. 2,5 milyon kadın çiftçimiz, günde 16-17 saat çalışıyor, üretime omuz veriyor, ülkenin gıda güvencesini sağlıyor.” dedi.
Başkan Erdem, 15 Ekim Dünya Kadın Çiftçiler Günü dolayısıyla yaptığı açıklamada, kış aylarında 5 milyon, yaz aylarında 6 milyona yakın istihdam sağlayan, 80 milyon ülke nüfusunu, 5 milyonu aşkın sığınmacı, mülteci ve yabancıyı, 40 milyon turisti besleyen tarımın Türk ekonomisinin temeli olduğuna dikkati çekti.
Erkeklerin ağırlıklı olarak tarım dışında çalışmasıyla, kadınların tarımın en önemli istihdam unsuru haline geldiğini vurgulayan Erdem, “Haziran ayı rakamlarına göre, tarımda çalışan 5 milyon 624 bin kişinin yüzde 45,8’i olan 2 milyon 576 binini kadınlar oluşturuyor.” dedi.
Kadınların tarımdaki ağırlığının zaman geçtikçe artacağını, Türkiye’nin tarımda verimliliği yakalamak istiyorsa işe kadın çiftçilere eğitim vermekle başlaması gerektiğini belirten Başkan Erdem, şunları kaydetti: “Kırsalda çalışma hayatında kadının yeri çok önemli. Tarımda kültürel işlemlerin iyi bir şekilde yapılması, hem bitkisel hem de hayvansal üretimde verimliliğin yakalanmasında en önemli unsurların başında kadınlar geliyor. Bundan dolayı kadın çiftçilerin, geçmişten öğrendikleri geleneksel yöntemleri bırakmaları tarımsal üretime büyük katkı sağlayacaktır. Bunun en kestirme yolu kadın çiftçilerin eğitiminden geçer. Kadın çiftçilerin eğitimi, tarımda modern tekniklerin uygulanmasını kolaylaştıracak. Verimliliği ve kaliteli üretimi artıracak. Ülke tarım ve ekonomisine en büyük katkıyı yapacaktır. Karacabey Ziraat Odası olarak bu konuda üzerimize düşen görevi en iyi şekilde yerine getirmeye çalışıyoruz ve bundan sonra da kadın çiftçilerimize gereken önemi vermeye devam edeceğiz.”
Tarımdaki istihdamın en önemli sorununun kayıt dışılık olduğuna dikkat çeken Erhan Erdem, şu bilgilere yer verdi: “Tarımda çalışan 5 milyon 624 bin kişinin yüzde 47,4’ü olan 2 milyon 633 bini ücretsiz aile işçisi konumunda. Bu rakamın yüzde 76,6’sı olan 2 milyon 17 bini kadınlardan oluşuyor. Tarımdaki kadınların yüzde 78,3’ü ücretsiz aile işçisi konumunda. Tarımda, kadın işveren sayısı 3 binde, ücretli veya yevmiyeli kadın sayısı 261 binde, kendi hesabına çalışan kadın sayısı 295 binde kalıyor. Tarımda çalışan kadınların ezici bir çoğunluğu olan yüzde 90,8’i primlerin yüksekliğinden dolayı kayıt dışı kalıyor, sosyal güvenlik kapsamına girmiyor. Kayıtlı çalışan kadın sayısı tarımda 237 binde kalırken, kayıt dışı çalışan kadın sayısı 2 milyon 339 bine ulaşıyor. Kayıt dışılık oranı, tarımda, işveren kadınlarda yüzde 33,3 iken, ücretli veya yevmiyeli çalışan kadınlarda yüzde 85,4’ü, kendi hesabına çalışan kadınlarda yüzde 95,3’ü, ücretsiz aile işçisi olarak çalışan kadınlarda yüzde 90,9’u buluyor.”
“Kadın çiftçilere Tarım Bağ-Kuru’nda ayrıcalık şart”
Tarımda, mevcut sigorta primleriyle kayıt dışılığın önlenemeyeceğini ve kadın çiftçilere tarım Bağ-Kurunda ayrıcalığın şart olduğunu belirten Erdem, şunları kaydetti: “Asgari ücret artışı ve prim gün sayısının 22’den 23’e çıkması, çiftçimizin SGK primini yüzde 35,2 yükseltmişti. Üst kurumumuz TZOB’un talebi üzerine 2017 yılında borcu olmayan çiftçilerimiz, 5 puanlık Hazine teşviki aldılar. 2018’de prim gün sayısı 25’e çıktı. Prim borcu olmayan bir çiftçimizin aylık primi 498 lira 92 kuruşu bulmaktadır. 5 puanlık indirimine rağmen, bu primlerle tarımda kayıt dışılık azalmaz. Bir evde hem erkek hem de kadın Tarım Bağ-Kur’lu olsa, indirime rağmen her ay 997 lira 84 kuruş prim ödeyecek. Kıt kanaat geçinen bir çiftçi ailesi bu kadar primi nasıl öder? Üstelik bu indirimden sadece borcu olmayan çiftçilerin yararlandığı da unutulmamalıdır.
Tarım Bağ-Kur prim ödeme gün sayısı, 2008 yılında her ay için 15 gün olarak uygulanıyordu. Bu tarihten sonra her yıl, prim gün sayısı 1 gün artırıldı. 2018 yılında gün sayısı 25’e çıktı. Gün sayısı, 2023 yılında diğer sigortalılarda olduğu gibi 30 güne yükselecek. Kırsalda gelir seviyesi ülke gelir ortalamasının yüzde 35’inde kalmaktadır. Ülkemizin en yoksul kesimi kırsalda yaşamaktadır. Bu şartlarda, çiftçimizin çok büyük çoğunluğunun, 30 gün üzerinde prim ödemesi imkansızdır. Prim ödeme gün sayısı yeniden 2008’deki rakama, 15 güne indirilmelidir.
Tarım sektöründe çalışan kadınların sosyal güvenlik primlerinin yüzde 50’si, erkeklerin ise yüzde 25’i devlet tarafından karşılanmalıdır. Böyle bir uygulama, tarımda istihdam edilen kadınlarımızın sosyal güvenlik kapsamına girmesini kolaylaştıracaktır. Bu desteğin verilmesi durumunda, kadın çiftçilerimizin sağlık harcamaları eşleri yerine, kendi sigortalarınca karşılanacağından, desteğin büyük kısmı devlete geri dönecek, kayıt dışılık da önlenecektir.
Zor şartlarda çalışanlara kamuoyunda yıpranma payı olarak bilinen fiili hizmet tazminatı verilmektedir. Çalışma şartlarının zorluğu dikkate alınarak, çiftçilerimize çalıştıkları her yıl için sigorta gün sayılarına 90 gün (4 yıla 1 yıl hesabıyla) yıpranma payı ilave edilmelidir. Sigortalı kadınlarda 3 çocuğa kadar, her çocuk için 2 yıl borçlanma imkânı bulunmaktadır. Kadınlarda sigortalı olmadan önce gerçekleşen doğumla ilgili de hizmet borçlanması yapabilmesi mümkün kılınmalıdır. Yapılan desteklemelerde, projelerde kadın çiftçilerimize artı puan uygulanmalı, banka kredilerinde de kadın çiftçilerimize pozitif ayrımcılık yapılmalıdır.”
Bu kapsamda Karacabey ve tüm dünyadaki kadın çiftçilerin 15 Ekim Dünya Kadın Çiftçiler Günü’nü kutlayan Başkan Erdem, kadın çiftçilerin mağduriyetlerinin giderilmesi için ellerinden gelen gayreti göstermeye devam edeceklerini sözlerine ekledi.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.